Her bir saati, ebedi saadeti
kazandıracak kıymette olan dünya ömrünün azaldığını ve kişinin eceline daha da
yaklaştığını anlatan “yeni yıl,” şuurlu Müslümanlara tövbe ve istiğfardan,
murakabe ve muhasebeden, vazife ve sorumluluktan başka bir şey söylemez.
İbadetlerdeki vakit şartlarını ve
kişinin yaptıklarından sorulmaya başlandığı dönemi konumuzdan hariç tutarsak,
sabır, şükür, tevekkül, itaat, azim, şevk, havfullah, idrak, fikir, kardeşlik,
intisap, hakkaniyet, adalet gibi imanın tabiî cüzleri arasında sayılacak olan
ümit/recâ için de herhangi bir start anı, deyim yerindeyse mesaiye başlama
saati tayin edilmemiştir.
Ancak bununla birlikte, “Hayırlarda
yarışma, acele etme, koşma” (Bakara 148, Âl-i İmran 114,133, Mâide 48,Zariyat
50, Mutaffifin 26) mealindeki ilahi emirler ise, elbette her girilen
günde/haftada/ayda ve yılda daha dinamik olarak yeni imkân ve fırsatların
peşine düşmeyi zorunlu kılar.
Saatte 1670 kilometre hızla ertesi güne
ve aynı anda saatte 108 bin kilometre hızla da gelecek yıla doğru korkunç bir
hızla ilerleyen şu yerkürede hayırlı işlerde neden acelemiz olduğu açık değil
midir?
Kaldı ki, bütün insanlığın ve yeryüzünün
mahvına çalışanların; inkar, ifsad, ilhad, isyan, nifak, tuğyan, sömürü, işgal
ve katliamlarının bu kadar yaygın, bu kadar çeşitlendiği bir devranda ıslah,
inşa, ihya, itfa ve irşad için adeta isra ve miraç süratine ihtiyacımız yok
mudur? Bunca yıkıma şahit olurken, öyle Süleyman(as) gibi mülkün ve hükmün
sahibi olmak bile yetmez. Bir de göz açıp kapamada Belkıs’ın tahtını getiren
çabukluğa muhtacız.
Dünyanın Müslümanlar için her
zamankinden daha aktif haldeki düşmanlarla dolu olduğu gerçeği fantastik bir
paranoya olsaydı, belki şu mevzudaki tekrarımız israf sayılırdı.
Ama şu anda mesela evanjelikler boş
oturmuyor. Dünyayı 2020 yılında kıyamete biraz daha zorlamak için daha sağlam
planlar yapıyorlar.
Filistin’e, Kudüs’e çöreklenen
işgalciler kendileri için yeni tehdit listeleri oluştururken, çevrelerini
tahkim edip engelleri ortadan kaldırma hesapları yaparken yavaş değiller.
İblis’in küresel aveneleri de bu yılın kendilerine uğur getirmesi için müthiş
bir efor harcıyorlar. Müslümanların ırkî, mezhebî, meşrebî ve diğer farklı
düğümlerine üflüyorlar. Gece gündüz, hiç dinlenmeden, aksatmadan, ertelemeden,
mazeret üretmeden, büyük bir kararlılıkla hain tuzaklarını kurmayı
sürdürüyorlar.
Şu arz üzerindeki her insanı kendi
ürettiklerinin zaruri müşterisi ve kendi dünya görüşlerinin mecburî kölesi
gören bütün gâsıp güçler ve beşerden bozma şer odakları hem Kur’an ve Sünnetle
bağımızı hem de birbirimizle olan hüsnü zannımızı, uhuvvet, ülfet ve
ünsiyetimizi koparmak için 2020 yılını aşkla, şevkle karşılıyorlar. Bu yıla
girerken; kumar müptelası, madde bağımlısı daha fazla, nikahsızı, cinsiyetsizi,
ahlaksızı, ilimsizi, marifetsizi alabildiğine artmış ve birtakım çıkarlar
uğruna sürekli birbirini ötekileştirmekle meşgul Müslüman coğrafyalar hayal
ediyorlar. Bu düşlerine kavuşmak için bizim yavaşlığımızı da büyük bir şans
olarak görüyorlar.
Yirmi üç yıllık risaletinin hiçbir
noktasında durgunluk ve yavaşlık bulunmayan Efendimiz(sav) şöyle uyarıyor:
“Hayırlarda acele ediniz. Çünkü yakında karanlık geceler gibi birtakım fitneler
ortalığı kaplayacaktır. O vakit insan, mü’min olarak sabahlar, kâfir olarak
geceler; mü’min olarak geceler, kâfir olarak sabahlar; dinini küçük bir
dünyalığa satar.” (Müslim, Îmân 186; Tirmizî, Fiten 30, Zühd 3)
Halbuki İslam alemi; diğer bütün
dinlerin, ideolojilerin ve medeniyetlerin söyleyecek sözlerinin tükendiği,
mânâ, fikir, sanat, lider, filozof, ilham gibi neredeyse bütün sermayelerinin
bittiği böyle bir hengâmede kıyamet kopacaksa bunu kafirlerin başında
kopartacak bir ruha sahipler. Kaybettikleri değerlerle birlikte dik duracak
mecalleri kalmayan ve iyice yapay hale gelen küffarın sevinçlerini
kursaklarında bırakıp “hep birlikte Allah’ın ipine sarılıp ayrılmamak” için
gerekli olan kaynağa sahipler.
Dermanımız birbirimiziz. İlacımız
sensin, biziz. Kolaylaştıranın adıyla, hayırda acele, bir kelimecik selam, bir
tebessüm, küçük bir müsamaha, azıcık bir empati, birazcık anlayış ve kabul,
ufak bir dokunuş yeterli.
O zaman 2020 yılı ümmetin şahlanış yılı
olacak inşallah.