Bingöl halkı abalıdır,
çünkü Bingöl halkı namusludur,
çünkü Bingöl halkı şereflidir,
çünkü Bingöl halkı onurunu masada pazarlık konusu etmez.
Onun için hiç kimse Bingöl halkı bu özelikleri taşıyor diye buradan güç devşirmek, makam elde etmek yoluyla dönüp, “Bingöl abalıdır, haydi vurun abalıya.” demesin.
1950 seçimlerinden bu güne kadar Bingöl halkının iradesini teslim ettiği insanları bir araya getirip “Allah aşkına ne istediniz bu namuslu halkan?” deyip, “neden bu insanların mutfağındaki kaymakları hep siz yediniz de, ayranları vurdunuz bu halkın sırtına, neden iş tutuğunuz. Herkese bu halk abalıdır!” deyip, “vurun abalıya…” dediniz.
Oysa biz çok iyi biliyoruz ki bu halkın hiçbir zaman bir abaya sahip olmasını da istemediniz.
Ama şimdi çok iyi anlıyorum ki sizin abalıdan kastettiğiniz, vakarından başı öne eğikliğine kimsesizlik dediniz, yaptıklarınızı her defasında sineye çekişine sessizlik dediniz, sizleri kapılarından kovmayışlarına sahipsiz, savunmasız dediniz.
Siz Bingöl halkını vurulacak abalı zannettiniz, biz Bingöl halkına onurlu abasızlar diyoruz.
Yıllarca Bingöl halkının sırtından kişilik ve güç devşirenler yine halkın sırtındaki asalaklarla bir olup, bu onurlu halka tekme-tokat savurmaya başladılar.
Karşı çıkan herkese de “abalı” deyip “vurun abalıya” dediler.
Bingöl halkı tamda şairin dediği bir hal yaşıyor;
Gelen vurur giden vurur,
Güneş yakar kış dondurur,
Bazen tutup kanadından,
Bir fırtına yere vurur.
Bingöl de 1950’den beri siyaset iki şey için yapılmış; çıkar elde etmek veya mevcut çıkarı korumak. Bütün bunlar yapılırken halk sürekli sırtına vurulacak abalı olarak görülmüş.
Yok öyle değil diyorsanız, ben hemen sorayım; benim şehrimde işsizliğin ulaştığı seviye nedir?
Yoksulluk seviyesinde yaşayan insan sayısı ne kadardır?
Bu güzelim topraklar üzerine kurulmuş ve üretim yapan kaç tane fabrikamız var?
Ve bu fabrikalarda kimler ekmeğini kazanıyor?
Asıl burada soracağımız sorular bunlar değil. O soruları bir sonraki yazımızda muhataplarına direk sormak ve cevaplarını onlardan almak isterim.
Hırsları, koltuk sevdaları, akıllarından önde gidenlerin kazanma uğruna halkını sürekli sırtına vurulan abalı görmeleri, toplumu geri bırakmalarının yanında kendi sonlarını da hazırladıklarının hiç farkında olmadılar.
Buradan Belediye Başkanı Yücel Barakazi’ye bir uyarı çağrısında bulunmak istiyorum;
Yıllardır Bingöl halkını abalı gören zihniyet, sizi de tefe koymuş durumdalar.
Siz de bunlar için artık bir abalısınız.
Çünkü bunlar kendi şakşakçılarına gittikleri her kahvede, “bu belediye başkanı da bizi yanılttı, hiçbir hizmeti yok…” diyerek, yapmadıkları ve yaptırmadıkları işleri halkın gözünde sizlere fatura etmek istiyorlar.
Sevgili Bingöl halkı; 10 yıllardır bitmeyen çevre illere bağlantı yolları, hiç bitmeyecek olan Devlet Hastanesi, 20 yılda zor başlayıp bitmesini dört gözle beklediğimiz köprümüz…
Bunlar kimin eseri ise, sizleri abalı görüp sırtınıza da vuranlar onlardır…
Kıymet bilen Bingöl halkı, son olarak oylarınızla şehrin emin adamı olarak seçtiğiniz belediye başkanınıza sahip çıkın ve onunla beraber Bingöl için yapılması gerekenleri yapın, çünkü aynı taraftasınız.
Sayın Başkanım, sizde kolları sıvayın ve önümüzdeki zamanı doğru ve dolu olarak değerlendirin.
Hiç zaman kaybetmeden halk meclisleri kurun ve onlarla beraber kol kola yürüyün, başaracağınıza inancımız tamdır.
Son olarak;
Ey onurlu, şerefli Bingöl halkı, ister misiniz önümüzdeki günlerde iki farklı dosya açalım?