Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin Bingöl'de basına konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, 'Vatandaşların örflerine, geleneklerine, inancına, sosyal dokusuna uygun bir anayasayı bu memleket hak ediyor.'dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, Bingöl'de yerel ve ulusal basınla bir araya gelerek gündeme dair soruları yanıtladı. Bir restoranda düzenlenen basın toplantısında, konuşan Yapıcıoğlu, yeni anayasa çalışmalarına değindi.
“40 yamalı bohçaya 41'inci yama yapılacak”
“Bize göre, halkın talebi yeni bir anayasadır.” diyen Yapıcıoğlu, şu anki anayasanın 1980 askeri darbenin bir ürünün olduğunu hatırlattı. Yapıcıoğlu, “Bu anayasa 1982 yılından beri yürürlükte. 40 yamalı bohçaya dönüştü. Defalarca değişiklik yapıldı. Gelinen aşamada, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin anayasa değişikliğine destek vereceklerini açıklamalarıyla yeni bir boyuta taşındı. Şuanda anlaşıldığı kadarıyla bu 40 yamalı bohçaya 41'inci yama yapılacak. Sadece hükümet sistemi değişikliğiyle bir değişiklik yapılacak. Bu da takriben 60 civarı maddeye tekabül ettiği belirtiliyor. Yani mevcut anayasa üzerinde hükümet sistemi değişikliği ile ilgili bir uyarlama yapılacak. Öte taraftan ana muhalefet partisi lideri, ‘bu bir rejim değişikliği teklifidir' diyerek, bu değişikliğe karşı çıkıyor. Keşke öyle olsa. Halkın şiddetle karşı olduğu hususlar değişiklik yapılmasına rağmen kalmaya devam edecek.” dedi.
Meclis içerisindeki partilerin yanı sıra meclis dışındaki partilerin de görüşünün alınması suretiyle yeni bir anayasa çalışmasını arzu ettiklerini ifade eden Yapıcıoğlu, “Mecliste olan 4 parti 60 madde üzerinden anlaştı, onu da gerçekleştiremediler. Yeni değişiklikle ilk dört madde ve vatandaşlık tanımı değişmeyecek. Bu değişiklik sadece başkanlık sisteminin gelmesine yarayacak. Başkada bir şeye yaramayacak. Değişiklik yapılsa da biz yeniden gündem yapacağız. Halk gerçekten bunu talep ederse, inşallah bir gün bu memleketin hak ettiği anayasa olacak. Yeni anayasanın milli olmasını isteyeceğiz. Şuan ki, yasaların birçoğunu batıdan ithal edildi. Vatandaşların örflerine, geleneklerine, inancına, sosyal dokusuna uygun bir anayasayı bu memleket hak ediyor.” diye konuştu.
“Hükümetin getirmek istediği sisteme vatandaş gözünden bakarız”
Başkanlık sistemine ilişkin Yapıcıoğlu, şunları söyledi: “Başkanlık sistemi şahıs endeksli olmamalı. Kişiden kişiye bir sistemin getirilmesi şiddetle kaçınılmalıdır. Mekanizma öyle bir şekilde kurulmalıdır ki yarın öbür gün kötü niyetli bir başkan istediği halinde vatandaşa zulüm edememelidir. Bunun için fren ve kontrol mekanizmaları sistem içerisinde olmalıdır. Bizim talebimiz budur. Hükümetin getirmek istediği sisteme vatandaş gözü ile bakarız. Eğer vatandaşın maslahatına uygun ise, biz bu sistemi destekleriz. Ama yok öyle değilse. Biz buna karşı dururuz. ”
ABD'deki başkanlık seçimlerini değerlendiren Yapıcıoğlu, seçim sonuçlarının katliamlara maruz kalan, yeraltı ve yer üstü kaynakları sömürülmüş olan halklar açısından hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini vurguladı.
Yapıcıoğlu şöyle konuştu: “Vahşi kapitalist sisteminin dümeninde kim olursa olsun bu mazlum coğrafyalar için bu sömürülen insanlar için herhangi bir değişiklik olmayacak. Onlar kendi programlarını kendi sömürülerini devam ettirecekler. Bu sömürüden, bu çarktan kurtulmanın bir tek yolu vardır. Onlara karşı uyanık olmak ve birliği sağlamak. Buralarda olan etnik gruplar kendi çıkarları için emperyalistlerle iş birliğine giderek, yapmaya çalışıyorlar. Bu coğrafyadaki Müslümanların birbirleriyle uğraşması, kan emici emperyalistlerden aldığınız silahları kendinize doğrultmanız, sizi tarih sahnesinden silecektir.”
Rejimin, yüzyıla yakın bir süredir yürüttüğü yanlış politikalar sonucu PKK sorununun ortaya çıktığını vurgulayan Yapıcıoğlu, hükümetin bu sorunu çözmesi için PKK meselesi ile Kürt halkının talepleri meselesini ayrı ele alması gerektiğini ifade etti.
Yapıcıoğlu, “Eğer siz elinde silah olan ve terör örgütü dediğiniz bir kesimi Kürtlerin temsilcisi olarak karşınıza oturtursanız, sizin varacağınız yer budur. ‘Sorunu ikiye ayırıyoruz' deyip, ‘vatandaşın talebini karşılayacağız' diyorlarsa, bu doğru bir metottur. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bir zamanlar 63 tane akil insan 7 bölgede halkın taleplerini hükümete götürmeye çalıştılar. Bu gök kubbe altında bu mesele ile ilgili konuşulmayan bir şey kaldı mı? Talepler belli. Hükümetin yapması gereken şeyler de belli. Muhatapları, sadece kendisine veyahut başka bir partiye yakın kişilerden oluşturacaksa yanlıştır. Toplumun her görüşünden insanlardan oluşturacaksa doğrudur.” diye belirtti.
“Görevden alınan kişilerin içerisinde mağdur olanlar da var”
Kanun hükmünde kararnameler ile görevden alınan kişilerin içerisinde mağdur olanların da olduğunu düşündüklerini belirten Yapıcıoğlu, “Gerçekten sapla saman birbirine karışmıştır. Yüzbinden fazla insan bundan etkilenmiştir. Hükümette diyor ki, yapılan yanlışlıklar yüzde 1-2'dir. Yüzde 1-2 demek bin-iki bin kişi demek. Bu sayı az mı? Haksız yere işinden ettiğiniz insanlar için çok ciddi bir mağduriyettir. Hükümet, dikkatli olmak zorundadır. Bir tek kişi haksız yere işinden olmuşsa, özgürlüğünden olmuşsa bunun hesabı sorulması gerekir.” ifadelerini kullandı.
“Mazlum bedduası çarptı mı adamı al aşağı eder”
Yapıcıoğlu son olarak, “FETÖ denilen yapılanmanın Cumhurbaşkanı'na rest çekecek şımarması, ardından böyle bir tepe taklak düşmelerine sebep, zulüm ettikleri kişilerin onlara yaptıkları beddualardır. Hükümet bunu aklından çıkarmamalıdır. Mazlum bedduası çarptı mı adamı al aşağı eder. Pek çok hükümetten daha muktedir görüyordular kendilerini ama buna rağmen tepe taklak oldular. Bizim inancımıza göre, mazlumun bedduası ile Allah arasında perde yoktur. Hükümet de yeni mazlumiyetler oluşmaması için dikkatli olmak zorundadır.” şeklinde konuştu.