Sizce
siyaset ve ahlak ilişkisi önemli değil mi?
Neden
siyasetle ilgili her konuşmanın, tartışmanın, eleştirinin ve vaatlerin altında
bir ahlaki duruş arıyoruz?
Dağılmışlıkların,
parçalanmışlıkların, geri kalmışlıkların temel nedeni ahlak değil midir?
İcraatlarını,
yönetimlerini, bilgelerin öğütleri ile süsleyen, ahlakı ile taçlandıran ve
başarıdan başarıya koşan yöneticilerden ve devlet adamlarından, erdem yoksunu
yöneticilere ve siyasetçilere bırakmakla nasıl bir yok oluşun içine
sürükleneceğimizi, yanlış yapılacak tercihlerle görmeyecek miyiz?
İslam
düşmanlarını, vatan ve millet düşmanlarını sevindirmemek için, devlet
yöneticilerini, siyasetçileri alimlerimizle, bilgelerimizle ve fikir
adamlarımızla bütünü tamamlayan parçalar gibi görmelerini, ahlak ve siyaset
ikilemini ihya etmekten vazgeçmemelerini arzu ederiz.
Siyaset
toplumsal bir konudur ve siyasetimizi mutlaka kaynağı değer yargılarımız olan,
ahlak ve yaşanmış doğrularımız olan kültürümüz üzerine bina etmeliyiz.
Ülke
ve coğrafya olarak son zamanlarda yaşadığımız ve halen devam eden savaş ve
darbelere özellikle son günlerdeki ekonomik darbe girişimlerine bakıldığında,
tarihimizi, toplumsal kimliğimizi, değer ve tecrübemizi, inançlarımızı
kendimize pusula yapmak durumundayız.
Kısacası
devlet yönetim ve idaremizi yeniden ahlak ile buluşturmalı ve yoğurmalıyız.
Ülkede
yaşananlara bakıldığında özelikle muhalefetin bilerek veya bilmeyerek dış
mihraklarla kol kola girip ülkeyi mevcut yöneticilerden kurtaralım derken
aslında her türlü felaket tellalığı yaptıklarının farkındayız.
Buradan
bir kez daha onları ahlakla buluşmaya davet ediyoruz.
Ülkeyi
felakete sürükleyerek yönetime gelmek isteyenlere şunu hatırlatmak
durumundayız;
Bilmelisiniz
ki, Devletin iki temel gayesi vardır: bireyin refahı ve toplumsal barış.
Bu
ikisini de yapabilecek ancak erdemli idarecilerdir.
Ülkesinin
ekonomisi çöküyor diye zil takıp oynayanlar, ahlaklı olabilirler mi?
Yetkilerini
doğru kullanabilirler mi?
Toplumda
rol-model olması gereken siyasetçi ve yöneticilerimizin, ülkenin içine düştüğü
sıkıntıları iktidara gelmek için fırsat zannedenler, hangi ahlak ve değer
yargısı ile rol-model olacaklar?
Koltuk
sevdasına kapılıp, istikametini kaybeden siyasetçiler, iktidara geldiklerinde
doğru bir yönetim sergileyebilir mi?
Kendileri
hakikatten uzaklaşanlar, halka-hakikate tabi olun diyebilirler mi?
Bütün
değer yargılarından ve doğrulardan uzaklaşanlar, adaleti tesis edip, halka
mutluluk getirebilirler mi?
Son
söz; doları tırmandırarak bu ülkenin insanının imkanlarını çalan alçakların
yaptıklarına çanak tutan, sevinen ve onlarla işbirliği yapan kim olursa olsun,
ahlaksızdır ve bu ülkenin yönetimini ahlaksızlara bırakacak kadar saf değildir
bu millet.