Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi Solhan Çağrı-Der, "Faruk’u Adil Hz. Ömer" temalı konferans düzenledi.

Sunuculuğunu Muhammmed Kurtaran’ın yaptığı program, Yunus Kızılboğa Hocanın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Program, Hz. Ömer'in hayatını anlatan Sinevizyon gösterimi ve Sahabe’ye ithafen Muzaffer Yarçin tarafından seslendirilen ilahilerle devam etti.

Programda konuşmacı olarak katılan Akademisyen Yazar İbrahim Dağılma, Cennetle müjdelenmiş sahabelerden Faruk-u Adil Hz. Ömer'in hayatından kesitler aktardı.

İslam düşmanları İslam’ın gerçek kaynağı olan Kur’an’ı Kerimi değiştiremeyeceklerini bildiklerine dikkat çeken Dağılma, "Kur'an'ın nurunu söndüremeyeceklerini biliyorlar. Onlar ne yapmak istiyorlar. Değişik algılar ve yollarla; Müslüman’ın zihnini kendi kaynaklarından, kendi öncülerinden uzaklaştırmak istiyorlar. Gözümüzde Hz. Muhammed’i, sahabeleri, şehitleri ve salih insanları ulaşılmayacak bir noktaya götürmek istiyorlar. ‘Onlar peygamberdi, onlar sahabeydi, sen bizi onlarla kıyaslıyorsun’ deyip sanki Kaf Dağı'nın arkasında olan ve ulaşılmayan insanlar olarak bize göstermek istiyorlar. Niye öyle yapıyorlar ki,  onları örnek alınacak bir konumda olmasınlar. Onlar örnek alınacak bir noktada olmasınlar. Oysa Allah Kur’an’da, 'Allah'ı ve âhiret gününü arzulayan ve Allah'ı çokça zikredenler için, siz mü'minler için Allah'ın Resulünde pek güzel bir örnek vardır.' diye buyuruyor. Birileri ne gözümüzde öncülerimizi, ne önderlerimizi, hele hele canımızdan, malımızdan, evlatlarımızdan, Ana babamızdan ve her şeyimizden daha kıymetli olan Hz. Muhammed'i bizden uzaklaştıramazlar. Biz Müslümanlar olarak buna asla izin veremeyiz." ifadelerini kullandı.

"Çocuklarını İslam ahlakıyla yetiştirmeyen anne babalar suçludur"

Hz. Ömer’in hayatından kesitler anlatan Dağılma, "Hz. Ömer, ‘Cahili hayatımdan bir şeyi hatırlayınca ağlarım, bir şeyi hatırlayınca gülerim, ağladığım şey;  biz kız çocuklarımızın feryat ve yalvarışlarına rağmen diri diri torağa gömerdik. Bunu hatırlayınca ağlıyorum.’ Peki değerli kardeşlerim bugün çocuklarımızı diri diri gömmüyor muyuz?  Evet gömüyoruz. Mekkeli müşrikler gibi toprağın içine koymuyoruz ama çocuklarımızı Allah’ın rızasından, Hz. Muhammed'in muhabbetinden, güzel ahlaktan uzak tutmakla, onları şeytanların, şehvetin, uyuşturucunun, fesad yapıların kucağına itmekle onlara sahip çıkmamakla bizde çocuklarımızı cehennem çukurlarına diri diri gömüyoruz. Dolayısıyla ağlaması gereken Ömer değildir, Ağlaması gereken biz anne babalarız. Yani bizler görevimizi yapmadığımız için anne babalar olarak suçluyuz." şeklinde konuştu.

Hz. Ömer’in hilafeti eşittir ‘Adalet’

Hz. Ömer'in İslam'la tanıştıktan sonra hayatı boyunca 'Faruk-u Adil' olarak tanıldığını ifade eden Dağılma, "Hz Muhammed döneminde Hz. Ömer’in lakabı Faruk, hilafeti döneminde de Adil olarak ön plana çıktı. İslam’a girdikten sonra hayatı boyunca ‘Faruk-u Adil Hz. Ömer olarak tarihe geçti. Hz. Ömer hilafete geldiğinde onun nazarında ‘hak’ açısından herkes aynı idi. Hz. Ömer sokakların muhafızı ve denetleyicisiydi. Acaba benim denetimdeki sokaklarda bir sıkıntı var mı? Bir perişanlık ve aç olan var mı? Kaygısıyla hareket eden biriydi. Yetimin başını okşayan, dulun gönlünü alan ve zalim karşısında olan bir Ömer olarak gördük." diye konuştu.

Program,  Emekli İmam Zahir Öğer Hoca tarafından yapılan duayla sona erdi.