Korona
Virüs büyük bir musibet ve imtihan bizim için.. Hayatımızdan aldığı bir çok
nimet var. Bir çok nimetten mahrum kaldık. Birçoğu işine ara verdi. Yapılan
telkinlerle vatandaşların büyük çoğunluğu eve kapanmak durumunda kaldı. Çarkların
durması, araba kornalarının azalması, kalabalık seslerin seyrekleşmesi, hayatın
durağanlaşması, sürekli biriktirme ve eşya yarışında olanların yavaşladı. Hiç ölmeyecekmiş gibi
bağlandığımız, borçları uzun yıllara yaydığımız
bir zamanda Allahu teala bir virüsle hayat gidişatımıza nokta koydu ve
bizi durdurdu. Bazen koşarken, daha iyi koşabilmek için mola vermen
gerekebilir. Diğer güne daha zinde girmek için, uyuşuk girmemek için uyuman
gerekir. Yüce Rabbimiz gündüzü çalışma, geceyi dinlenme ve istirahat zamanı
eylemiştir. Ramazan ayında tuttuğumuz oruçta bir nevi mideyi dinlendirmek ve
hizaya getirmek değilmi dir? Ramazan ayında tuttuğumuz oruçla nefsimize ayar
veren Rabbimiz, sünnet olan itikaf ile de ayar vermektedir. Ramazan sonrası
maneviyatı güçlü tutmak için, maddeye fazla bağlanmamak için, Ramazan ayının
son 10 gününü mümkünse tamamen dünyadan el etek çekerek iyi bir takviye fırsatı
sunmaktadır. İşte şu an içinde yaşadığımız Korona Virüs'lü günler böyle bir
fırsatı altın tepside bizlere sunuyor. Aldandığımız iki nimetten biri olan
zamanı daha verimli kullanabiliriz bu vesileyle.. Bazen bu fırsatı elimizin
tersiyle itenler de yok değil. Korona üzerine çok video çekildi. Üzerine beste
ve şiirler yazıldı. Nereye bu gidiş deme
yerine, bu musibet imtihanını pespayeleştirenler oldu. Bu imtihandan tefekkür
ve akli melekelerimizi çalanlar olduğu gibi, ufkumuzu da daraltmaya çalıştılar.
Hikmeti ıskalayıp, şaşı gözlerle olaya bakanlar oldu. Bu imtihanı kahkahalar
arasında, umursamaz sohbetlere meze yapanlar oldu. Bu imtihan sosyal medya da
saçma tik - tok videolarına kurban edilmemeliydi.
Elbet
bu salgın, imtihan da birgün bitecek. Ümit ve sevinçler bizim hazine ve
kazanımlarımızdır. Lakin içimde taşıdığım endişe ve korkularım var.
Korkuyorum!
Cuma namazlarına lakayt kalmaktan!
Korkuyorum!
Cemaatle namaz kılmayı arzulamamaktan!
Korkuyorum!
Müslüman kardeşime artık elimi gönül huzuru ile verip ona tebessüm sadakası
dağıtamamaktan!
Korkuyorum!
Camileri mahzun bırakmaktan!
Korkuyorum!
Cami cemaatini gençleştirmemekten!
Korkuyorum!
Akraba, komşu ziyaretlerini askıya almaktan!
Korkuyorum!
Gayretsizliğimin tavan yapmasından ve sıradanlaşmasından!
Sadece
buda değil aslında..
Korkmalıyız!
Bu musibet rağmen, alnımız hala beş vakit secdeye gitmiyorsa!
Korkmalıyız!
Kur'anımızı, Hadis kitaplarını hala açıp okuma zahmetinde bulunmuyorsak!
Korkmalıyız!
Yarabbi! Günahlara daldık. Daldığımız bu günah çukurundan çıkar, bu gaflet
uykusundan uyandır bizi diyemiyorsak!
Korkmalıyız!
Hala birilerinin yanlışını kendimize koz yapıp dinden uzaklaşıp, mesafeli
duruyorsak!
Korkmalıyız!
Defalarca uyarıldığımız halde, hala ölü taklidi yapıp kulağımızın üzerine
yatıyorsak!
Korkmalıyız!
Tuli emelin bizlere galebe çalıp, ahiretimizi çalmasına fırsat veriyorsak!
Eğer
ki bu ayetin idrakinde olursak, bu musibet büyük kazanımlar elde etmemize
vesile olabilir.
"Nefsini
arındıran kurtuluşa ermiştir." (Şems 9.)
Selametle