Eğitimde değerlendirilmesi gereken süreçlerden biri tatil sürecidir. Bu süreçte yapılan etkinlikler bireylerin kişisel gelişimini etkilediği için her tatil döneminde farklı düşünceler ön plana çıkmakta. Bu anlamda bizler, Voltaire gibi insanların bazen düşüncelerine katılmamakla birlikte saygı duyarız. Bir şeyleri değerlendirirken de Sorokin gibi ideal olanı yakalamaya çalışırız.
Bu düşünürlerin bazen inancımızdan izler taşıması güzel bir tablo. İnancımız, bir şeyleri değerlendirirken tek taraflı bakmaz, dünyevi ve uhrevi yönüyle ele alır. Bizler de bu ahlakı yakaladığımız için meselelere farklı yönden bakar her işe sonsuz kudret sahibi Allah'ın kelamını ve Resulünün pratiklerini yansıtmaya çalışırız.
Bu düşünceden yola çıkarak daha önceki deneyimlerimizden hareketle naçizane fikrimiz: Dönem tatili bir fırsattır. Okul döneminin koşturması ve stresi olmadan çocukların yeni beceriler öğrenmesi ve öğrenilmiş becerilerinin pekiştirilmesi için en uygun zamandır. Zamanı ganimet olarak bileceğimiz gibi yapacağımız programın zamanımızı kıymetlendireceğini de unutmayalım. Bu anlamda çocuğun bireysel gelişimi için farklı deneyimleri yaşayabileceği bir tatil planlamak mantıklı bir adım olacaktır.
Nasıl?
Tatilde çocuğun zevk alacağı, moral tazeleyebileceği belirli etkinlikler planlanmalı. Çocuğun ilgisi doğrultusunda spor, sanat, gezi gibi etkinliklere yer verilmeli, yaşıtları ile bir araya gelmesine olanak sağlanmalı. Bütün gün evde kalıp dinlenme adına bilgisayarda gezinmek veya televizyon önünde film seyretmek, çocuğun zihinsel ve psikolojik sağlığı açısından olumlu bir tutum geliştirmeyecektir. Oysa sosyal ortamlarda veya açık havada yapılacak etkinlikler bireyin rahatlamasına, yeni kazanımlar elde edinmesine yol açacaktır.
Tatilin başka bir ayağı şüphesiz ailedir. Aile, anne, baba ve onların çocuklarından oluşan en küçük toplumsal kurumdur. Aile toplumun temel taşı olduğu için aile içindeki bağ ve samimiyet derecesi çok önemlidir. Bu bağlamda çocuğun olumlu bir davranış geliştirmesi ve tatilini iyi değerlendirmesi, aile ile çocuk arasındaki samimiyet derecesi ile orantılıdır. Samimiyet dediğimizde çocukları çocuk olarak görmek onların ilgi ve ihtiyaçlarını tespit edip ona göre kazanımlar sağlamak gerek.
Böyle bakmayanlar var mı?
Ebeveynler, çoğu zaman çocuğu birey olarak tanımadan kendi beklentilerini, hayallerini çocukta yaşatmak gibi gerçekçi olmayan yaklaşımlar içine düşebilir. Oysa çocukla kurulacak sağlıklı iletişim, etkili dinleme ve paylaşım şikâyet edilen birçok iletişim sorunlarını ortadan kaldıracaktır. Unutmamak gerekir ki; çocuklar eleştirilmekten çok anlaşılmak ve kabullenilmek istemektedirler.
Bunun bir yolu var mı?
Bunun yolu da ortak davranış ve yeni bir dil geliştirmekten geçer. Çocuğunuzla seçtiğiniz kitapları okuyup üzerinde tartışmak; birlikte alışverişe çıkıp istediği şeyleri kendinin seçmesine izin vermek ortak paydada buluşmaya vesile olacaktır. Ortak paydada buluştuğumuzda somut işlemlerden soyut kazançlar elde edeceğimiz iklimlere ulaşabiliriz. Bu iklim çocukların unutamayacağı, değerlerin kazanıldığı bir iklim olacaktır.
Selam ve dua ile…