Bir yerde, alanda veya herhangi bir kurumda yıllarca çalışan ve süresi dolduğunda oradaki görevini bitiren kişidir emekli... O çalıştığı yerde hayatına çok şey sığdırmış, çok badirelerden geçtiği gibi illaki güzel günlerde yaşamıştır.
Her doğumun bir ölümü, her yazın bir kışı, her Bahar'ın bir hazan'ı, her yeni'nin bir eskisi, her sabahın bir gecesi olduğu gibi her çalışanın da bir zaman diliminden sonra durması elzemdir. Hayat Bu devir daim üzerinedir, kimilerimiz dünyaya "merhaba" derken kimilerimizde dünyaya "elveda" diyoruz. Hayatın çarkı bir şekilde devam ediyor nihayetinde..
Yaralarımız dertlerimiz çoktur, eğer deşmeye kalkarsak. Elbette ki güzellikler ve mutluluklar da çoktur.
Bu yazımızda ise bir toplumsal yaraya parmak basmak istiyorum." Emekliler" hangi emeklilerden bahsediyoruz. Özellik kurumlarında günlerini doldurup emekliliği geldiği halde "bir türlü emekliliğe ayrılmayanlardan" bahsediyoruz. Emekliye kendilerine göre ayrılmama nedenleri de olabilir. Geçim sıkıntısı, tul'i emelin bitmeyişi, kurumdan ayrılmanın verdiği zorluk, yeni hayata adapte olamama ya da tembelleşme olasılığı bu nedenlerden bazıları olabilir. Adına ya da mazeretine her ne kılıf buluyorsa bulsun, kanaatimce onların emekli olma zamanı eğer günü dolmuşsa çoktan gelip geçmiştir. Hepiniz büyüğümüzsünüz, çoğunuz babalarımız yaşında veya daha üstündesiniz. Bu vakite kadar eğer birikiminiz yoksa bu saatten sonra da olmayacaktır. Sizler şu an o koltuklarda sadece uzatmaları oynayanlar gibisiniz. Maçınız bitti, artık jübilenizi yapın. Şöyle bir geriye dönüp bakın. Bu ülkede bir kuruma atanmayı bekleyen ve daha dar bir çerçeve ile sizin yerinize atanmayı bekleyen gençlerin olduğunu göreceksiniz. Aslında onlarda sizin evlatlarınızdır. Evlatlarınız değilse de sizin evlatlarınız ile yaşıttır. Evet sizin de mutlaka aktaracağınız tecrübeler var. Lakin gençliğin heyecan ve aksiyon kendi korkularınız üzerinden söndürmeyin. Siz yıllarca çalıştınız ve görevinizi yaptınız. Bir an önce nöbet değişikliği yapınız. Böyle yapmanız yerinize atananların memnun edecektir. İşsizliğe bir nebze de olsun katkı sağlayacaktır. Belki dua da alacaksınız. Buraya kadar dünyalık olarak sizden istenen ve sizden beklenendir. Şöyle geriye dönüp bakarsanız dünyanın kimseye kalmadığını da göreceksiniz. Peygamberlere kalmayan dünya size de kalmayacak. Firavun, Karun'a kalmayan dünya size de kalmayacak.
Bir sözümüz de İslamı kendini dert edinen emeklileredir. "Ben çok çalıştım, Biraz da gençler çalışsın", "Bizden geçti" deyip kenara çekilen emeklilerin bu mazeretini kabul etmiyoruz. Hayat ve imtihan devam ediyor. Yatağınızda ölmek size ağır gelsin. Bir mazlumun yardımına koşarken, bir fakire gıda paketi götürürken, bir anlaşmazlığı sulha eriştirmek için yola arşınlarken, bir gencin elinden tutup bana İslam'ı anlatırken, yanlış yapılan bir işin karşına dururken, ölümün size gelmesi için çabalayın. "Bir işi bitirip, başka bir işe koyulmak" azminde olmanız duasıyla...