Yukarı Kale Köyü Barajı nedeniyle yapılan arazi kamulaştırma bedellerinin düşük olmasından dolayı köy halkının tepkisine neden oldu.
2012 yılında yapımına başlanılan Yukarı Kale Köyü Barajı ve Hidroelektrik Santrali nedeniyle yapılan arazi kamulaştırma bedellerinin düşük olmasına köy halkından tepki geldi.
Tepkisi dile getiren köy halkından Ekrem Dinler,”Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 07.10.2010 tarih ve 5017-sayılı kararı ve 10.02.2014 tarih ve 2014-5905 sayılı Bakanlar Kururu kararı ile acil kamulaştırma kararı aldı. Bu kararlar doğrultusunda köydeki bir kısım kamulaştırma 2014-2015 yıllarında yapıldı. 2014-2015 yılındaki kamulaştırmada 1 dönüm arazinin bedeli 12.500.00TL den kamulaştırıldı. Diğer kalan arazi ve yapıların kamulaştırmaları 2016 yılı içerisinde yapıldı. 2016 yılında yapılan kamulaştırma bedellerinde 1 dönüm arazinin fiyatı 8.500.00TL.’den yapıldı. Acaba bir yıl içerisinde Ülkemizde çok büyük rakamlarla enflasyon düşüşü mü oldu da bundan köylünün haberimi olmadı fiyatlar buna göre mi belirlendi. Köylüler olarak bunu anlamaktan güçlük çekiyoruz. Diğer taraftan meyve ağaçları ve diğer ağaçlar için tespit edilen kamulaştırma bedelleri çok komik fiyatlarla değerlendirilmiştir. Örneğin 5-10 yaş arası 11 adet ceviz ağacına biçilen değer 341.00 TL.dir. Yani bir ceviz ağacının bedeli 31,00 TL dir. Köylünün alın teri ve emiğinin karşılığı bu mu? Bir örnek daha Kavak ağacı bahçesinde 20 yaş ve üzeri ağaçlara değer biçilmiyor, çünkü bunlar kesmeye geldiği için, Diğer bir örnek: 5-10 yaş arası 5 elma ağacına verilen değer 44.00 TL dir. Yani bir elmanın değeri 8.08 TL.dir. Bunun neresi adalet, neresi emeğe ve alın terine saygıdır. Köylüler olarak bilirkişi heyetine sorduğumuzda, bize verilen talimatlara ve mevzuatlara göre tespit yapıyoruz. Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin bir kararı emsal göstererek bilirkişi rapor kararları kesindir. Diye gerekçe gösteriliyor. Köylüler olarak kararı alan hâkime gidiyoruz, hakim bey bu haksızlıktır, hukuksuzluktur. Hakimin söylediği şu bilirkişi raporları doğrultusunda kanunlar ve mevzuat bunu emrediyor. Kamulaştırmaya gelen bilirkişiler acaba birilerinin etkisi altında kalarak mı rapor hazırlıyor. Karar alan hakimler mağdur edilen köylünün hak ve hukukunu gözeterek karar alması gerekiyor. Maalesef kararlar köylünün aleyhine verilmiştir. Biz köylüler olarak kime güveneceğiz haklarımızı nerede arayacağız. Bunun şaşkınlığı içerisindeyiz.”dedi
Kamulaştırma fiyatlarının çok düşük olduğunu belirten ve tepkisi dile getiren Kale Köylü sakinlerinden Tahsin Çetinkaya ise,”Köyleri gölet altında kalan köylüler için 5543 sayılı kanunun 12.maddesine göre devlet eliyle bir kişiye şehirde ev yapılırsa devlete borçlanmaması için 15 dönüm arazisi,1 evi, 1 ahırı, 1 samanlığı olacak ki ancak şehirde geçimini sağlayacaktır. Ancak devlet ise buna karşılık 144.500,00 TL değer biçmektedir. Köylü bu parayla ancak 1 daire alabilir. Çünkü kamulaştırma bedellerine biçilen değer fiyatları komik olduğu için yukarda saydıklarımız gayrimenkuller ancak o kadar tutar. Köylünün malı mülki bu kadar değersiz mi? İnsanları yerinden yurdundan edeceksin, doğup büyüdüğü yerden koparacaksın, geçmişini yok edeceksin, doğacak nesilleri köysüz bırakacaksın, sonrada haklarını vermeyeceksin. Bununla kalmıyor Kamulaştırma yapan şirket köylülere karşı tescil ve tespit davası açarak, kendileri davacı köylüler davalı oluyor. Sanki köylüler bunların baraj yapmaları için özel davetiye göndermiş gibi oluyor. Kale Köyü tarihi ve geçmişi ile çok büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bir tarih çok kolay yok edilmemeli, Köylüler olarak bu hukuksuzluğu ve haksızlığı asla kabul etmeyeceğiz, haklarımızı sonuna kadar arayacağız. Gerekirse eylemler yapacağız, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağız. Yetkili kişi kurum ve kuruluşlara seslenerek bu hukuksuzluğun ve haksızlığın giderilmesini istiyoruz. Bunun kesin bilinmesi gerekiyor. Tepkimiz hiçbir şekilde devlete karşı değildir. Sadece köylüler olarak gasp edilmiş, zulme uğramış haklarımızı aramaktır. Öte yandan Kale köyünün başka bir yere nakledilmesi ile ilgili yaklaşık bir yıldan beridir köylülerin uğraşı ve talepleri doğrultusunda Devlet yetkileri ile yüklenici firma tarafından hiçbir adım atılmadı. Köylüler birkaç ay sonra ortada kalacaklar. Bu insanlar yerinden yurdundan olacaktır. Bu insanlara devletin sahip çıkması gerekiyor. Bu konuda yüklenici firmaya seslenerek verilen sözleri yerine getirmesi için bazı adımlar atması gerekiyor.”dedi.