Selam sana asık suratlı, dudağına tebessüm değmemiş arkadaşım.
Bilsen, ne kadar kötü, dünyaya donmuş gözlerle bakmak.
Ve bilsen, insanlara somurtmanın ne kadar itici olduğunu.
Sen aldırmıyorsun, sana herkesin düşmanca bakışına,
Üzülmüyorsun sevilmeyişine.
Vah ki vah diyesim geliyor sana ama ne çare, kalp katılaşmış, merhamet körelmiş.
İçinden mırıldanışını duyabiliyorum,
"sevmiyorlarsa, sevmesinler." dediğini,
İstersen darıl, arkanı dön ve git.
Haksızsın!
Bir bak sağına soluna, kaç insan senin gibi?
Zaten olmasınlar da.
Surat astığın, horladığın, görmemezlikten geldiğin insanlar, aslında sana acıyorlar.
İnsanlara sıcak bir merhaba demenin, gülümsemenin, tebessüm etmenin seni ne kadar mutlu edeceğini bilmediğin, bundan mahrum kaldığın için sana acıyorlar görmemezlikten geldiklerin.
Saçları okşanan çocukların mutluluğunu, saygı gören yaşlıların yüreklerinin nasıl huzurla dolduğunu ancak insanlara tebessüm edenler bilirler.
Sevgili arkadaşım, yakanı kurtaramıyorsun içindeki sıkıntılardan ama sana sorsam dersin ki "benden başka herkes muhtaç."
Yok öyle bir şey; herkes sevdikleriyle acılarını da, mutluluğunu da paylaşıyor. Zaten olması gereken de bu.
Kalabalığın içinde yalnızsın dostum.
Senin dünyanda ağustosta insanlar üşürken, bak sevenlere şu yılın son günlerinde her yer buz kesmişken, onlar tebessümleriyle buzları eritiyorlar.
Şaşırıyor ve aslında onları bu yaptıklarından dolayı çekemiyorsun.
Sen önce insanlara karşı gönlündeki buzları erit.
Erit ki seninde gözlerinin içi parlasın, sana merhabalar yürekten olsun.
Huzur istiyorsan onlar senin gibi olmasın, sen onlar gibi ol.
Bak arkadaşım, farkında değilsin ama sen her tavrınla ve davranışınla mutsuzluk saçıyorsun etrafa.
Şunu anla, kimsenin senden bir beklentisi yok ve kimse sana muhtaç değil, kalabalığın içindeki yalnızlığına üzülüyor herkes, bunu anla.
Çocukların bütün oyunları güzel giderken, bu halinle oyun bozanlık yapan, mız-mız ve sevimsiz çocuk gibisin.
Bak arkadaşım sana bir şey söyleyeyim mi?
Sev, çünkü sevgi evrenseldir.
Yani severek büyü.
Bak arkadaşım insanlar senin cebine değil, kasana değil, banka hesaplarına hiç değil, yüreğindeki sevgiye bakarlar.
Sende var mı o?
Bakıyorum da sen çocuğunu sevemiyorsun, eşini, kardeşini sevemiyorsun.
Sen tarlaya tohum atan değil, o tohumları tarladan toplayan haşere gibisin.
Diyeceksin ki "Sevgi nerede? Herkes seviyor mu ki karşılıksız, hesapsız?"
Aslında sen kolay olandan kaçıyorsun, bilsen eğer, sevgi her yerdedir.
Sana niye sev diyorum biliyor musun?
Dünyanın haline bakıyorum da, çocuklar katlediliyor acımasızca...
Seven yürek bunu yapar mı?
Kadınlara işkence yapılıyor, kadınlar öldürülüyor, dün canım dediğini bu gün sokak ortasında kurşuna dizebiliyor.
Seven bunu yapar mı?
Küçüklere merhamet edilmiyor, zayıflar korunmuyor, yaşlılara hürmet ve hizmet edilmiyor.
Peki bütün bunların sebebi sevgisizlik değil mi?
DOSTUM; SEVMEKTEN KİM USANIR? TADINA DOYUM OLMAZ...