Yirmi yıl önce toplumsal hafıza da büyük bir travma yaşatan günün adıdır 28 Şubat. Dile kolay 20 yıl önce ülkeyi elinde bulunduran iktidar ve çevresindeki beşli çete eliyle birçok zulüm yaşandı. İnsanlar zihinsel kıyımdan geçirildi. Gel zaman git zaman o dönemden kalan birçok acı olaylar bitti. Mağduriyetler giderildi. Çevik Bir'in ''Bin Yıl sürecek'' dediği o süreç birçok yönüyle zayıflatıldı. Lakin o dönemden kalma ve halende yaşanan en büyük zulmün mağdurları hala cezaevlerindeler. Onlarla beraber zindanla ev arasında şehir dokuyan, hüzün, acı dokuyan aileler de var. Günlerin günleri kovaladığı, senelerin birbirine eklendiği, gencecik yaşlarında cezaevine zulmen girenlerin ihtiyarladığı, baba olarak cezaevine girenlerin dede olduğu, bebeklerinin ise baba olduğu Müslüman mahkumlar hala İçerideler. Onlara zulmeden iktidarların devrildiği, mahkum edildiği bir süreçte onlar hala cezaevlerindeler. Büyük umutlar beslenen şu anki mevcut iktidar ' da Müslüman mahkumların durumuna kör. Deri koltuklar, lüks arabalar, onlarca koruma, her şeyinin ellerinin altında olduğu, bir işaretle birçok şeyleri değiştirenler kör. Yıllar önce bu zulme neden son vermiyorsunuz denildiğinde 'İktidarız, ama muktedir değiliz ' deniliyordu. Lakin şimdi 'Hem iktidar, hem de muktedir ' oldukları halde söz konusu Müslüman mahkumlar olunca ölü taklidi yapmaya devam ediyorlar. Dışarıya adalet ihdası iddiasında bulunanlar kendi ülkelerinde adalete zıt hareket ediyorlar. Bu ülkede her vatandaş eşit haklara ve yargılanmaya sahiptir, hukuk önünde herkes eşittir deyip bunu eylemler ile desteklemek neden zor geliyor. Bu ülkede ciddi darbe girişiminde bulunan Ergenekon, Balyozcular kumpas mağduru denilerek çıkartıldı ve trilyonlarca tazminat vatandaşın kesesinden ödenmek suretiyle kendilerine ödendi. Çözüm sürecinde KCK aynı muameleyle cezaevinden çıkartıldı. Ahmet Türk, Devlet Bahçeli'nin ricasıyla cezaevinden çıkartıldı. DHKP- C’li öğretmen, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ricasıyla cezaevinden çıkartıldı. Almanya'ya ajanlık yapan Deniz Yücel Merkel'in ricasıyla cezaevinden çıkartıldı. Neden iktidar Müslüman mahkumların affı değil, yeniden yargılanması için bir şeyler yapmıyor. 16 yıllık iktidarlarında kimin ricasını bekliyorlar. Ayrıca Müslüman hasta mahkumlar için neden adım atmıyor. Tabutlar ile cezaevlerinden çıkmalarını mı bekliyor. Hasta mahkumlar konusunda Erdoğan ve Abdullah Gül neden Ahmet Necdet Sezer kadar cesur ve cömert olamıyorlar. Müslüman liderlerin daha cömert, daha müşfik olmaları gerekmez mi? Ne yapmaya çalışıyor iktidar. Kimden korkuyorsa, niçin adım atmıyorsa açıkça söylemeli. CHP'ye malzeme vermemek için mi adım atılmıyor. Müslüman mahkumların oyu fazla değil diye mi adım atılmıyor. Danışmanlar yanlış bilgilendiriyor diye mi adım atılmıyor. Programında öyle bir şey olmadığı için mi adım atılmıyor. Bunlar küçük meseleler diye mi adım atılmıyor.
Umutla özlemle yakınlarına kavuşma hasreti içinde olan Müslüman mahkumların aileleri başka baharlara kalmadan adım atılmalı. Dualar bedduaya dönüşmeden, fırsat elde varken yirmi yirmibeş yıllık zulüm sona erdirilmelidir. Şunu da aileler iyice biliyor ki, iktidar eğer görmek istemese, her şeyden habir olan ve hasib olan Rableri her şeyi görüyor. Uyanma, uyandırma ve adım atılması temennisiyle BU ŞUBAT SON 28 ŞUBAT OLSUN.