Tüm ölümler, üzer ve yürek paralar; ama bazı ölümler daha
daha üzer ve yürek paralar. Trafik kazaları da bu türden ölümlere gebedir. Yola
sevdiklerinize ulaşmak için veya sevdiklerinize ulaştırmak için koyuluruz. Yol
gözleriz, yolumuz gözlenir; ama birden acı ve acıtan haber sevenlere ulaşır:
Şaşkınlık, şok hali, inanamama, ölümü yakıştırmama, feryat,
gözyaşı ve bir daha geri gelmeyeceğini bilmenin getirdiği sürekli hasret…
Hele, bu kazalar kaderin doğal tecellisi değil de ölenin
veya birilerinin ihmali ile gelmişse ya da yine yol ve zemin kaynaklı olmuş bir
kader tecellisi ise… O zaman, yürek daha bir dağlanır. Sitemlerin asla ardı
arkası kesilmez. İhmaller, masaya yatırılır; ama o masada yeni bir elim kazaya
kadar yine kalır.
Bu hafta Gaziantep, Mardin, Denizli ve Afyonkarahisar’da
onlarca ölüm ve yüze yakın yaralanmanın olduğu feci kazalar meydana geldi
malumumuz. Ölen ve yaralananların ailesi için yürek yangını alev alev iken
ülkedeki her vicdan sahibi de göze yaş, gönle hüzün ekti bu elim kazalar için…
Bu kazalarla birlikte ihmaller zinciri yeniden gündeme
geldi. Kazaların nedenleri üzerinde duruldu kelli felli(!) yorumcular
tarafından. Sürücüler ve yolcular için türlü tedbir hatırlatmaları yapıldı.
Oysa, hiçbir trafik kazası ‘sürücü, karşı yön, yol durumu, hava şartları, karşı
taraf’ gibi sebepler bütünlüğünden kopuk değildir. Bu elim ve elem veren son
kazalar da bu çerçevede değerlendirilmeli ve tedbirler ve çalışmalar yeni feci
kazalara kadar masada bekletilmeden bir an önce alınmalı ve yapılmalıdır.
Yurdun çeşitli yerlerinde meydana gelen kazalarda ölenlere
rahmet, yaralılara şifa ve yakınlarına sabrı cemiller diliyorum.
Trafikle ilgili bazı telkin ve tedbir cümleleri de kulak
verilmesi umuduyla bizden olsun:
Uyulan her kural bizi hayata bağlar.
Emniyet kemeri ücretsiz bir koruma vesilesidir.
Bazıları hızı seçer, siz yaşamı ve sevdiklerinizi seçin.
Yaya geçidinden geçmek anın tevekkülüdür.
Kurallar saygıyı, saygıda doğru algıyı gerektirir.
Hayat, bir nefeste saklıdır. Ölüm, trafik kurallarında
yasaklıdır.
Trafik kazaları asla kazayla olmaz, ihmallerle olur.
Hız, yapacağınız son hatanız olabilir.
İster sürücü ol ister yaya, aksatmadan uy trafik
kurallarına.
Bir kural, bir hayat belki de onlarca hayat kurtarır.
Ölen yakınlarına kavuşmak istiyorsan “Hızlı” sür, yaşayan
yakınlarına kavuşmak istiyorsan “Yavaş” sür!
Geç gitmek, güç gitmekten ve hiç gitmemekten iyidir.
Hızını azalt, ömrünü Rabbin lütfuyla uzasın!
Savaş diyor ki; tek rakibim trafik terörüdür.
Aşırı hıza dikkat; çünkü kaybolan şey hayattır.
Trafik cezaları çok diye yakınmayın; çünkü en büyük trafik
cezası canınız olabilir.
Araç değil, dikkatsizlik öldürür.
Ya hızını durdur ya da geleceğini ve umutlarını unut.
Alkol algıları köreltir, vicdanı öldürür ve trafiği
kirletir.
Hayatınıza ‘dur!’ demek istemiyorsanız, kırmızı ışıkta
durunuz.
Hayatınız araba tekerleğinde dönüyorsa, ona yön veren siz
olun.
Trafik kültürü kanunlarla değil, saygıyla gelişir.
Her trafik kuralı, en az bir hayat kadar değerlidir.
Kurallara uyun, hayata doyun.
Uykunu al, hayatta kal.
Unutmayalım trafik ihmali kendi canımıza mal oluyorsa intihar, başka ölümlere sebep oluyorsa katliam olur.