Şehir çok düzenli ve intizamlı. Cetvelle çizilmiş gibi. Bu cetvelle çizilmiş gibi sözünü yazınca aklıma şu geldi: “bu Avrupalılar bizim bir kısım Afrika ülkelerinin sınırlarını, kendilerinin de caddelerini cetvelle çizmişler. Yani bu mimariden gayet iyi anlıyorlar.”
Binaların kahir ekseriyeti 5 kat. 5 kattan yüksek bina nadir gördüm. Yıkılan binaların yerlerine aynı tarzda yeni bina yapımına izin veriyorlar. Bu konuda hassas ve duyarlılar. Keşke bu hassasiyet bizde de olsaydı. Gerçi hafif bir versiyonunu Konya’da hayata geçirdiler. Eski yerleşim tarzına uygun mimari yapıldı Mevlana türbesi civarı. Tarihi yaşatmak ve geçmişi bugün yaşayıp unutmamak bu olsa gerek.
Kabe’nin yanı başına yüksek binalar dikmek, ardından diliyle; Allah’ım! Beytini tazim edeni/yüceltip saygı duyanı yücelt diye dua etmek. Ne kadar fark var. Aman Allah’ım! Kabe’de Rabbin huzurunda küçüleceğimize Beytine tepeden bakmacı kibir. Etrafına tevazu binaları dikeceğimize neler yapıyoruz. Rabbin evine saygı, tarihe, tarihi dokuya sahip çıkış nerde? Eyne sera ve Süreyya.
Biraz da bizim ülkeye gelmek istiyorum. Hani bazen isyan ediyor ve ruhsuz betonarme binalardan yakınıyoruz ya. İstanbul gibi yerler. Çünkü şehre hayat veren yapıları gitti. Geçmişle iletişimi sağlayan yapılar olmadıktan sonra… Hassasiyet yüksekliğini diri tutmak için medeniyetimizin yapı taşlarını korumak ve yeni nesillere taşımak sorumluluğumuz var.
Mesela Diyarbakır Suriçi çatışmalardan dolayı yeniden yapılacak. İnşallah tarihi dokusu gözetilir ve eski yapıya uygun, tarihi mimari yeniden canlandırılır. Avusturya’da gördüğümüz tarihi ve mimari, ya da ecdatla bütünleşme duygusu bizim ülkemizde de, Suriçi örneğinde olduğu gibi sağlanmasını umuyorum. Yoksa betonarme ve ruhsuz şehirler oluşur.
Tarihinden ve medeniyetinden uzaklaşan veya milletlerini uzaklaştırıp köksüz ve milletinin inanç, kültür ve medeniyetinden uzak bir millet oluşturmak isteyenlerin ilk yaptıkları işlerden biri şehri bozmak, tahrip etmek ve emellerine uygun mimarilerle şehri yeniden inşa etmek. Çünkü şehir görseldir. Şehir inançtır. Şehir ruhtur. Medeniyettir. İçindesin şehrin.
Mesela kimi ideolojiler hakim oldukları yerlerde Kürtlerin inanç ve medeniyetlerine aykırı şehir inşasıyla hareket ediyorlar. Güzel park ve bahçelerin arasına, sağına-soluna halkın gözünün batırırcasına Zerdüşt heykelleri (arka planda yeni bir din ve Peygamber imajı ile. Yoksa bir filozof, düşünür heykeli dikmek değildir asıl maksat) dikerler, halkın örf-adet ve inancına aykırı anıtlar inşa ederler. Onun için şehir inançtır. Hayattır. Medeniyettir. Dünya görüşüdür. İnsanlar her şeyini şehirle, taşla, şehrin mimarisiyle yansıtır ve yansıtmak ister.