Cehalet, İslam coğrafyasında mezhep çatışmasını beslediğini söyleyen Prof. Dr. Hasan Onat, Müslümanlara, mezheplerin din değil beşeri bir oluşum olduğuna inandırmakla çatışmaların önüne geçilebileceğini belirtti.
Mezhepler Tarihçisi Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Onat, Bingöl Üniversitesinde ‘Mezheplerin Stratejik Boyutu ve Mezhep Çatışması’ konulu konferans verdi.
Konferansa İslam Coğrafyasında akan kan ve Müslümanların içinde bulunduğu duruma vurgu yaparak başlayan Prof. Dr. Hasan Onat, konuşması boyunca İslam’ın akla ve bilgiye verdiği değeri keşfetmekle bu sorunların üstesinden gelinebileceğini vurguladı.
İslam coğrafyasındaki asıl sorunun mezheplerin dinin yerine ikame edilmesinden kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Onat, “İslam dünyasında mezhep çatışması çok riskli bir durum. Bu riskin önüne geçebilmek için mezhep farklılıklarından dolayı hiç kimse tekfir edilmemelidir. İman ve sorumluluk bireyseldir. Bizim İslam’ın ortak paydasında birleşmemiz gerekir. İslam dini hiçbir mezhep, cemaat ve tarikatın tekelinde değildir. Kuran’da verilen bilgilerle İslam’ı yaşamalıyız. Kuran’ın dışında hiçbir bilgiyi Kuran’la eşdeğer tutamazsınız. Kuran dışındaki bütün bilgiler, beşeridir.” dedi.
Prof. Dr. Onat, mezhep imamlarının söylemlerinin din gibi algılanmasının büyük bir yanlış olduğunu vurguladı. Müslümanların mezhep çatışması ile birbirlerini yiyip bitirdiklerini belirten Prof. Dr. Onat, “Müslümanlar birbirlerini yiyip, enerjilerini tüketmemeli, birlik beraberlik içerisinde bir sinerji yaratmalıdır. Kur'an; ‘Allah'tan sakının, sorumluluk bilinciyle hareket edin ve lafınızı eğip bükmeyin’ diyor.” diye sözlerine devam etti.
Prof. Dr. Hasan Onat, Şiilik ve bu mezhepteki imamet anlayışı hakkında da önemli bilgiler verdikten sonra, İslam ülkelerini bekleyen mezhep çatışması potansiyeline dikkat çekti. Çatışma potansiyeli olan ülkeleri bir bir sıralayan Prof. Dr. Onat, İslam Dünyasındaki mezhep çatışmasını sadece Türkiye’nin önleyebileceğini savundu.
“Bir insanın Müslüman olması için herhangi bir mezhebe bağlı olması gerekmiyor”
Batının, mezhep çatışmaları yüzünden İslam coğrafyasını birbirine düşürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Onat, “Ölen, Allahu Ekber diye ölüyor. Öldüren, Allahu Ekber diye öldürüyor. Hazreti Peygamberin sağlığında herhangi bir mezhep yoktu. Bir insanın Müslüman olması için herhangi bir mezhebe, meşrebe, tarikata bağlı olması gerekmiyor. Hiçbir mezhebi İslam’la özdeşleştiremezsiniz. Bir mezhebe mensup olmak Müslüman olmak anlamına gelmez. Bir insan kim olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun, Kur'an’ın temel iman esaslarına inanıyorsa Müslüman’dır. Biz Müslümanlara sadece bunu anlatabilsek İslam coğrafyasındaki bu sorunlar olmazdı. Hiç kimseyi mezhep ve meşrep farklılığından dolayı tekfir edemezsiniz. İslam’da masum bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eşdeğerdir. Bu akan kanı artık durdurmak zorundayız” şeklinde konuştu.
“İslam’ı siyasilerin elinde oyuncak olmaktan kurtarabilirsek mezhep çatışmasını önleyebiliriz”
İslam coğrafyasında yaşananların sebebinin temelinde bilmemenin olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Onat, “Bu mezhep çatışması önlenebilir mi? Evet önlenebilir. Nasıl önlenebilir? İslam coğrafyasında mezhep çatışmasını besleyen üç şey var. Cehalet, din ticareti ve siyaset. İslam’ı siyasilerin elinde oyuncak olmaktan kurtarabilirsek mezhep çatışmasını önleyebiliriz. Ortadoğu’daki çatışmaların arkasında siyasi egemenlik ve rant meselesi var. Siyasi egemenlik ve rant kavgası dinle meşrulaştırılıyor. Burada da kullanacakları en güzel enstrüman mezhepler oluyor. O yüzden, Müslümanlara mezheplerin din değil beşeri bir oluşum olduğuna inandırmalıyız ki bu çatışmaların önüne geçebilelim. İslam coğrafyasının esas sorunlarından biri de İslam’ın akıl ve bilgiye verdiği önemi kavramamaktır. İslam’ın akla ve bilgiye verdiği değeri keşfedersek de bu sorunların üstesinden gelebiliriz” diye konuştu.