Allah Resulü aleyhi selam şöyle buyurdular: “İnsanlar madenler gibidir. Cahiliye (küfür) devrinde İslam’ı fıkhederlerse İslam devrinde de hayırlıdırlar.”
Altın bizatihi değerlidir. Nasıl ki eşeğe altın semer vurmakla eşek eşeklikten çıkmıyorsa altın da çamura düşmekle değer kaybetmez.
Kimi insanlar sade bir yaşam sürer. Varlıklarıyla yoklukları birdir. Kimileri de hareketli bir yaşam sürer. Bir inanca/ideolojiye bağlanır ve bunun tüm yeryüzüne yayılması için didinir.
Böyle insanlar kafir iseler, kafirliklerini üst düzeyde yaşar ve dünyaya hakim kılmak için uğraşırlar. Müslüman olduğu zaman da aynı tarz ve heyecanı yaşarlar.
Ebu Zer el-Ğıfari.
Ğıfar Kabilesi’ne mensup, sert mizaçlı, haksızlığa gelmeyen biri. İslam’ın kutlu mesajı Mekke dışında yankılanınca Ebu Zer merak eder. Soruşturur fakat ikna olmaz, bizzat kendisi gelir Mekke’ye. İslam olur. Lakin içi içine sığmaz. Haykırması, zalim ve zorbalara tevhidi duyurması, Mekke Haman’larına sesini duyurması lazım. Ve öyle de yapıyor.
Hz. Peygamber (as) ve sahabeler (ra) dünyalarını değiştirdikten sonra Müslümanlar debdebeli bir yaşam sürerler. Ebu Zer burada bir şeyler yapması gerektiğini düşünür ve harekete geçer. En üst perdeden ve hiçbir kınayanın kınamasına aldırmadan hakkı haykırmak için debdebe içinde yaşayanların karşısına çıkar.
Tebliğini yapan Ebu Zer evine döner. Uyarıda bulunduğu yönetici ardından cülüs gönderir samimiyet testi için. ‘Bir yanlışlık olmuş, paralar senin için değildi’ denir. Denir de aynı anda cevabı alınır. Çünkü paraya hiç dokunulmamış. Aynen iade eder.
Musab bin Umeyr.
Genç. Zengin. Bakımlı. Her şeyi zirvede yaşayan biri. Tüm gözler onda. Parmakla gösterilen.
Derken Müslüman olur. İçindeki boşluğu doldurur. Hayatı durur mu? Hayır. Yine hareketli, yine her şeyi zirvede yaşar. Yine tüm gözler onda, parmakla gösterilen. Fakat zerre kadar kibir yok, şımarma yok. Ama zengin değil, bakımlı lakin yamalı. Yesrib’e öğretmen lazım. Her şeyi terk etmek üzere. Hicret eder. Samimiyeti ve özverisiyle kısa sürede Yesrib’i Medine yapar.
Bir insanda kalite yoksa kafirken de yok Müslümanken de. Allah Rasulü aleyhi selam her zaman kaliteli insanlar aramış. O İslam’ın Mekke’de güçlenmesi için aktif bir yaşam ve etkinlik sürenlerin Müslüman olması için dualar edermiş:“Allah’ım! Bu dini Ömer veya Amr’dan biriyle güçlendir”.
Ömer de, Amr (Ebu Cehil oldu) da kafirdi. Kafirliği zirvede yaşıyorlardı. Putları için her şeyi yapardılar. Amr kafir olarak yaşadı son anına kadar. Can verirken dahi pişman değildi. Hz. Ömer’i tanımayanımız yok. Öyle bir yönetim modeli bıraktı ki ona yetişmek ne ala.
Bu hayatta temel düsturumuz kaliteli bireyler olmak olmalıdır. Hasbî, topluma değer katacak şahıslar yetiştiren bir anlayışla hareket etmeli ve insanlarda var olan cevherleri tespit edip işlevsel hale getirmeliyiz.