“Yemin olsun nefes nefese koşanlara;
Sonra çakarak kıvılcım saçanlara;
Sabahleyin ansızın baskın yapanlara;
Derken o sırada tozu dumana katanlara;
Peşinden orada bir topluluğun ta ortasına dalanlara
ki!...” (Âdiyât/ 1-5)
Hep birlikte 7 Ekim sabahı itibariyle adeta ayet ayet inen sürelere şahitlik ettik. Kur’an yeniden nazil oldu adeta. Sanki yeni nazil olmuş gibi okuduk Adiyat Süresinde anlatılan cihad sahnelerini…yenilmez görülen ordularının yenilip ezilmiş ekine çevrildiğini…nice az topluluğun çok toplulukları dize getirdiğini aktaran Talut (as) kıssasını… rabbimizin nişanlı beş bin melekle yardım ettiği Bedrin aslanlarını anlatan Enfal suresini… inananların üzerine ordular’ın saldırdığı bir zamanda Allah’ın görünmez ordularla yardım gönderdiği hendek savaşını anlatan Ahzab suresini… israiloğullarından bahseden nice sureleri... Tevbe süresini, Al-i İmran Suresini, Bakara suresini… hasılı, 7 Ekim sabahı sema kapılarının yeniden açıldığı, binlerce şehidin ölümü öldürdüğü aydınlık bir sabah oldu, el-Hamdulillah.
O sabah, Ümmete cihad ruhu aşılayan, insanlığın vicdanını harekete geçiren Aksa Tufanı operasyonunu Hamas’ın silahlı kanadı İzzetin el-Kassam Tugayları başlattı. Peki, ümmetin iftiharı olan İzzetin el-Kassam Tugaylarının ismini aldığı İzzetin el-Kassam kimdir? Çıplak ayakla, yamalı eşofmanla yedi düveli dize getiren bu mücahitlerin ilham aldığı İzzettin Kassam kimdir? İlim, zühd ve cihad üzerine inşa edilmiş olan bu hareketi ve bu hareketin eğitiminden geçen Gazze halkını tüm zorlu imtihanlara rağmen nasıl da “Allah bize yeter” diyebildiklerini İzzetin Kassam’ı tanıdıkça daha iyi anlamış olacağız. Çünkü her hareket örnek aldığı kişileri, kişilikleri haline getirirler.
Şeyh İzzettin el-Kassam hem basiretli bir âlim, hem de güçlü bir hâtiptir. Hem zeki bir komutan, hem de cesur bir mücahittir. Hem mücahit yetiştiren bir eğitimci, hem de işgalcilere kan kusturan bir direnişçidir. Hem züht sahibi bir mutasavvıf, hem de ahir ömrü şehadetle taçlandırılan bir şehittir. Tüm bu güzel hasletlerin kendisinde toplandığı İzzettin el-Kassam, Filistin`in bağımsızlığı için işgalci İngilizlere karşı ilk direniş hareketi başlatan imamdır.
Şeyh Halid el-Bağdadî çizgisinde bir Nakşibendî şeyhi olan Şeyh İzzeddin el-Kassam Suriye`nin Lazkiye kentinin bir liman kasabası olan Cebele`de 1882 yılında doğdu. Babası medresede müderrislik yapan bir âlim olmakla birlikte Kadirî tarikatının o bölgedeki mürşidi olarak tanınıyordu. İlk eğitimini babasından alan İzzettin el-Kassam 14 yaşında kendi isteği üzerine kardeşi Fahreddin ile birlikte köyünden ayrılarak el-Ezher Üniversitesi'nde ilim tahsil etmek için Kahire’ye gitti ve Muhammed Abduh ve Muhammed b. Abdülmalik el-Alemî gibi hocalardan ders aldı. M. Reşid Rıza, İzzeddin Alemüddin et-Tenûhî, Züheyr eş-Şâvîş ve Ali et-Tantavî gibi şahsiyetlerle dostluk kurdu.
1909’da eğitimini tamamlayarak memleketi Cebele’ye döndü. Kısa bir süre sonra Türkiye`ye gelen İzzettin el-Kassam bir sene kadar Türkiye’de vaaz ve irşadda bulunup tekrar Cebele`ye döndü. İzzeddin el Kassam, Cebele`de tasavvuf disiplininin yanı sıra Kur`an, tefsir, hadis ve fıkıh gibi ilimlerin derslerini vermeye başladı.
Ancak Medreselerde müderrislik yapmakla, camilerde vaaz
vermekle yetinmiyor, aynı zamanda gençlerin terbiyesi ile bire bir ilgileniyor,
güzel ahlakıyla onlara rol model oluyordu. Bu itibarla Şeyh İzzetin el-Kassam o
dönemde Suriye'nin maddi ve manevi mimarlarının başında geliyordu.
Fikir ve siyaset adamı, müfessir ve tarihçi İzzet Derweze, İzzettin el-Kassam`ı şu şekilde tarif eder:
“Kendi iç ışığıyla aydınlanmış biriydi. Kendini beğenme,
bencillik gibi huyları yoktu. Herkese açık ve yakındı, insanlar onu severdi.
Kendisini ahlaki reforma adamış olan Kassam, halkı ibadetlerine devam etmeleri,
Ramazan oruçlarını tutmaları, kumarı ve içkiyi bırakmaları konusunda
özendirirdi. Çalışmaları o kadar başarılıdır ki, dindar olmayan kişiler bile bu
hükümlere uymaya başlamışlardı. Sınırda yaşanan katarlarla içki kaçakçılığı
durumlarında olaya müdahale ediyordu. Toplum öyle bir noktaya gelinmiştir ki,
Cuma namazı saatinde tüm erkekler namazda olduğundan kadınlar rahatlıkla
peçesiz bir biçimde alışverişe gidebilmektedir.”
İzzettin el-Kassam çok başarılı bir müderris, etkileyici
ve teveccüh gösterilen hatipti. Ancak İzzetin Kassam’ın içinde bulunduğu dönem
bütün İslam dünyasının dört bir yandan kuşatıldığı, işgal edildiği ve
Müslümanların her gün mevzi kaybettiği yıllardı. İslam ümmetinin içinde
bulunduğu buhrandan çıkabilmesi için sadece rahle başında ve vaaz kürsüsünde
oturulmayacağını çok iyi biliyordu. Bu nedenle sömürülen ve işgal edilen İslam
beldelerinin hali hem alim, hem zahid olan İzeddin el-Kassam’da anın vacibi
olan cihad ruhunu da diriltmişti.
Şeyh Kassam, halkı irşad faaliyetleriyle uğraşırken
İtalyanlar Libya'nın Trablusgarb şehrini işgale başlamışlardı.
İzzettinel-Kassam, nümayişler düzenleyip halkı işgallere karşı silahlı
mücadeleye de davet ediyordu. Ayrıca Osmanlı ordusuna gönüllü asker ve
gönüllülerin geride kalan aileleri ve techizat için para toplamaya başladı.
Sayıları 250’yi bulan gönüllü talebeleriyle birlikte Libya’da işgale karşı
cihad eden Ömer Muhtar ve beraberindeki mücahidlere deniz yoluyla katılmak için
İskenderun limanına gitti. Yaklaşık kırk gün bekledikten sonra Balkan
Savaşı’nın çıkması üzerine 1912 Ekim`inde İstanbul`daki yeni hükümet
İtalyanların şartlarını kabul eder ve buradaki savaşa son verilir.
Seferberliğin sona ermesi üzerine toplanan yardımların
yarısıyla bir okul inşaatına girişir. Ancak I. Dünya savaşı başlamasıyla Cihad
için hiçbir fırsatı kaçırmayan İzzettin Kassam Osmanlı ordusuna katılmak için
müracaat eder. Bunun üzerine bir müddet askerî eğitim aldıktan sonra cephede
garnizon imamı olarak görevlendirilir. Ama savaş Osmanlı aleyhine bitmişti.
Osmanlı devletinin işgale uğrayan çoğu toprağı üzerinde hâkimiyetini kaybedince
Maraş’ta Sütçü imam, Antep’te Şahin Bey, Libya’da Ömer Muhtar nasıl ki
halifenin yokluğunda başsız kalan Müslümanlara baş, mücahidlere imam olup
işgalcilere karşı direnişe geçtilerse İzzettin Kassam da aynı ruhla İslam’ın o
köleliği, zilleti kabul etmeyen izzetli duruşuyla, canla başla çabalıyordu.
Suriye’nin Fransız işgaline uğraması sonucu Osmanlı Devleti’nden ayrılması meselesi ortaya çıkınca Cebele’ye döndü. Büyük bir azim ve gayretle halkı işgale karşı bilinçlendirme çabaları sonucu bir halk ordusu oluşturdu ve toplanan yardımlarla da cihad hazırlıkları yaptı.Hemen sonra Fransızlara karşı Ömer Baytâr ile birlikte bir direniş hareketi başlattı.
İzzettin el-Kassam ilimsiz cihadın tehlikelerinin
farkında olan biri olarak savaş ortamında dahi mücahitlerin ilmi ve manevi
gelişimleri için çaba sarf ediyor ve onları manen diri tutarak hem savaş
teknikleri hem de cihat dinamikleri hususunda eğitiyordu.
Böylece müritlerine her ay Kur`an`dan yeni bir bölümü –
ki bu bölümler özellikle cihatla ilgilidir-, anlamlarıyla beraber
ezberlettiriyordu. Savaşçı bir refleksle yıkım ve kin duygusunu bu terbiye
yöntemiyle gideriyor ve takvayla dirilten bir cihat anlayışının onların zihin
ve yüreklerine yerleşmesini sağlıyordu.
Şam, tamamıyla Fransızların eline geçinceye kadar gerilla
taktiğiyle onlara büyük kayıplar verdi. Gıyabında ölüm cezasına çarptırılması
ve çemberin gittikçe daralmasıyla birlikte Suriye`yi terk etmek zorunda kaldı.
Mücahitlerin bazıları Türkiye'ye gitti. Şeyh İzzettin Kassam ise sömürgeci
güçlerin ve onlarla işbirliği içindeki Siyonistlerin Filistin üzerindeki
oyunlarının farkına varıp beraberindeki bazı mücahitlerle birlikte 1922'de
Filistin'e gitti.
Filistin’in Hayfa şehrine gittikten hemen sonra
talebelere ders vermeye başladı. Bir yandan da İstiklâl Camii’nde imam-hatiplik
yaparak burada hem öğrenci yetiştirmekle, hem de halkı İslami yönden
şuurlandırmak için vaaz ve irşad çalışmalarına başladı. Vaazlarında genellikle
Siyonist tehlike üzerinde duruyor, halkı bu tehlikeye karşı uyanık olmaya
çağırıyor ve cihada teşvik ediyordu.
İngiltere, işgalden sonra uyguladığı sinsi politikayla
halkı uyutmaya ve kendi işgal politikalarına zarar vermeyecek lüzumsuz işlerle
meşgul etmeye çalıştı. Hatta İngiliz General Allenby, Müslümanların
kutsallarına önem verdiğini gösterip kendi işgallerine karşı herhangi bir direnişin
gerçekleşmemesi için Mescidi Aksa’nın bakım ve restorasyonu için İngiliz
halkından yardım toplamak üzere İngiliz Times Gazetesi’ne ilan verdi. Çoğu
kimse bunu güzel bir adım olarak karşılarken Şeyh Kassam bu oyunların farkında
olarak Mescid-i Aksa dahil olmak üzere mescitlerin bakımı yerine işgalciye
karşı hazırlık yapılması gerektiğini halka ibraz ediyordu. Bunu açıkça şu
şekilde dile getiriyordu: “Camilerdeki mücevherler ve süslemeler silahlara
dönüştürülmeli, topraklarınızı kaybederseniz duvarlardaki süslemeler size nasıl
fayda sağlayacak!”
Halkı işgalcilere karşı uyandırıp cihada hazırlarken
Hasan el-Benna’nın öncülüğünde Muhibbüddin el-Hatîb tarafından Müslüman Gençler
Derneği kuruldu. İzzettin Kassam hemen bu derneğe üye oldu ve bir süre sonra da
bu derneğin başkanlığına seçildi. İhvan-ı Müslümin’den daha disiplinli bir
teşkilatlanma ve örgütlenmeyi öğrenmesiyle birlikte köyleri dolaşmaya başladı.
İngiliz işgaline ve Siyonist tehlikeye karşı bölge halkını bilinçlendirmeye
yönelik çalışmalarına hız verdi. Hemen sonra "Kassamiler" adında,
talebelerinden ve gönüllü Müslümanlardan oluşan "askeri bir birlik"
oluşturdu. Bu hazırlık döneminde bir yandan cihada katılacak eleman yetiştirip
onları teşkilatlandırırken bir yandan da teçhizat temin etmeye çalışıyordu.
Hazırlıklar bittikten sonra anlamlı bir gün olan
İngiltere’nin Filistin’de siyonist bir yahudi devletinin kurulmasına karar
verdiğini ilân eden Balfour Deklarasyonu’nun yıldönümünde işgalci İngilizlere
karşı cihad hareketi başlattı (2 Kasım 1935).Kassamiler Hayfa'da ve Filistin'in
kuzeyinde çok başarılı operasyonlar gerçekleştirdiler. Bundan dolayı da
Müslümanların yanında büyük bir değer ve sempati kazandılar. İngilizlerin
gözlerini korkmuş, Siyonistlerin kalpleri titretmişlerdi. İzzettin Kassam'ın
mücahitleri, çalışmalarını öyle gizli yürütüyorlardı ki İngilizler ne kadar
uğraşsalar da bir türlü izlerini bulamıyorlardı.
İzzeddin el-Kassam, Cenin yakınlarındaki Ya’bed dağında
bir İngiliz casus tarafından ihbar edildi. Beş yüz kişilik bir İngiliz askeri
birliği tarafından karadan ve havadan kuşatılan İzzettin el-Kassam,
beraberindeki 14 mücahitle teslim olmayı değil şehit olana kadar direnişi
tercih ettiler. Uzun süren çatışma sonunda takvimler 19 Kasım 1935 tarihini
gösterirken İzzeddin el-Kassam’la birlikte Şeyh Yusuf Abdullah, Şeyh Ömer Hasan
Sa’di ve Hanefi ismiyle tanınan Mısırlı bir mücahid şehit edilirken diğer
mücahitler de İngilizlere esir düşmüşlerdi.
Şeyh Kassam ve arkadaşlarının şehadeti Müslümanları hüzne
boğmuştu. Cenaze namazları on binlerce Müslüman tarafından kılınarak
"Bacur" şehitliğine defnedildi. Şehit Kassam'ın cenazesine büyük bir
kalabalık katıldı. Cenazeye katılan kalabalığı dağıtmak isteyen İngiliz
işgalciler ile Müslimanlar arasında çatışma çıktı ve iki taraftan da yaralananlar
oldu. Şeyh İzzettin ve arkadaşlarının yerini ihbar eden casus ise daha sonra
mücahitler tarafından öldürüldü.
Filistin’de işgale karşı Mücahitlere imamlık yapan
Nakşibendi-Halidî kökenli Suriyeli Şeyh İzzeddin el-Kassam ve mücadelesi
Filistin halkı için âdeta bir meşale olmuştu. İzzettin el-Kassam, yaşarken
olduğu gibi ölümünden sonra da mücadeleci kişiliği ve ismiyle Filistin halkını
harekete geçiren bir sembol hâline geldi.
Sırf Allah için ömrünü İşgalcilere karşı direnişe ve
mukaddes topraklar olan Mescid-i Aksanın özgürlüğüne adayan alim, zahid ve
mücahid olan Şeyh İzzettin el-Kassam’ın hikmet dolu şu sözü hayatını ne de
güzel özetlemektedir;
"Mühim olan illa da bu savaşı bizim kazanmamız
değildir. Asıl mühim olan bizim ümmete ve gelecek nesillere iyi bir ders
vermemiz, onlarda Cihad ruhunu diriltmemizdir."
Direnişin sönmeyen meşalesi Şehid İzettin el-Kassam’ı rahmet ve minnetle yad ediyoruz. 7 Ekimden beri Siyonizmin canına okuyan Aksa Tufanını selamlıyor, cümle şehitlerimizin şehadetlerini tebrik ediyor ve Gazze halkının bunca sarsıcı sıkıntılara karşı metanetli duruşlarını kutluyoruz. İlim, Hikmet ve Cihad ile… Selam ve Dua ile…
Kaynakça:
Dağılma, İ. (2018, Ocak 20). Kudüs Ve Aksa
Mücahidi Şeyh İzzeddin El-Kassam -1- | İnzar Dergisi.
https://inzardergisi.com/kudus-ve-aksa-mucahidi-seyh-izzeddin-el-kassam-1/
El-Awai̇si̇, K. (2019).
Beytülmakdis’in İşgali ve Bilgi Krizi. Milel ve Nihal, 16(1),
Article 1. https://doi.org/10.17131/milel.584981
İzzettin Kassam. (t.y.). Geliş tarihi 21 Kasım 2023, gönderen
https://www.davamizkudus.org/kudus-biyografileri/izzettin-kassam/
Şerbetçi, K. (t.y.). Bir
Direniş Abidesi: İzzeddin el-Kassam | yayin.diyanet.gov.tr. Geliş tarihi 21
Kasım 2023, gönderen https://yayin.diyanet.gov.tr/makale/bir-direnis-abidesi-izzeddin-el-kassam/koray-serbetci/tarih-biyografi/2228/65
Turan, A. (t.y.). Kudüs
Sorunu. Geliş tarihi 21 Kasım 2023, gönderen
https://sdam.org.tr/birim/kudus-sorunu.html