Advert
as

Bu Ne Aymazlık…

  • Musa APUHAN
  • 2017-04-17 18:04:52
  • 3487 Görüntülenme
  • Seksen milyonun ordusunun işi, dış güvenliği sağlamak iken ve içinden geçtiğimiz süreç ortada iken, kalkıp bir siyasi partinin genel başkanını askeri tören ile karşılamak ne demek?

    Eğer bu yapılan aymazlık değil ise, düpe düz bir darbe kalkışmasının ayak sesleridir.

    Mecliste grubu bulunan siyasi parti genel başkanları ve yardımcılarının da askeri törenlerle karşılanma talepleri olursa buna ne diyebilirsiniz?

    Kılıçdaroğlu bu yapılanın seçim yasağını çiğnemek olduğunu, sözde komutanın hangi durumlarda askeri tören düzenleneceğini bildiği halde böyle bir tezgah tertip etmelerinin 15 Temmuz'un gerçek kahramanları olan bu halk tarafından da kabul edilemeyeceğini bilmeleri gerekir.

    Şimdi bütün bunları bir tarafa bırakıyorum, sekizinci mağlubiyetini de almış olan Kılıçdaroğlu’ndan bir genel başkan olamayacağı gibi, seksen yıldır Türkiye’yi kendi istekleri doğrultusunda çekip çeviren dış güçlerin, on beş yıl öncesine kadar kullanmak için seçtikleri bütün adamları (cumhuriyetin kuruluşundan 2000'lere kadar) zeki ve kurnazdı.
    Ama aynı dış güçler merdivene bile ters binen bir adamı nasıl kullanmak için seçtiler bunu da çok anlamış değilim.

    Bu adamdan hiç kimseye bir fayda gelmez, inanmıyorsanız Kılıçdaroğlu’ndan hiçbir halt olmayacağını, kendi ağzından birkaç örnekle ortaya koyalım.

    1-"Biz sayın Başbakan (R.T.ERDOĞAN) gibi söz verip sözümüzde duran insanlar değiliz."
    2-‘’Allah’tan korkmayan biz...’’ (partisinin grup toplantısında)
    3-‘’İzmirliler Haliç’te yüzecek, İzmir Akdeniz’in incisi...’’ diyor bay Kemal, İzmir Ege Bölgesinde, Haliç İstanbul’da)
    4-Hz. Ali için; "kitapları olan İslam düşünürü" diyor bay Kemal, birde alevi olacak.
    5-Kağıthane yerine Kağıttepe diyor, birde İstanbul’a belediye başkanı olacak, sözde...
    6-Futbol ile ilgili bilgilerini de paylaşmaktan geri durmayan bay Kemal; ‘’çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleci idi, ondan etkilendim fenerli oldum." İşin doğrusu ise ne Lefter kalecidir, ne de bay Kemal fenerli.
    7-‘’Mersin Güneydoğunun incisi’’ diyor, güneydoğuda denize kıyısı olan başka il varmı diye soruyor üstelik... Peki ben bay Kemal’e Kastamonu(!) desem danışmanlarına; "bana bu bilgiyi de neden vermediniz?" diye kızmaz mı?
    8-Aday olduğu seçimde oy kullanmaması mı, ezan okumadan iftar açması mı, burun süt gevelemesi mi, başbakan ayrı, cumhurbaşkanı ayrı partiden olan bir başkanlık sistemini eleştirmesi mi...?

    Kısacası, bunları daha da çoğaltabiliriz ama biz konuyu burada keselim. Zaten bay Kemal, 8. seçim yenilgisini tatmış ancak oyumuzu artırdık deyip kendi kendini kandırmışken, bizde üstüne daha fazla gitmeyelim ve hevesini kursağında bırakmayalım.

    Ama son çağrımız bay Kemal ve onun gibilerini kullanarak ülkeyi ele geçirmek ve uzaktan kumandayla yönetmek isteyenlere gelsin; bilsinler ki kondukları daldan bal çıkmaz.

    Referandumun sonuçları millete hayırlı ve uğurlu olsun.

    Unutmadan son bir soru; yarın Figen Yüksekdağ cezaevinden çıkarsa, bu komutanlar onu da askeri törenle karşılamak isterler mi?

    Musa APUHAN
    Musa APUHAN
    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ