Bugün gerek Cami minberlerinden, gerekse de onların etkisinde
kalıp halk arasında giderek yerleşik
hale gelen bir anlayış var. "Zekatı kendi elinizle verin. Kendiniz
gidip zekatı vereceğiniz kişiyi arayıp bulun. Öylece dağıtın. Yoksa üzerinizde
kalır." Bu söylem üzerinden
gidersek sorunlar çözülecek mi? Ya da ortada bazı yüzleşmemiz gereken kimi
gerçekler ne olacak?
- Kimileri bu söylemden hareketle kendi yakın çevresi
ağırlıklı olmak üzere zekat dağıtımına gidiyorlar. Çevresinde zengini olmayan
ihtiyaç sahiplerinin durumu ise muamma..
- Bugün küçük ölçekli bir ilçe için bile zenginler böyle bir
adım atsa ihtiyaç sahiplerini bulmaları zaman alır. Velev ki bulsa bile
herkesin kriteri bir mi?
-Bazılarının kafasında ki ihtiyaç sahibi profili ise sadece o
verilen zekatla hayat bulacak birileri. Böyle bir profilde ki ihtiyaç sahibine
hangi şekilde yardım yapılacak. Ona verilecek yardım ne kadar bir süreyi
kapsayacak.
-Siyeri ele alırsak yapılan zekat yardımları her zenginin
kendi eliyle dağıtması şeklinde mi yoksa gerek zenginlerin gerekse de zekat
memurları aracılığıyla toplanan o sermayenin bir yer ya da Beytül Mal gibi
yerde toplanması ile mi dağıtılmıştır. Buna iyice odaklanmak lazım.
Şu gerçeği de görmemiz lazımdır.
Günümüz dünyasının temel sıkıntılarından biride fakirliktir.
Dünya da ekonomik çarkların bazı para ve silah baronlarının elinde olması,
sermayenin bazı emperyal ve kapital emelleri içlerinde barındıranlar arasında
dönüp dolaşması bütün bir dünyaya halklarını da olumsuz etkilediğini söylemek
mümkündür.
Müslüman halkları içinde barındıran ve İslamın kokusunu taşıyan
ülkelerin küresel ölçekte örgütlü ve güçlü bir yapı kurmaları elzemdir.
Uluslararası arası anlamda yardımlaşma ve dayanışmanın bir bütün olarak ele
alınması gerekir. İslam ülkelerini kasıp
kavuran fakirliğin ortadan kaldırılması ya da makasın daraltılması için mutlak
surette İslam ülkeleri arasında Zekat fonu kurulması kaçınılmazdır. Bunun
altyapısının oluşturulması bu işin organizatörü olana hayırlı bir çığır açacak
niteliktedir.
Bugün ele almamız ve üzerine gitmemiz gereken diğer bir yolda
fakirliği ortadan kaldıracak, onu azaltacak, istihdamı artıracak, onlara iş
imkanı sunacak projelere ağırlık vermenin de büyük hizmet olacağı düşüncesidir.
"Hazıra dağ dayanmaz" diye bir deyim var. Sürekli yardıma alıştırılan
ya da yardımlar ile ayakta tutulmaya çalışılan bir anlayış büyük zahmet ve
fedakarlıklar ile yürütülmektedir. Bunu daha iyi olana evriltmek gerekir. Hani
derler ya "Birine balık verirsen bir gün doyar ama ona balık tutmayı
öğretirsen her gün doyar" Temel prensip bu olursa ortadan kaldırılmış bir
yoksulluk olacak İnşAllah.
Son olarak gerek bireysel yardım yapan ya da Kurumsal düzeyde
yardım yapanlara çağrımız şudur. Bu gün Beytül Mal gibi bir müessese ve ortam
yok. Ama oluşmasına engel bir durumda yok. Biz yeter ki istekli olalım.
Güvenilir, şeffaf ve denetlenmekten gocunmayan bir anlayış ve rahatlık bu işin
çözümüdür.
Wesselam