Savaşlar daha çok üçüncü dünya ülkelerinde yaşandığı yapılan araştırmalarla ortaya konulduğunu ifade eden uzmanlar, 2. Dünya savaşının sonundan beri olan 181 savaşın 170’i (%94) üçüncü dünya ülkelerinde olmuştur. Son 15 yılda savaş yüzünden yaşamını, sağlığını, anne / babasını ve umudunu yitirmiş milyonlarca çocuk var. Çocuklar savaşın ve şiddetin en masum kurbanlarından biri olduğu belirtildi.

“Savaş en çok çocukları vurmaktadır”

Yapılan araştırmalara göre;  Savaşlar nedeniyle yaşanan ölümler ve çekilen sıkıntılar, en duyarlı grup olan 5 yaş altı çocukları etkilemektedir. 1996 yılında, 31 çatışma olan ülkenin 24’ünde beş yaş altı mortalite hızı % 5 ve daha fazladır. Çatışmalar sırasında, çocuk ölümlerinin % 5’i direkt travma nedeni ile % 95’i açlık ve hastalık nedeniyle olmuştur. Geçtiğimiz son 10 yılda, 2 milyondan fazla çocuk savaş bölgesinde öldüğü belirtildi.

“Son on yılda, 4 milyondan fazla çocuk kalıcı olarak sakatlanmıştır”

Son on yılda, 4 milyondan fazla çocuk kalıcı olarak sakatlandığı ifade edilerek,  Savaş sırasında ve sonrasında görülen yaralanmaların ve sakatlıkların en önemli nedeni mayınlardır. Dünyada 70’ten fazla ülkede 60 milyondan fazla mayın vardır. Savaş nedeniyle çocukların çoğu, tıbbi bakım olmadan ve çoğu zamanda yalnız yaşamaktadır. 1 milyon çocuk yetim kalmıştır.12 milyon çocuk güvenlik nedeniyle evlerinden ayrılmış bunların üçte biri ise mülteci kamplarında yaşadığı belirtildi.

“Şiddetle iç içe olan çocuklarda kalıcı hastalıklar meydana geliyor”

Şiddetle iç içe olan çocuklarda kalıcı hastalıklara neden olduğu belirtilerek, Savaşı yaşayan çocuklarda psikolojik olumsuzluklar daha fazla görülmektedir. Savaşın psikolojik etkileri çocuğun yaşına, cinsiyetine, kişilik özelliklerine ve önceki deneyimlerine ve kültürüne bağlı olarak değişmektedir. Çocuklar, uğradıkları fiziksel şiddet, aile üyelerinin kaybedilmesi, ev ve diğer toplumsal desteklerin yok olması nedeniyle olumsuz etkilenmektedirler.  Çocuklarda, stres bozukluğu yaygın olup,  depresyon çocuklar arasında yaygın olarak görüldüğü ifade edildi.

 Dünyada en çok devlettin imza koyduğu sözleşmelerden bir tanesinin Çocuk hakları sözleşmesi olduğunu ifade eden Sosyolog Vahit Eser, dünyada 170 üzerinde devletin bizzat ortak akılla ve konsensüsle imza atıkları bir sözleşme olduğunu söyledi.

Eser, “Çocuk denilince, hepimizin malumudur ki 18 yaşın altındaki grubun çocuk grubu olarak değerlendirilmektedir.  Dünyadaki nüfusa baktığımızda 18 yaşın altında olanların dünya nüfusunun büyük kısmını oluşturduğunu görmekteyiz.” Dedi.

“Çocuk yaşı itibarıyla masumdur”

“Çocuk yaşı itibarıyla her yerde çocuk olduğu için masumdur.” Diyen Eser, “Yaş itibarıyla bu masumları toplum ve yaşadıkları devletler onları korumak ve kollamak zorundadır.

“Herkesin çocuk haklarına riayet etmesi gerekiyor”

Çocuk hakları sözleşmesine bakıldığında 20 Kasım 1989 yılında 41madde olarak Birleşmiş Millet nezdinde kabul edildiğini ifade eden Eser, “Çocuk hakları kapsamında onların hak hukuklarına cinsiyetlerine, ırklarına, dinlerine ve yaşadığı coğrafyaya bakılmaksızın yeryüzünde tüm devletlerin bu haklara riayet edilmesi konusunda taahhütleri olduğunun altını çizdi.

“İnsan haklarına imza atanlar silahlarıyla insanlığı yok ediyor”

Tüm haklar konusunda olduğu gibi çocuk haklarına da gereği gibi uyulmadığını vurgulayan Eser, şunları söyledi: “Yaşadığımız çağda maalesef birçok konuda olduğu gibi çocuk haklarına da uyulmadığının gerçeğini görüyoruz. Başta Ortadoğu coğrafyasında olmak üzere en çok Suriye, Irak’ta devam eden savaşlar nedeniyle bu hakların korunmadığına şahit oluyoruz. Çocukların toplu olarak okulda olduğu esnada üzerlerine bomba atıldığını, oyun parklarında oynarken katledildiğini görüyoruz.” İfadelerini kullandı.

“Çocuklar açlıktan mı ölmüş, batının umurunda değil”

Tüm mağdur ve mazlum coğrafyalarda en çok katliama uğrayanların başında Çocuk ve Kadınların geldiğini anımsatan Eser, “Yeryüzünde yaşanan savaşlarda en çok çocuk hakları ihlal ediliyor. Tabiri caizce bu anlaşma her ne kadar Birleşmiş Milletler nezdinde yapılmışsa da; İşte,  Avrupa’da, Amerika’da ve Uzakdoğu’nun gelişmiş ülkelerinde bu hakları koruyalım da gerisi bizim umurumuzda değil. Afrika’da başka coğrafyalarda çocuklar açlıktan mı ölüyor, onların hiç umurlarında bile değil.” Diye konuştu.

“Deniz kıyılarına vuran cansız çocuk bedenleri insanlık için bir utançtır”

Yaşanan savaşlar nedeniyle Umut yolculuğuna çıkıp da denizlerde ölen yüzlerce, binlerce insan arasında çocuk cesetlerinin insanlığın gözü önünde nasıl deniz kıyılarına vurduğunu hatırlatan Eser, şöyle devam etti: “Umut yolculuğuna çıkan aileler beraberinde götürdükleri masum çocukların denizde nasıl boğulduğunu görmekteyiz. Hatta denizlerde Gemiler dolusu insanların medeni dedikleri Avrupa’nın bazı ülkelerinin gemileri tarafından nasıl batırıldığına şahit olduk. Ege, Ak deniz sularında boğulan çocukların sözüm ona çocuk haklarına imza atanların, buna riayet etmediklerini, ülkelerine sığınan bu çocuklara kapılarını kapattıklarını görüyoruz. Dünya çapında insanlığın kendi insanlığından utanç duyduğu insanlığını sorgulaması açısından, ‘Aylan El Kurdi’ adlı bebeğin cansız bedeninin deniz kıyısına vurması, dünya kamuoyuna girmesi sanırım ‘çocuk hakları Sözleşmesi’ni yeniden sorgulanması gerekenler tarafından bir daha okunmasında fayda vardır.”