Adamın biri herkesin gelip geçtiği işlek bir yolun
üzerine diken ekmişti. Bu yolu kullananlar, bu durumdan sıkıntı çekmeye
başladılar. Gelip geçerken ayakları kanıyor, elbiseleri paramparça oluyordu.
Diken eken adama defalarca:
“Bu dikenleri buradan sök,” dediler.
Adam, bu istekleri dikkate almadı.
“Bugün sökerim, yarın sökerim” diyerek insanları oyaladı. Durumdan şikâyetçi olanlar, sonunda adamı valiye şikâyet ettiler.
Vali, adama dikenleri hemen sökmesini emretti. Adam valiye de “bugün yarın sökerim” dedi ama sökmedi. Dikenler ise her gün biraz daha kökleşmekteydi. Vali adama en sonunda:
“Acele hareket et,” dedi. “Bilmiyorsun ki gün geçtikçe dikenler daha da kökleşiyor. Sense her gün biraz daha yaşlanıyor ve gücünü yitiriyorsun.”
Adam, bu uyarı üzerine, bir süre sonra dikenleri sökmek istedi. Ama başaramadı. Vali, haklı çıkmıştı. Dikenler sökülemeyecek kadar kökleşmişti. Vali, bilgili biriydi:
MESNEVİDEN
Bu memleket hepimizin. Bizler burada acılarımızla, mutluluklarımızla, düğünlerimizle, bayramımızla, taziyelerimizle, iyi günümüzde, kötü günümüzde hep birlikte yaşamak durumundayız.
Memleketimiz huzurlu ve yaşanılabilir bir memleket ise, bizlerde huzurlu ve mutluyuz.
Değilse biz de değiliz.
Bir memleketi güzelleştiren de çirkinleştiren de, o memlekette bizleri güzel yarınlara taşısın diye yetki verdiklerimizdir.
Yetki verilenler yönettikleri memlekete gül yerine diken ekiyorlarsa, bilinmelidir ki bunlar iyi, becerikli ve dürüst yöneticiler değildir. Çünkü acılarla yoğrulmuş bir memlekete gül yerine diken ekenler olsa olsa o memleketinde, orada yaşayan insanlarında iyiliğini istemiyorlardır.
Memleket verimli tarla gibidir, siyasetçiler ve idareciler o tarlayı ekip biçen çiftçilerdir.
Bu çiftçilere her türlü imkan ve olanak sunulduğu halde çiftçi beceriksiz veya hain ise o verimli toprağı öyle bir dikenle donatır ki, ne insanın ne de hayvanatın istifade edemeyeceği bir hale getirir.
Yanlış ve beceriksiz idarecilerin eliyle memleketi dikenliğe çevirmek yerine, çorak topraklarımızı da gülistana çevirecek idarecilere ihtiyacımız vardır.
Dikenler her birimizin ayaklarını kanatmadan, yollarımıza engel olmadan, biz birbirimize kızıp küsmeden, dikenler kök salmadan müdahale etmeliyiz yapılan yanlışa…
Siz ey diken ekiciler; bu halk size kızıp, sizleri bu dikenlerin içine atmadan, sizleri köy meydanında rencide etmeden, sizleri ya beceriksizliğinizden veya ihmalkarlığınızdan dolayı bu memleketten kovmadan, ya kendinizi düzeltip diken yerine gül ekin, ya bu dikenleriniz kök salmadan dikenlerinizi sökün ya da size uygun görülen her sonuca razı olun.