Memleket medyanın ve basının öyle bir etkisine girmiş ki, her gün üçüncü sayfa haberleri çarşaf çarşaf boy gösteriyor. Artık insanlar arasında güven, dayanışma ve sorumluluk duyguları; çıkar/menfaat, bozgunculuk ve bencillik duygularıyla yer değiştirmiş.
Kaybolan çocuklar, tecavüze uğrayan kızlar/kadınlar, gittikçe artan boşanmalar ve sınırsız özgürlükler… “Değer” namına kalan kırıntılar da elden çıkıyor.
Peki siyasiler bu konuda nasıl bir sorumluluk alıyor derseniz, yaptıkları en iyi şey Avrupa'ya/Amerika'ya bakmak… Yani çözüm kaynağı sorunlu olan yeri kıble edinmenin aymazlığından bir türlü vazgeçmiş değiller.
Geçenlerde Berna Laçin, çocuklara yönelik suçlar karşısında idam ile ilgili "İdam çözüm olsaydı. Medine toprakları tecavüzde rekor kırmazdı!..” diye konuşmuş
Medine toprakları diyerek İslam'ı yani dinimizi tecavüzde rekor kırmakla suçlaması - sonradan bunu kastetmediğini söyledi- onun suçu değil. Gördüğü eğitim, ona bunu söyletmiş olmalı. Çünkü bu memlekette eğitim, hep sol referanslı olarak sunuldu. Halkı Müslüman olan bu memlekette halkın değerleri değil, Batı'nın değerleri referans alındı. Halka rağmen halka dayatılan bir değerler yaklaşımı entel kesimi hele hele magazin insanlarını halkın İslami değerlerine yabancı kıldı. Çözüm adına hükümetin ve bu konuda görüş beyan edenlerin referansı Batı olursa, daha çook Bernalar konuşacak.
İşte bir tane daha… Memleketini beğenmeyip ABD'ye yerleşen şarkıcı Demet Sağıroğlu… Yakın zamandaki bir röportajında Amerika'nın özgürlükler ülkesi olduğu yanlış algısına o da kapılmış. Kendi memleketine ve değerlerine bu kadar yabancı olmak ancak okumakla olur mu acaba desem?.. Olmuş işte… Zihin dünyaları; yaşadıkları toprak, inandıkları dine yabancı olan bu zihniyet niçin halkına ve değerlerine bu kadar yabancı diye düşünemeden edemiyor insan.
Bazı verileri paylaşmak istiyorum. 15.02.2005 sabah gazetesi kaynaklı bir haber: “Dünya geneli tecavüz raporu açıklandı. Açıklanan verilere göre Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan daha çok tecavüze uğrarken listenin son sırasında Suudi Arabistan yer aldı…”
Neymiş Berna hanım, tecavüzde rekor kıran topraklar neresiymiş öğrendik mi? Demet hanım da böylelikle Amerika'nın ne kadar kadına değer veren özgürlükler ülkesi olduğunu öğrenmiş oldu. Gelelim haberin istatiksel verilerine.
Haber şöyle devam ediyor:
“İşte son yılların verilerine göre ülkelerin tecavüz oranları:
Almanya'da 2003 yılına göre tecavüz vakaları yüzde 10 civarında düştü.
2006 yılında 8118
2007 yılında 7511
2008 yılında 7292
2009 yılında 7314
2010 yılında 7724 kişi cinsel
istismara maruz kalmıştır.
ABD'deki tecavüz vakaları azalmasına rağmen tecavüz raporu listesinde ilk sırada yer alıyor.
2006 yılında 94472
2007 yılında 92999
2008 yılında 90750
2009 yılında 89241
2010 yılında 84767 kişi tecavüze
uğramıştır.
Fransa
2006 yılında 9784
2007 yılında 10132
2008 yılında 10277
2009 yılında 10108 kadın tecavüze
maruz kaldı.
İran
2006 yılında 95
2007 yılında 95
2008 yılında 125
2009 yılında 158
2010 yılında 176 kadın tecavüze
maruz kaldı.
İtalya
2003 yılında 2744
2004 yılında 3734
2005 yılında 4020
2006 yılında 4513 kadın tecavüze
maruz kaldı.
Suudi Arabistan
2003 yılında 44
2004 yılında 52
2005 yılında 62
2006 yılında 72
Türkiye:
2003 yılında 1604
2004 yılında 1638
2005 yılında 1694
2006 yılında 1783
2007 yılında 1148
2008 yılında 1071 kadın tecavüze
maruz kaldı.”