Mübarek bir zaman dilimi olan günlerden geçiyoruz. Hatta Ramazan ayı bize elveda! demeye başladı.
Özellikle son günler ağırlıklı olmakla beraber genelde insanımız Ramazan ayında malının hesap dökümünü ortaya koyup nisap miktarına ulaşmışsa zekatını verir.
Çünkü bu
ayda yapılan hayır ve hasenatın diğer aydan çok olması, ayrıca oruç ibadetini
yerine getirirken açın halinden daha fazla anlaması böyle bir girişime neden
olan etkenlerden iki tanesi.. Bunlar güzel amellerdir ve deyim yerindeyse muhtaçlar bu ayı
sabırsızlıkla beklemektedir.
Özellikle bu yazı vesilesi ile
çağrımız hayırseverlere, zekat sahiplerine ve onları muhtarlarla buluşturmada
yardımcı olanlaradır.
Farklı kanallardan, birçok kimseden Ramazan ayında duyduğum en iğretili kelime "Zekat verecek kimse yok" yada "dolaştık ilçede zekat verecek kimse bulamadık." sözüdür.
Özellikle bu sözleri kullananlara şu ayeti tekrardan hatırlatmak istiyorum. "Sadakalar (zekatlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, miskinlere /yoksullara, (zekat toplamada görevli memurlara), kalpleri İslama ısındırılacaklara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihada çıkmış olanlara ve yolda kalmış kimseleredir. Tevbe 60. " Malesef birçok kişide bu hasletin sadece 1 sınıf için geçerli olduğu gibi bir kanaat oluşmuş.
Tarif ederlerken de işte şu zekat malı" en fakir, en muhtaç, evinde hiçbirşey bulunmayan, evi yıkık dökük " vs gibi nitelemeler kullanırlar. El hak bir ölçüde dedikleri doğrudur. Yanlız öyle bir sınırlama getirmeleri yanlıştır. Allahu teala zekat verilmesi alanı daraltmamışken, bu kadar daraltmanın bir mantığı yoktur.
Evet
ayette bir sıralama zikredilmiştir. O yolu bile izlersek ilçede 8 sınıftan
hiçbiri olmaması lazım ki "zekat verilecek kimse yok" diyebilelim.
Bir diğer sorun ise muhtaç insanlar ile tam empati kuramama halidir.
Bu kabul edilebilir bir ahval midir? Allahu teala tüm insanları mükerrem bir varlık olarak yarattı ve dünyayı bir mizan ve denge üzere yarattı. Mümin insanlara düşen o mükerrem insana sahip çıkmak, sosyal adaleti sağlamak, toplumu bir denge ve mizan üzere tutmaktır. Bu bağlam da özellikle zengin insanlara bir alimin şu sözlerini hatırlatmak ta fayda vardır.
"Malı veren Allah'tır, ver diyen de Allah'tır. Malın hepsini veren Allah'tır. Malın 40 'ta birinde de muhtacın hakkı var diyen de Allah'tır." Son 10 gün içinde olduğumuz yani "Ateşten kurtuluşun" içinde olduğumuz şu mübarek günlerde ne yapıp edip malımızın zekatını tilkileri dolaştırmadan çıkarmalıyız.
Wesselam.