Hikayesini, hikayemiz kadar biliyor, her detayını hafızamızın bir köşesine nakşetmiş ve onu dilden dile aktarabiliyoruz.
Öyle bir hikaye ki, içinde yok yoktur. Bu hikayenin insanlık tarihinde ve bizlerde bu denli derin bir etki bırakmasının nedeni, böyle bir hikayenin bir daha yaşanma ihtimalinin olmaması veya çok az olmasıdır.
Bu hikayeyi her bir din alimi veya bilgin kişi, kendi penceresinden ama aynı kaynaktan beslenerek yorumlamış veya nesilden nesile aktarılmasını sağlamıştır.
Biz de bu hikayeyi günümüz olaylarıyla, özellikle 28 Şubat ile ilintilendirmek için Abdullah Yıldız Hocanın ‘’Yusuf’un Üç Gömleği’’eserinden alıntılar yapacağız.
Bu hikaye öyle bir hikaye ki, bu hikayede her kesimden insan için ibret verici mesajlar bulunmaktadır.
Birinci gömlek, mağduriyet gömleği; Hz Yusuf’un, küçük yaşta kendisindeki meziyetlerden dolayı, kardeşleri tarafından kıskanılması ve kuyuya atılması. Olayın örtbas edilmesi için de gömleğinin kana bulaştırılıp “Yusuf’u kurtlar parçaladı” yalanının uydurulması. Bu nasıl olur diyebiliriz ama 28 Şubat’a giden sürece bakıldığında, en az Yusuf kadar küçük yaşlardaki çocukların camilerde Kur’an dersi aldıklarından, onların camilerden alınıp nasıl zulmün ve küfrün kuyularına atıldıklarını gördük…
Kendilerine nasıl suç isnatları yapılıp, anne ve babalarının bunlara inandırılmak istendiğini de gördük. Velhasıl o küçücük kardeşlerimize mağduriyet gömlekleri giydirildi.
İkinci gömlek iffet gömleği; Kervan tarafından kuyudan çıkarılıp köle olarak satılan Hz. Yusuf’un, efendisinin eşi tarafından arzulanıp birlikte olma arzusuna karşı Hz. Yusuf’un yaradana sığınıp, bu isteği reddetmesi üzerine başına gelen ve yıllarca süren zindan macerası.
Yine 28 Şubat sürecine giden yolda inandığı davadan ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceğini, Allah’ın dinini hakkıyla öğrenip, öğreteceğini, bunun için son nefesine kadar camilerde çocuklara Kur’an dersini vereceğini söyleyen gençlerin, kurulan kumpaslarla nasıl zindanlara atılıp yıllarca oralarda tutulduklarını gördük ve halen görüyoruz.
Yalnızca Allah’ın kelamını çocuklara öğrettiği için müebbet hapisle cezalandırılan ve 25 yıldır zindanlarda tutulan insanlarımız, kardeşlerimiz bulunmaktadır.
Üçüncü gömlek iktidar gömleği; 12 yıl suçsuz yere zindanda tutulan ve orada unutulan Hz.Yusuf rüya mucizesi ile zindandan çıkarılır. İade-i itibar yapılır ve bilge kişiliğinden dolayı Mısır’a vezir yapılır ve iktidarın sahibi olur.
Hafızalarda yer edinen sahnelerden bir tanesi de, Hz. Yusuf’un iktidara geldiğinde yaptığı ilk iş zindandaki arkadaşlarını dışarı çıkarmak, birde kendisine iftira atıp zindana attıranları affetmek.
Burası çok önemli; hani iktidar sahipleri 28 Şubat’ta kurguladıkları oyun gereği kendilerine teslim olmayan ve sapkın dünya görüşlerini beğenmeyen her kesimden müslümana kurdukları kumpaslarla ve düzmece suçlarla binlerce insanı zindanlara attılar, işlerinden ettiler ve “bu zulmümüz bin yıl sürecek.” dediler. Ancak Allah’ın da bir hesabı vardı, onların bütün planlarını ters yüz etti ve onlar yaptıkları zulmün hesabını vermeye başladılar. O dönem mağdur edilen bir kesim Müslüman da iktidara geldi.
Bu iktidar gömleğini giyinenler burada bir şeyi unuttular, kendilerinden daha fazla mağdur edilen kardeşlerini zindanda unuttular.
Sonuç olarak; bugün halen yüzlerce Yusuf-i zindanlarda mağdur ve suçsuz yere tutuluyorsa, bizlerin burada Firavunları suçlamamız artık yersiz. Çünkü Firavunlar Nil nehrinde boğuldular.
Şimdi yapılması gereken şudur; iktidar gömleği giyinenler bir mağduriyeti ortadan kaldırmak ve vefa gereği zindandaki bütün Yusuf-i arkadaşlarının üzerine pas tutmuş kilitlerini kırmak, onları sevdiklerine ve hürriyetlerine kavuşturmak olacaktır.
Ben buradan bir kez daha 28 Şubat zihniyetini lanetliyorum.
Son kırıntılarının da askeriyede başörtüsünün serbest edilmesiyle foseptik çukuruna atıldığını ve üzerine sifon çekildiğini düşünüyorum.
Tek eksik halen zindanlarda Yusufilerin olması.
Gün onlara da haklarının verilmesi günüdür.
YUSUFİLERE ÖZGÜRLÜK…