Biyolojik yaklaşım
temsilcilerinden A. Mayer insanın biyolojik yapısının insan psikolojisi
üzerinde ciddi etkiler yaptığını söyler. Bu izahtan yola çıkarak bugün
geldiğimiz noktada kronik hasta olanların psikolojisi bunun en güzel örneği.
İnancımız bu konuda binlerce
yıl öncesinden daha da ileri seviyede açıklamalar yapmıştır. “Hasta olmadan
önce sağlığın kıymetini bilin.” demiştir. Özellikle temizlik, uyku, çalışma
noktasındaki uyarılar tarihe şayan izahlardır. Basit gibi görünen bu
açıklamaları, derinlemesine incelediğimizde derin bir hikmet boyutu olduğu gibi
biyolojik ve psikolojik yönünün olduğunu söylemek mümkün.
Genelde mutlu ve sağlıklı
insanların profiline baktığımızda çok az konuşurlar, gereksiz konuşmalardan
uzak dururlar; erken uyanıp erken kalkarlar, helal ve harama dikkat ederler.
İnancımız helal ve haram noktasını kesin çizgilerle ifade etmiştir. Fakatsız,
lakinsiz, amasız net haramlar vardır. Bu haram tipi fabrikalardaki zehir
gibidir. Çevreyi çok rahatsız ettiği gibi insanın biyolojik ritmini bozan
zehirlerdir. Mutlaka temizlenmesi, arındırılması gereken atıklardır. Bir yerde
bir saat kaldı mı sadece çevreyi değil insanı, insanlığı ciddi anlamda etkiler.
Nasıl ki bir hayvan bir kuş
öldüğünde hemen kaldırılması gerekiyorsa, haram da öyledir. Hayatımızdan
çıkarıp hemen atmamız gerekir. Kaldıkça bizi rahatsız eder. Sadece bizi
rahatsız etmediği gibi; komşuyu, mahalleliyi, çevrenin bütün kesimlerini
rahatsız eder. Bazen şahit oluyoruz, bir yerde çok güzel sohbet ederken
ilaçlama arabası göründüğünde herkes bir tarafa kaçar. Basit bir zehirden
insanlar öksürmeye başlar. Ortadaki durum o kadar net ki insanlar “Bu neydi ya
Allah belasını vermesin.” der. İşte haram da böyledir.
Buradaki hafif zehir bu
kadar etkiliyorsa haram çok daha fazla etkiler. Sadece haram soyut olduğu için
insanlar çok ciddiye almaz. Oysaki insanın helal ile beslendiği sürede aynaya
bakması bazı şeyleri hatırlaması yeterlidir. Helal ile beslenen bir organizma
canlıdır, parlaktır, nurludur. Uykusu tatlı, yemeklerin sindirimi daha rahat
daha lezzetlidir. Haramı açıklayan kutsal kitap, çok daha farklıdır.
Okunduğunda insana dar gelen bir mekân, geniş gelmeye başlar; insanı çok daha
mutlu eder. Tabir-i caizse yüz metrekare ev insana villa gibi gelir.
Bir de gri tonlar vardır. Ne
helal olduğu ne de haram olduğu net değildir, izahı da zordur. Ne beyazdır ne
de siyahtır. Bu yaşam tarzının organizmaya, psikolojiye etkisini
incelediğimizde şöyle bir çıkarım yapabiliriz: Bu tip insanlarla muhabbet
ettiğimizde nasılsın, iyi misin dediğimizde verilen cevap “Eh ne olsun, ölmeden
sürünüyoruz.” Elâzığlıların deyimiyle gındırlanik. Ben de Elazığlı olduğum için
rahat yazmamda bir beis yoktur inşallah.
Bazı tonlar da vardır;
beyazdır, nettir, helaldir. Bu gıdayla beslenenlerin psikolojileri çok
farklıdır. Nasılsın diye sorulduğunda, “Çok şükür Rabbim sağlık versin, bizi
kendisine yakın eden kullarından eylesin.” derler. İnsan, bu tip insanların
yanında hastalığından rahatsızlığından sorunlarından bahsetmeye hayâ eder. Bu
profildeki insanların yanında huzur bulur. Bu profildeki insanlar, helal ile
beslendiği için çevreye zehir değil, gül kokusu saçarlar. Ne mutlu böyle
yaşayanlara ne mutlu her şeye rağmen Rabbine kul olabilenlere…
Selam ve dua ile…