Her insan farklı bir şekilde
imtihan ediliyor. Kimi canıyla kimi malıyla kimi evladıyla velhasıl herkesin
imtihanı çok farklı olabiliyor. Çile yeri olduğu için kimsenin çok fazla rahatı
olmayabiliyor. Nice güzel insanlar tanıdık başlarına öyle bir şeyler geldi ki
dayanılacak gibi değildi, onlar bu imtihan sürecinde dik durmayı becerdi.
“Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz” dediler.
Bütün değerli ve inançlı
insanlar tarih boyunca böyle bir düşünceyi taşımış bu düşünce ekseninde
davranış geliştirmişlerdir. Ona inanmak, ona boyun eğmek ondan başkasına
bakmamak ne kadar güzel ve ne kadar değerli bir bakıştır. Hayatın her alanında
insanın rabbini düşünerek hareket etmesi, sosyolojik anlamda kendine bakması,
çok önemli bir bakıştır.
Bu tür insanlar, niye bu ev
almış niye bu araba almış niye bunun şuyu var buyu var demediler. Başkasına
baktıklarında hep ilahi bir nazarla baktılar. Kendinden daha iyileri hep örnek
aldılar, kendinden kötülere bakıp hep hallerine şükür ettiler. Kötülerin
kötülüklerine de hep Allah ıslah etsin dediler. Bu muazzam bir cömertlik değil
mi? Hangi felsefede hangi psikolojide hangi sosyolojide hangi mantıkta böyle
bir bakış var.
Bugünkü muhabbetlere
baktığımızda kimse kimseyi beğeniyor mu? Kimse rakip partiyi beğenmiyor kimse
rakip takımın golünü hazmedemiyor. Kimse kendinden olmayanı kabullenemiyor.
Kendinden iyi olanı örnek almak yerine sadece kendisine benzemeyi arzuluyor.
Gelinen noktada temel felsefe “Bunlara Allah’ın suyunu vermeyeceğiz.” Ne acı
bir tablo değil mi? Bu bakış hüseyni bir bakış değil zalimce bir bakıştır.
Aslında asıl hedeflenen de söylemde, bakışta gizlidir.
Rabbimizin bunca nimetlerini
hem düşünmek hem de kendisinden bir başkasına vermemek ne kadar sakat bir bakış
açısıdır. Bir üzüm bağı verilmiş bir salkım üzümü sakınmak, kimseye layık
görmemek ne kadar üzücü bir durum. Nasıl düşünürsen nasıl bakarsan öyle
görürsün.
Bizim lugatımızda olumsuzluk
olmamalı. Biz her şeye rağmen ümit var olup O’nun rızasını kazanmak zorundayız.
Dünyanın bütün süsüne karşın benim hayatım, ölümüm her şeyim âlemlerin rabbi
için olmalıdır, diyebilmeliyiz. Her şeyi yoktan var eden bütün âleme rızkını
veren bir gücü unutup başka güçlerin peşinden koşmak ahiretimizi unutup hep
dünyevileşmek doğru bir yaklaşım olmasa gerek.
Bu konuda çok hata yapıyoruz.
Bu konudaki kazanımlarımızın çok önemli olduğunu düşünüyoruz inanın ki
yanılıyoruz. Bütün mesele Allah’a kul olmaktır. İlk ezberlediğim ayet bununla
ilgiliydi. Hocam bana zariyat elli altıncı ayeti ezberletmişti. “Ben cinleri ve
insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Ondan sonra saatlerce
kitap okumalar, felsefe, sosyoloji, psikoloji, mantık yıllarca uğraş uğraş
böyle bak, şöyle bak, niye böyle niye şöyleler. Anladım ki her sonuç bir
başlangıçtır. Bütün mesele, bütün bakış hocamın bana ilk ezberlettiği
ayetteymiş.
Selam ve dua ile…