Son
zamanlarda sosyal hayat içinde en çok etkilenen kesimlerden biri de sınava
hazırlanan öğrencilerdir. Hem yaş itibariyle dışarı çıkamama, evde ders
çalışmaya adapte olamama, yarım kalan konuları uzaktan eğitimle anlamaya
çalışma ve bu etkilerin ortaya çıkardığı stres…
Bir
Rus araştırmacının sınava hazırlanan öğrencinin ameliyata giren hastadan daha
stresli olabileceğini vurgulaması konuyu daha net anlamamıza yardımcı
olacaktır. Her yıl eğitim anlayışımızdan kaynaklı farklı sorunların ortaya
çıkması, hedefi yüksek olan öğrencileri etkilemesi, ciddi travmalara neden
olmaktadır.
Bu
psikolojiyi kaldıramayıp ağlayanlar, bayılanlar…
Bu
örneklerden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz: Bize basit gelebilecek bir şey ya
da bir söz başkası için çok ağır olabilir. Bu verileri müşahede ettiğimizde
göstereceğimiz her olumlu tutum ve davranış bireyleri bir nebze de olsa
rahatlatacaktır. Hem olumsuz davranıp hem de çocuğumuzun sağlığı daha önemli
demek bir çelişki olduğu gibi, inandırıcılığı da olmayacaktır.
Bu
yüzden olmalı ki dar günde söylenen samimi bir söz ya da sergilenen bir
davranış bireylerin gönül dünyasında çok farklı karşılık bulacaktır. Dünyada en
tehlikeli söz “Senden bir şey olmaz.” sözüdür. Bu sözden daha tehlikeli bir söz
olacağını düşünmüyorum. Aileler sinirlenince çocuğuna böylesi sözler sarf
etmesi çocuğunun yaşam biçimini belirlemesi için yeterli olacaktır. Böylesi
travmaların yaşanmaması için ölçülü ve motive edici sözler sarf etmek hem bize
hem de çocuklarımıza fayda sağlayacaktır.
Gelişen
toplumlara baktığımızda aileler daha bilinçli bir şekilde çocuklarına yaklaşım
sergilemektedir. Çocuklarının bilinç düzeyleri, sevdiği sevmediği sözler,
hayalindeki meslekler noktasında ailelerin bilgi sahibi olması onların ne kadar
hassasiyet gösterdiğinin işaretidir. Eğitime önem verip çocukların yaşı,
geçirdiği evrelere dikkat eden her toplum uzun vadede de olsa kazanım elde
edecektir.
Sınav
denildiğinde sadece sınava maddiyat atfedilmemeli. Sınavın asıl gayesine
bakıldığında sonuç odaklı düşünülüp psikolojik rahatlık hedeflenmektedir. Bu
anlayışla bireyler maddi sınavlarla birlikte kendi değer ve inançlarını
gözetirlerse travmalar düşecek ve stres azalacaktır. Çünkü maneviyatta bir
şeylerden vazgeçme söz konusudur. Bir birey, inanç ve değerini düşünerek her
şeyin hayırlısı diyebiliyorsa ya da olmasa da sağlık olsun diyebiliyorsa demek
ki bu birey sınavın mahiyetini ciddi anlamda kavramıştır.
Maddi
sınavlarda hırs, stres, heyecan, kaygı, kazanmaya odaklanma olduğu için
davranışların normal olması, aşırı tepkiler bazı kesimler tarafından abartılsa
da kendisini fani gören ve asıl sınava odaklananlar için çok normal
görünmektedir. Çünkü onlar için bu dünya sadece bir yaşam vesilesidir. Geçici
olan bir dünyada ölümsüzmüş gibi davranmak değer ve inanç sahiplerine çok da
mantıklı gelmemektedir.
Misafiri
olduğumuz bir mekâna çok da umut bağlamak insanı tabi ki travmalara sürükler.
Bunların önüne geçebilmek için öncelikle ailelerin maddi gayretleri kadar
manevi gayretler sarf etmeleri gerekir. Belki iki günümüz bir olmayacak belki
de iki günümüz olmayacak.
Selam
ve dua ile…