"Sloganik Müslümanlar" tabirini farklı kesimden inançlı, inançsız birçok insan kullanıyor. Bazen Müslümanlar da kendi aralarında bu söylemi farklı metodlara, uygulamalara yönelenler için de kullanıyor. Bu söylemi dile getirenlerin haklılık payları elbette ki vardır. "Yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz" (Saf suresi 2) ayeti bu veçhe ile de anlaşılabilir. Yani içi doldurulmamış söylemler, amele yansımayan sözler, slogandan ibaret olur. Müslüman sözünün eri olduğu için sözünün ağırlığını bilmesi ve sözünün yerine getirilemeyişinin ona bu dünyada ve ahirette bir meblağı ve bedeli olacağı bildirilmektedir.
Allah affetsin, bu konuda hiçbirimiz masum değiliz. Hepimizin amele yansımayan, amelle desteklenmeyen söylemleri illaki olmuştur, oluyor. Bu konuda daha dikkatli olmayı, sözü toparlamayı, içini doldurmayı, amelle taçlandırmayı Yüce Rabbim tüm Müslümanlara nasip etsin.
Peki bu hep böyle midir? Müslümanın söylediği sözleri slogandan ibaret midir? Sloganlar sadece tribüne oynamak, birilerini etrafına toplamak için yapılan çağrılar mıdır? Elbette ki değildir. Sloganlar bazen hedeftir, bazen zulme direnişin sembolüdür, bazen mazluma kol kanat germedir. Bir vücudun azaları gibi ağrıyan yere merhem olmak içindir.
Peygamber (sav)’e risalet görevi verilirken kendi kavmini ve çadırları dolaşırken sarf ettiği "La ilahe illallah deyin, kurtulun" söylemi Allah'a davet etmenin sloganıdır. Bilali Habeşi'nin işkenceler altında "Ehad, Ehad" deyişi zulme ve zalime karşı direnişin sloganıdır. Hayber Kalesi fethedilirken Hazreti Ali'nin "Allahuekber Allahuekber, Hayber harab oldu" nidası Zafer'in müjdesinin sloganıdır. Hazreti Ali'nin suikaste uğrayıp şehadete erdiği son dönemlerde "Allahuekber Allahuekber, kazandım gitti" demesi Yüce Rabbe en güzel ticaret ve hedef ile gitmenin sloganıdır.
Filistinli kardeşlerimizin "Canımız, kanımız, Aksa'ya feda olsun" sloganı da kendi rüştünü ispatlamıştır. Üstad Bediüzzaman'ın "Zalimler için yaşasın cehennem" söylemi zalimlerin uğrayacağı akıbeti onların yüzüne çarpmanın sloganıdır. Yine yakın zamanda yıllardır İslami kesim içinde terennüm edilen "Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın" söylemi amelle süslenen bir slogan olmuştur. 15 Temmuz darbe girişiminde halkı bir arada tutan ne Laiklik ne demokrasi sözcükleri oldu. "Allahu ekber, Muhammed rehber" ile "Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber" sloganları en öne çıkan sloganlar idi. İşte bu sloganlar eyleme dönüşüp Müslümanları kenetlemiş ve gözlerinde dünyayı basitleştirmiştir. Filistin'e yıllardır yapılan zulümler de genelde kınama açıklamaları ve sloganlar çok atıldı.
Kimileri bunları küçümsedi, bunların kuru laftan ibaret olduğunu, gaz alma olduğunu söyleyip durdu. Kısmi haklılık payları var. Lakin o sloganı atanlar karınca misali saflarını belli ettiler. Allah'ın izni ve inayetiyle bazı sloganlar artık gerçekleşiyor. Örneğin "Vur vur Kassam vur, Tel Aviv’i vur" sloganı eyleme dönüşmüş ve Müslüman halkların gönlünde inşiraha dönüşmüştür. Eğer Müslüman halklar kendi yöneticilerini zorlar ise ve kendileri de maddi ve manevi anlamda destek olurlar ise "Kahrolsun israil" sloganı da gerçekleşmiş olacak ve "Zalimler için yaşasın cehennem" sloganını da söylememiz kaçınılmaz olacaktır.
Bizler Allah'a inanan ve dosdoğru olan kullardan olmayı hedef edinirsek, amel ile desteklenmiş slogan sahibi Müslümanlar oluruz. Ayakları yere basan, planlı programlı, içi doldurulmuş söylemler uçuk sloganlar değildir. Sadece zaman o sloganın tefsirini yapması için sıranın gelmesini beklemektedir. Rabbim söylem ve eylemi Müslümanca olanlardan eylesin.
Wesselam
