Atasözü yada deyim adına her denirse densin, toplum
tarafından özümsemiş, belki sözlü olarak kişiden kişiye aktarılan veyahut
yazılı bir halde kağıtlar arasından çıkmış, bazen bir kişiliği, bazen bir olayı
özlü, kısa ve hisseli anlatma şeklinde bize bırakılan nükteli miraslardır. Bu
deyimleri belki okul sıralarında veyahut bir kahve köşesinde yapılan bir
muhabbet esnasında duymanızda muhtemeldir. Herkesin farklı bir ilgisi var. Bir
kaç yıl önce böyle birbirini yarıştıran birkaç deyim görünce biraz toparlamaya
çalışalım dedik. İyi bir edebiyatçı değiliz, yanımızda ansiklopedi falanda yok.
Öyle tüm deyimlerin kritiğini yapacak zamanımızda yok. Şahsen halk arasında
genelde kulağıma ilişen deyim ve atasözleri ile adamına muamele, nabza göre
şerbet diyebileceğimiz yani "kişiye özel" uygulamalar ile yer yer
güldüren yer yer de düşündüren kelamlar ile sizleri başbaşa bırakalım. Bu
deyimlerde sırasıyla birbirine zıt olan iki deyimi alt alta vererek ve birazda
yorum kattım.
*İti an, çomağı hazırla. Bu deyim, gelen kişi kötü vasıflı biri ise onun karakteri için kullanılır ve şerrinden emin olmak için hazırlıklı olmak gerektiği bildirilmesi için kullanılır.
*Gemiyi en son kaptan terkeder. Bu deyim de ise yapıya yönelik bir batırma durumu olsa bile geminin ve içindekilerin selameti için işi en iyi bilen, yani dümende olan kişinin kendi işine sadık olduğunu göstermek için kullanılır.
*Dost kara günde belli olur. Bu deyim ise zor günler geçirip, çevresinde ona el atanların gördüğünü, yardım yapıldığını hisseden kişiler için kullanılır.
*Deveye boynun neden eğri diye sormuşlar? Oda nerem düz ki! diye cevap vermiş. Bu deyim ise hep kendisinde kusur arayan, aşağılık kompleksine kapılan kişiler için kullanılır.
*Hem nalına, hem mıhına. Bu deyim ise bir taraftan düzeltmek için uğraşan diğer yandan ise bozmak ve yılmak için uğraşanlar için kullanılır.
*İğneyi başkasına, çuvaldızı kendine. Bu deyim de ise eğer bir eleştiri yapılacaksa önce kendinden başlanıp sonra diğerlerini eleştirilmesi kişiye önerilir.
Devamı gelecek.