Eğitimin en önemli ayaklarından biri öğretmen öğrenci ve
ailedir. Bu ayaklardan en önemlisi öğretmen faktörüdür. Bu yüzden olmalı ki
öğrenci her zaman donanımlı ve ilgili öğretmeni çok sever. Bir öğretmen
yürekten eğitim verirse öğrencinin güçlü zayıf yönlerini fark edip ona göre
öğrencisini yetiştirip bir yerlere gelmesine vesile olursa en iyi öğretmen
olarak görülür.
Bu tarz öğretmenlerin eğitime ve rehberliğe çok ciddi katkı
sunduğunu söyleyebilirim. Zaten öğretmenin içinde aktif olmadığı bir rehberlik
tam anlamıyla rehberlik sayılmaz. Öğretmenin dersine hazırlıklı gelmesi,
öğretmenin düzenli kitap okuma şekli, gündemi takip etmesi bu minvalde
konuşması rol ve model açısından çok önemlidir.
Öğretmenin öğrenciye sadece program yapması yeterli değildir.
Öğrenciyi günlük, haftalık, aylık kontrol etmesi asli görevlerinden biridir. Bu
görevin dışında öğrenci ve aile arasında köprü kurması eğitime ciddi katkı
sağlayacaktır. Öğretmenin eğitim sürecinde üslubuna dikkat etmesi hem öğrenciye
hem de aileye dolaylı ya da direkt etki edecektir. Ailenin, öğretmenin yanında
öğrenciyi şikâyet etmesi, rencide etmesi ya da öğretmenin, ailenin yanında
öğrenciyi şikâyet etmesi ya da rencide etmesi çağdaş eğitime yakışmayan bir
yaklaşımdır.
Üst düzey yaklaşımdan kastımız dildir, ahlaktır nerede nasıl
konuşacağımızı bilmemizdir.
İyi bir eğitimin verilmesinin iyi bir aileden geçtiğine
inanıyorum. Aile, bırakın çocukları kendilerini henüz hazır hale
getirememişlerse çocuğu yetiştirmek uzun zaman alır. Özellikle arzuladığımız
aile uyumlu ailelerdir. Birbirinden haberdar olup eşlerin birbirlerini
tamamladığı aile tipini çok özlüyoruz.
Ailedeki eşlerin uyumu hem aile hem eğitim açısından çok
önemli. Mantıksal olarak eş değer demek birbirine denk olan birbirine benzeyen
bir tanımdır. Birbirine benzeyip evlenenlere eş diyoruz ya da eş değer birbirlerinin
eşi olup değer veren olarak yorumluyoruz. Eşlerin aile içindeki tutum ve
davranışı eğitim kurumlarını ciddi anlamda etkilemekte. Çocuklarına örnek olan
bu ailelerin örnekliğinin fazla olması süreç açısından çok önemlidir.
Eğitime gönül veren, çabalayan, yüksek hedefleri olan
öğrencilerin sorunlarını irdelediğimizde eğitim süreçlerindeki çoğu sorunun
aileden kaynaklandığını dile getiriyorlar. Hocam eğitime başlıyoruz annemiz
babamız da bizimle konuşmaya başlıyor. Nasıl yani? Diye sorduğumuzda birbirine
değer vermeyerek bizleri üzüyorlar onlardan dolayı geceleri uykumuzu
alamıyoruz, yorgun kalkıyoruz. Sabah kalkınca yine konuşuyorlar eğitim
kurumlarına moralsiz gidiyoruz. Dersin başına geçtiğimizde hep aklımız onlarda
kalıyor. Yıllardır böyle. Hocam siz söyleyin bu psikolojiyle ders çalışılır mı?
Bu sorunlardan yola çıkarak şöyle düşünebiliriz: Bizim
çocuklarımızı üzme, yıpratma hakkımız yoktur. Basit kusurları büyütmek hem
dinimize hem inancımıza hem de psikolojiye yakışan bir tutum ve davranış değildir.
Aile kurumundaki eşlerin gerçekten eş olup eş değer olabilmelidirler.
Çocukların psikolojilerini düşünerek, eğitimlerini düşünerek daha kibar, daha
mantıklı davranmayı becerebiliriz. Çocuklarımıza eğitime sunduğumuz her katkı
İnşallah sadaka-i cariye olur.
Selam ve dua ile…