Seçilip Ankara’ya gönderilerin memlekete katıkları
ortada, hevesleri kursaklarında kaldı.
Bir erken seçimle biletlerinin nasıl ellerine tokuşturulacağını iki ay sonra hepimiz göreceğiz.
Önümüzdeki süreçte yaşananlardan dersler çıkarıp, eskimişler gibi biletiniz erkenden kesilenlerden olmak istemiyorsanız, geçmişin tecrübelerinden mutlaka kendinize ders çıkarın.
İşte bizler halkımızın sıkıntılarını yüreğinde hisseden ve bu sıkıntıları çözme noktasında onurlu ve erdemli bir duruş sergileyebilen milletvekillerine ihtiyaç duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyoruz.
Bütün mesele işi ehline vermektir. Çünkü bu memleket ehliyetsiz ve liyakatsiz seçilmişlerden çok çekmiştir.
Bu memleket iyiyi ve güzeli hak ediyor ve Bingöl halkı iyi olan her şeye, herkesten daha layıktır.
Öyle sadece “beydir, ağadır, aşireti vardır…” diye her önüne gelen milletvekili olmamalıdır.
Seçilme işinin çok ciddi ve seçme işinin seçilme işinden daha önemli ve ciddi olduğunu artık bu halk bilmelidir; dolayısıyla seçilme işinin bazı kriterleri olmalıdır.
Memleketimin efdal evlatları olan milletvekilleri aday adayları, sizlerde aradığımız kriterler şunlardır;
1) Yaşadığınız şehri çok iyi tanımanız, insanların huyunu-suyunu bilmeniz ve şehrin en önemli eksikliklerini, herkesten daha iyi görmelisiniz.
2) Size emanet edilen şeylerin önemini kavrayacak kadar bilgili ve akıllı olmalısınız.
3) Hhiçbir siyasi kaygı gütmeden, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilecek kadar erdemli olmalısınız.
4) Menfaat ilişkilerine girmeyecek, basit çıkarlar karşısında halkınızı satmayacaksınız.
5) Makam ve mevkiiyi kendinize bir rant kapısına dönüştürmeyecek, rüşvet almayacak, rüşvet vermeyecek; para ile ilişkileriniz hakkınız ile sınırlı olmacak.
6) Halkın özellikle elinden ve dilinden emin olduğu kişi olmalısınız.
7) Özünüz ve sözünüz bir olmalıdır, ikiyüzlü ve yalancı olmamalısınız.
Arada boş satır bırakıyorum, orayı da siz değerli hemşerilerim doldurun…
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..
Tam da burada, bir soruyu da sevgili Bingöllülere sormak istiyorum;
Tanınmak için sizlerin ayaklarına kadar gelen, sokak sokak, dükkân dükkân dolaşan, zaman zaman davul-zurna eşliğinde kapılarınızın önünde halay çeken, yerel gazetelere boy boy reklam veren, el ilanı ve kartvizit dağıtan bu memleket sevdalılarını, ne kadar tanıdınız?
Tanınmanın, sokakta her gördüğüne;
“Sen bizdensin, ben sizdenim, bu evladınızı yalnız bırakmayacaksınız değil mi?” deyip, yalandan sarılan iki yüzlüleri de iyi tanıyın emi!?
Sevgili Bingöllüler; emaneti ve yetkiyi kimlerin eline vereceğinizi, yarın tekrar pişman olmadan, bugünden iyi hesaplamanız gerekir.
Çocuklarınızın geleceğini ipotek ettirirken, bu defa yüreğinizle, vicdanınızla ve hür iradenizle karar verin.
Son olarak ve sonuç olarak;
Sizlerin de malumu,
Gün ve dönem, ağaların, beylerin, kodamanların, nüfuz sahiplerinin, zenginlerin ve birilerinin adamı diye, birinin piyonu ve kuklası diye değil; memleket sevdası, bilgi birikimi, yüreği, cesareti olan erdemli, onurlu, itibarlı ve sözünün eri insanların seçilme ve milletin vekili olma günü ve dönemidir.
Layık olanın seçileceği bir seçim olması ümidiyle…