Okullar eğitime başlıyor.
Pandemi sürecinde ihtiyatın en çok sergilendiği ve buna karşın toplumsal eğitim kaybına da en çok öğrencilerin uğradığı inkâr edilemez.
Eğitimdeki kayıpların sahaya yansıması hemen sonuç verecek bir kayıp değil.
Yıllar sonra bu neslin hak kaybı yaşaması ve topluma yansıması farklı şekillerde her meslek dalında kendini gösterecektir elbette.
Biz bu kayıpların başka bir açıdan yansıması üzerinde durmak istiyoruz:
“Eğitim, insan davranışlarına müspet yönde şekil verme eylemidir” diye düşündüğümüzde yaşanan kayıplara biçilecek değer o derece ağır olacaktır.
Toplumlar insanlara yatırım yaparak geleceği inşayı hedef ediniyorlar.
İnsan, medeniyet ve kültürün öznesi pozisyonunda olduğundan pasif olması buna paralel bir gerilemeyi, aktif olduğunda da gelişmeyi beraberinde getirir.
Öğrencilerin eğitimin her kademesinde kişilik inşası ve toplumsal ihyaya yönelik donanımdan yoksun olması kabul edilemez.
Eğitimciler sistemin yanlış adımları ve yanlış kararları, atinin insanını şekillendirmedeki görevini ihmal etmemeli ve sürekli hatırlatmalılar.
Okullar açılıyorsa öğretim bir şekilde hal edilebilir.
Eğitim ise hayat boyu devam eden bir olgudur.
İlk insandan bu yana eğitilen kimseler, Allah’a ve topluma karşı iyi özelliklerle donanan kimselerdir.
Kendilerini yetiştirirken toplumu da yetiştirdiklerinin bilincinde ve kavrayışındalar.
Bilinçli birey, toplumun gelişmiş ve eğitim süzgecinden geçmiş kimse olduğunu idrak ettiğimizde bilgi kaybı, zaman kaybı ve nesil kaybı yaşamayan bir anlayış ve sorumluluk devreye girer.
Ne Bakanlık halkın bu hakkının kaybını ister ne de öğrenciler bundan mahrum kalmak ister.
Bu açıdan eğitim gibi insanı ve toplumu şekillendiren değerlerin öğretimle sınırlandırılması bu kaybın başatıdır.
Bilginin eğitimle insan bünyesinde olumlu bir inşayı, toplumun inşası olarak algılamak gerek.
Bilgiyi salt gayeleştirmek eğitimsizliği yaygınlaştırmaktır.
Bugün her açıdan etik olan yaklaşım, ahlaki erdemleri İslam inancıyla yoğuran ve eğitimde “Tevhid” anlayışını egemen kılan yaklaşımdır.
İslam eğitimi çerçevesinde eğitilen her birey, tek olan Allah’a inancı, ahireti, hesabı ve sorumluluğu hayatın gayesi olarak bellediğinde ideal insan olgusunu ortaya koyar.
Bu açıdan eğitimde kayıp ve kazanç bakış açısı, nasıl olmalı diye beyin jimnastiği yaptığımızda, kısaca bu düşüncelere kapılmamak mümkün değil.
Kendine, insanlara ve topluma karşı sorumluluk duyan bireylerin eğitimiyle kazanan bir toplum olmak dileğiyle…