Siyasette
ilke olmayınca, sevdalarda, ayrılıklarda çok uçta oluyor.
Halkın
dikkatinden kaçmamıştır.
Defalarca
tekerrür eden durumlar olunca, bu defada olası gibi duruyor…
Her
seçim startı ile beraber, müstakbel adayların,
Cengiz
Kurtoğlu’nun;
“Seviyorum
dostlar, aşığım aşık…” şarkısıyla geldiklerini biliyoruz.
Ne
diyor Cengiz Kurtoğlu;
“Duysun
cümle alem, duysun tüm dünya;
Sevdalandım
dostlar, aşığım aşık.
Aradığım
aşkı buldum sonunda.
Seviyorum
dostlar, aşığım aşık.
Çok
mutluyum dostlar.
Aşığım
aşık…
Birbirinden
güzel şimdi her günüm,
Kalmadı
gönlümde artık hiç hüzün,
Böyle bir
sevdaya sizler de düşün,
Seviyorum
dostlar, aşığım aşık.
Çok
mutluyum dostlar,
Aşığım
aşık.”
Değerlendirmeler
neticesinde aday gösterilmeyince, önce hayal kırıklığı, ardından hüzün, en
sonunda yeni sevdalara yelken açmak için arayışlar başlıyor.
Gidişler
Funda Arar’ın;
“Benim
için üzülme”
şarkısıyla devam ediyor.
Ne
diyor Funda Arar;
“Gözlerin
nemli nemli, başın hiç öne eğme,
Ayrılık
olur değil ki, benim için üzülme.
Bundan
sonra adını, kırk yılda bir anarım.
Sende
kaybettiğimi, başkasında ararım.
Sevgim
yaşamaz hiç, ağlamak bana düşer.
Bir ömür
harap oldu, ağlamak bana düşer.
Benim
için üzülme…”
En
tepedekilerde, artık bırakıp kaçanın peşine düşme yok.
Hele
hele blöf yapsanız da boş, hatta gidenin arkasından.
Şarkıcı
Çelik’in dediği gibi;
Sevgimi
verdim bile bile,
Gönlümü
verdim seve seve,
Sen
aşkını al git,
Bak,
vakti geldi kaçmanın,
Hadi
güzelim sana güle güle…
Bu defa
oyun bozanlık yok, mızıkçılıkta yok.
Bahtına
ne düşerse…”