Advert
as

Sözün Değeri Ve Susmanın Yeri

  • Cahit KARAALP
  • 2016-01-12 06:59:44
  • 11012 Görüntülenme
  •  

    Zekeriyya’nın orucunu tut bugün… Konuşma… Boğazını yemek yemeye karşı tuttuğun gibi dilini de konuşmaya karşı tutabilmelisin… Bedeni hastalıkların anası nasıl ki mide ise söz hastalıklarının anası da dildir bilesin… Onun için dilini tutabilene cennet va’dinde bulunur nebi… Eskiden düşünce yönlendirirdi dili şimdi ise dil yönlendirir düşünceyi…

     

    İnsanlar düşünmeden konuştukları için düşündüklerini konuşmaya değil konuştuklarını düşünmeye başlar oldular… Artık konuşmak için konuşuyorlar… Cehaletlerini sergiliyorlar… Meğer susmak bir perde imiş örtermiş cehaleti… Diline suskunluk perdesini çekmeyenler serer oldular ortaya her mahremiyeti… Avret yerlerini örtmek nasıl ki farz ve gerekli ise, pencerelere nasıl ki perdeler çekiliyorsa dile de suskunluk perdesi çekilmeli ve rahata ermeli…

     

    Haydi, şimdi sen Zekeriyya gibi Meryem gibi sus, konuşma… Dilin sussun amelin konuşsun… Sözü bırak fiile bak… Unutma! İnsanların tutamadıkları oruçtur susmak… Cennete giden sırattır susmak… Asaletin elçisidir susmak… Ve unutma gerektiği yerde farzdır konuşmak… Konuşmada haddi aşmamanın adıdır susmak, durman gerektiği yerde durmaktır susmak… Ve bugün susmayı dene hayatını susmakla süsle…  Söz israfına sakın girme…

     

    Kimi insanlar susunca konuşurlar… Çünkü sözün bittiği yerde konuşmaktır susmak… Kimi suskunluklar acziyetten kimileri de asillikten kaynaklanır… Bekâr kızın suskunluğunun ikrar olduğunu söyleyen peygamber bu asalete vurgu yapıyordu… Hz. Peygambere göre susmak cennete giden yoldu…

    Ama bugün susmayı acziyet, konuşmayı cüret görenler, konuşmak marifetten susmayı cehaletten görenler, laf torbasını yalan ve yanlışlarla dolduranlar var… Artık gün kelamı olanların değil silahı olanların, malı konuşturanların, getirildiği makama dayananların günüdür… Sözün etkisi arkasındaki gücün oranına göre değişmektedir… Yani söz değil güçtür konuşan bilesin…

    Unutma kardeşim! Çok konuşmak ciddiyet bitirir, sözün değerini tüketir… Çok konuşanlar az iş yapanlardır sözünü yabana atmamak gerekir… Söze değeri kadar, mala ederi kadar, insana kişiliği kadar önem verilir… Her şey kıvamında, zamanında ve zemininde güzeldir… Parayı harcar gibi harcamalı sözleri… Ağızdan dökülen kelimeler seviyeli, sayılı, anlamlı olmalı… Değilse susmalı…

    Kimi konuşmalar bilgiden, kimileri bilgiçlikten kimileri de bilgisizlikten, bilinçsizlikten kaynaklanır… Müminler sözün fazlalığından yani lağvdan yüz çevirir… Bu müminlerin Mu’minun suresindeki özellikleridir… Cennette girmeyi hak edenlerinde fuzuli konuşmaları duymayacakları yüce rabbin kullarına va’di ve müjdesidir…

    Her cümle bir yük arabası gibidir… Kelimeler ise cümleye binen yolcu ve yüklerdir… Kelimelerin taşıdığı anlam ise yolcu ve yük ağırlığıdır… Dolayısı ile bir cümleye fazla yük yüklememeli, her şeye gücü oranında yük bindirmeli… Sizi kendi gücü nisbetinde dinler dinleyici… Onun için tane tane, açık ve seçik, kısa ve öz, anlamlı ve hikmetli konuşmaktaydı nebi… Boşuna değildi “rettil’il-Kur’ane tertile” emri…

    Ey söz ustaları ve sözün cühelaları! Hiçbir şey çok konuşulduğunda ve edebiyat parçalanarak anlatıldığında anlaşılmaz, fayda sağlamaz… Söze değer katan taşıdığı hakikattir… Sözü meşhur ve makbul kılan ise faidiyettir, hakka aidiyettir…