Ülkemizin en önemli
problemleri arasında şüphesiz ekonomi ve eğitim vardır. Her ikisi de uzun süre
için plan program gerektiren hassas kurumlardır. Bu yüzden işin ehli uzmanlar
tarafından kısa vadede orta vadede uzun vadede kafa yorması gereken bir iştir.
Buna aile kurumunu da dâhil edebiliriz.
Bir işte uzmanlaşmak tecrübeyle, öngörüyle mümkündür. Epistemolojiyi iyi bilmek gerekir. Dini, Sosyolojiyi, bilimi, tarihi, coğrafyayı psikoloji iyi araştırıp mantıklı çıkarımlar yapmak gerekir. Günü kurtarma mantığı artık yetersiz kalıyor bu mantıkla hareket edenler hiç düşünemediği sorunlarla karşılaştığı için on yıllık, elli yıllık, yüzyıllık planlar yapmaya başladı. Bizlere çok mantıklı gelmese de maalesef böyle.
Dünya hepimize yeterli olduğu halde neden böyle bir hesap yapılıyor? Bu hesabı yapan ülkeler konuşulduğu zaman “vay be” diyoruz. Onlar doğanın, suyun, petrolün hesabını yaparken biz şaşırıyoruz. Oysaki bizler de ev, arsa, çocuğumuzun geleceğini düşünerek hesaplar yapıyoruz. Aradaki farka baktığımızda biri büyük ölçekli hesaplar yaparken bizler çok küçük hesaplar peşine düşüyoruz. Onlar önce memleketi düşünüp hesaplar yaparken, biz önce kendi hesaplarımızı yapıp bindiğimiz geminin hesabını yapmıyoruz.
Kendi hesabını önceleyen bireyler canavarlaşır, toplumda yaşayan bireyleri koyun sürüsü olarak görmekten başka bir şey görmez. Oysaki bizim felsefemiz kurtla kuzunun bir arada yaşaması gerektiğine inandığımız felsefe olmalı. Bizler bu felsefeden uzaklaştığımız için medyada hep beraber şahit oluyoruz; su yüzünden, kaç dönüm arazi yüzünden birbirini öldürenler, birbirlerine zulmedenler, ahlaktan yoksun söylemler… Katliam gibi görüntüler, sayısızca bedenin yerde yatması yazık değil mi?
Her şeyi feda etme kültüründen kirayı biraz daha fazla alma kültürüne evirildik. ‘Evi on günde boşalt, çocuğumuzu evlendireceğiz’ deyip kirayı artırma politikaları sergilememiz bunun en güzel örneğidir. Ebeveynlerin çocuklardan çocukların ebeveynlerden kaçtığı bir sürece doğru ilerliyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin. Hacca gidip geldikten sonra kiracıdan iki kuruş alma derdi dert olmaktan çıkmalı, insanın insan olma yolunda adımlar atması her anlamda değerlidir.
Bizleri diğerlerinden ayıran hesabımızdır, bizim hesap başkasına benzemez. Bizim hesap ebediyeti düşünerek yapılan bir hesaptır. Zerre kadar yapılan bir iyilik ve kötülüğün karşılığının olduğuna inanılan bir hesaptır. Bu yüzden ailemizin, komşumuzun, dostlarımızın kardeşlerimizin hesabını yapmak zorundayız. Bizim hesabımız altının, dövizin değer kaybedip değer kazanması değildir. Bizim hesabımızda insanı değerli kılmak, şerefli kılmak hesabı vardır. İnsan değer almadıktan sonra meta değer kazanmış ne anlamı olur ki.
Bizim hesabımızda gerekirse kardeşlerimize suyu uzatıp susuzluktan ölmek vardır. Bu hesaba başkasının kafası ermese de böyle olmak zorundalığımız vardır. Bu bize tarihsel ve kültürel olarak bırakılan en büyük hazinedir. Bu hazinede rezerv sonsuzdur. Bu anlamda eğitim almak dileğiyle...
Selam ve dua ile…