İşgal rejimi tarafından Gazze'de gerçekleştirilen katliamlara tepki göstermek amacıyla HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen kitlesel basın açıklamasında, “Gazze direnişi, Allah’ın zafer vaadine iman ederek yola çıktı” denildi.
HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanlığı, siyonist işgal
rejiminin Gazze'ye yaşattığı soykırım ve vahşeti telin etmek ve tepkilerini
göstermek için her hafta düzenlediği etkinliklerine bu hafta da devam etti.
7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı'nı desteklemek ve Gazze'de yaşanan vahşeti kınamak ve tepki göstermek için HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanlığı, kitlesel basın açıklaması düzenledi.
Bingöl Merkez Ulu Camii önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını, HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanlığı adına Abdurrrahim Berk okudu.
"Sakın zâlimlere meyletmeyin; yoksa onları saracak ateş size de dokunur. Aslında sizin Allah'tan başka hiçbir dostunuz, yardımcınız ve sizi sahiplenecek hiçbir güç yoktur. Öyleyse O'ndan başka bir dost aramayın; aksi halde O'nun yardımından da mahrum kalırsınız." (Hud: 113) ayeti ile açıklamasına başlayan Berk, "Direniş ve dirilişin kahramanlarına selam olsun. Zalimlere karşı dik duranlara selam olsun. Mazlumların safında yer alanlara selam olsun. Selahaddin-i Eyyubi'nin ve Sultan Abdülhamid Han'ın torunlarına selam olsun." dedi.
"BİR HALK YOK EDİLMEK VE HARİTADAN SİLİNMEK İSTENMEKTEDİR"
Toplanma amaçlarını ve ümmetin dağınıklığını aktaran
Berk, "Değerli halkımız, muhterem basın mensupları! siyonist işgal
rejiminin Gazze'de sürdürdüğü soykırımı telin etmek, Gazze direnişinin yanında
yer almak ve direnişe destek olmak amacıyla bir arada toplanmış bulunmaktayız.
Gazze'de 10 aya yakın bir zamanda dünya tarihinde görülmemiş bir zulüm
yaşanmaktadır. Hiçbir ölçü, kaide ve kural tanınmayan siyonist şer ittifakı,
her gün katliam, cinayet, yerleşim yerlerinin bombalanması ve akla hayale
gelmeyecek cürümleri işlemektedir. Ümmetin dağınıklığından, ırki, mezhebi,
siyasi ve etnik ihtilaflarından istifade eden siyonist ittifak güçleri, mazlum
Gazze halkını soykırımdan geçirme cüretini göstererek tarihte benzeri
görülmemiş gaddarlıkla saldırmaktadır. Bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil ve
masumlara yönelik zalimane saldırılar yapılmaktadır. Bir halk yok edilmek ve
haritadan silinmek istenmektedir." ifadelerini kullandı.
"ÖLÜMÜ ÖLDÜREN, ALLAH'A TEVEKKÜL EDEN BİR MİLLETİN KARŞISINDA HİÇBİR GÜÇ DURAMAZ"
Gazze halkı ve direnişin kahraman evlatları, dünya
istikbarına meydan okuduklarını aktaran Berk, "siyonist işgal rejimi,
Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi.
Filistinli kardeşlerimiz yaralandılar, şehid oldular, sürüldüler, göçe
zorlandılar, zorla yerlerinden edildiler, açlıkla, susuzlukla sınandılar,
öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler. İşkencenin her türlüsüne
maruz bırakıldılar. Küresel sistemin tüm acizliklerini bizzat yaşadılar. Ama
zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam
ettiler. Halen de devam ediyorlar. Ölümü öldüren, Allah'a tevekkül eden bir
milletin karşısında hiçbir güç duramaz. Aksa Tufanı operasyonuyla direnişin ve
dirilişin kahramanları, efsane haline getirilen siyonistlerin yenilmezlik
algısını kırdılar. Gazze halkı ve direnişin kahraman evlatları, dünya
istikbarına meydan okudular. Bu meydan okuma aynı zamanda başta İslam ümmeti
olmak üzere siyonistlerin zulmünü görmezden gelip üç maymunları oynayan tüm
dünyanın korkaklığına da bir meydan okuma oldu. Gazze halkı ve direniş
kahramanları, 7 Ekim'den bu yana siyonist nazi soykırımına karşı dik durarak
ümmetin yüz akı oldular." şeklinde konuştu.
"GAZZE'DEKİ SİYONİST SOYKIRIMI BATI'NIN VE MODERN ÇAĞIN KARANLIK VE GERÇEK YÜZÜNÜ ORTAYA ÇIKARMIŞTIR"
Çağımızın Firavun ve Nemrutlarına karşı mücadele eden
Gazze direnişinin kahramanları, zalimlerin tahtını sarsmış olduklarını belirten
Berk, "Gazze'deki siyonist soykırımı Batının ve modern çağın karanlık ve
gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. Çağdaşlık, özgürlük, insan hakları, çocuk
hakları, kadın hakları, sivillerin dokunulmazlığının birer masaldan ibaret
olduğunu gözler önüne sermiştir. Siyonist işgal rejimi, çocuk, kadın, yaşlı ve
sivil insanları katlederken Gazze'de sadece katliam işlemiyor. Siyonistler aynı
zamanda insanlığın vicdanına da savaş açıyor. Gazze halkı tüm bu
yalnızlıklarına rağmen asla mücadele etmekten geri durmadılar. siyonist düşmana
ve dünya istikbarına karşı dik durdular. Dik durmanın arkasında yatan güç,
Allah'a tevekkül ve şehadet sevdasıdır. Çağımızın Firavun ve Nemrutlarına karşı
mücadele eden Gazze direnişinin kahramanları, zalimlerin tahtını sarsmıştır.
Devletler ve uluslararası kamuoyu tarafından yalnız bırakılmalarına rağmen
Gazze'nin mazlum halkı ve direniş kahramanları pes etmeyerek, mücadeleye devam
etmektedir. Gazze'de yaşanan siyonist mezalime karşı duyarlı halkların
meydanlara çıkarak zulmün sona ermesi için toplu eylemler yapması, Gazze
direnişine büyük bir güç ve ilham kaynağı olmaktadır. Ümmetin dağınıklığından
istifade eden siyonist ittifak güçleri, kendi aralarındaki ihtilafları bir
kenara bırakarak Gazze üzerinden birleştiler. Gazze'de yaşanan mezalime karşı
bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda vicdan sahibi birkaç ülkenin dışında
tüm dünya ülkeleri bu zulme seyirci kalmıştır. Gazze tüm dünyanın imtihanı
olmaya, vicdanları harekete geçirmeye ve zulme sessiz kalınmaması gerektiğini
haykırmaktadır." ifadelerine yer verdi.
"TEK KUTUPLU SİYONİST ŞER İTTİFAKININ KURMUŞ OLDUĞU DENGELERİN KIRILMA VAKTİ GELMİŞTİR"
Yemen ve Lübnan'ın işgal rejimine karşı Gazze'nin yanında
yer aldığı operasyonları bu gücün bir araya gelmesi ve diğer vicdan sahibi
ülkelerin birleşmesi için zemin oluşturduğunu söyleyen Berk, "Yaşanan bu
mezalime karşı dünya devletleri ve uluslararası aktörler, kör, sağır ve dilsiz
olmaya devam etmektedir. Bazı ülkeler halklarının tepkisini dindirmek adına
cılız kınama mesajları yayımlayarak, yaşananlara seyirci kalmaktadır. Bazı
vicdan sahibi ülkeler bürokratik yollarla bu vahşeti durdurmaya çalışmakta,
kimi ülkeler ise uluslararası mahkemeye başvurarak soykırıma engel olmaya
çalışmaktadır. Tüm bu uluslararası çabaların neticesinde Birleşmiş Milletler,
Uluslararası Adalet Divanı 'acil ateşkes kararı' alarak soykırımın
durdurulmasına yönelik açıklamalarda bulunmuştur. siyonist nazi ittifakı,
alınan mahkeme kararlarını ve uluslararası kararları hiçe sayarak soykırımına
devam etmektedir. Tüm bu gelişmeler bize şunu gösterdi ki; siyonist zulmü ve
soykırımı durdurmanın, siyasi, bürokratik, hukuki yollarla olamayacağı, bu
vahşet ve soykırımı durdurmanın tek çözüm yolunun askeri güç kullanarak
durdurulacağı kanaatini oluşturmuştur. Şu an mevcut olan uluslararası dengeler,
anarşizm felsefesine göre oluşturulmuştur. Güçlü olanın zayıfı ezdiği, bu
paradigmanın son bulmasının vakti gelmiştir. Tek kutuplu siyonist şer
ittifakının kurmuş olduğu dengelerin kırılma vakti gelmiştir. Gazze'deki zulmün
sona ermesi için özgür halklar kadar, özgür ülkelerin de ittifakına ve
güçlerini birleştirmelerine ihtiyaç duyulmuştur. Yemen ve Lübnan'ın işgal
rejimine karşı Gazze'nin yanında yer aldığı operasyonları bu gücün bir araya
gelmesi ve diğer vicdan sahibi ülkelerin birleşmesi için zemin oluşturmuştur.
Bu fırsat iyi değerlendirilerek siyonist şer ittifakına karşı mazlumların
hamisi, adalet ve hakkaniyet ittifakının kurulmasını gerekli kılmıştır.
Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir paradigmanın oluşum zamanı
gelmiştir." dedi.
"SİYONİST İŞGAL ORDUSUNUN BU SALDIRGAN TUTUMU BÖLGESEL BİR TEHDİT OLARAK ATEŞ ÇEMBERİNİ GENİŞLETMEKTEDİR"
Gazze'de yaşananlar siyonistlerin Filistin'de yüzyıllık
işgal ve talan girişimlerinin ikinci adımını teşkil etmek olduğunu belirten
Berk, "Gazze soykırımı, sözde uluslararası sözleşmelerin, insan hak ve
hürriyetinin, eşitlik, özgürlük, kardeşlik söylemlerinin birer yalandan ibaret
olduğunu gözler önüne sermiştir. Gazze'de yaşananlar siyonistlerin Filistin'de
yüzyıllık işgal ve talan girişimlerinin ikinci adımını teşkil etmektedir. İlk
adım Filistin'in tamamen işgal edilmesi, ikinci adım ise Filistin'e komşu tüm
ülkelerin işgal edilmesi bilinen bir gerçektir. Fırat ile Nil arasında tüm
topraklara gözünü dikmiş olan bu siyonist canavarı durdurmanın tek yolu
ihtilafları bir kenara bırakarak güçlerin birleşmesiyle olur. Bu vahşi siyonist
canavar, hiçbir uluslararası normu, mahkeme kararlarını dinlememektedir.
Şımarık siyonistler yayılmacı politikalara dönüştürdüğü son Gazze saldırıları diğer
ülkeler için de tehlike çanlarını çalmaktadır. siyonist işgal ordusunun bu
saldırgan tutumu bölgesel bir tehdit olarak ateş çemberini genişletmektedir.
Gazze'de yaşanan bu amansız ve acımasız saldırı hali devam ettiği müddetçe
Türkiye dahil diğer çevre ülkelerin hiçbiri emniyette değildir."
"GAZZE DİRENİŞİ, ALLAH-U TEALA'NIN ZAFER VAADİNE İMAN EDEREK YOLA ÇIKTI"
Soykırımın suç ortağı olan ABD başta olmak üzere zalim ve
gaddar Batı devletlerine alternatif bir güç ortaya koymanın vakti gelip
geçtiğini aktaran Berk şöyle devam etti;
"Bugün Gazze'deki direniş, emperyalist şer odaklarını gözlerinden büyüten ülkelere büyük bir ders vermektedir. Gazze direnişi şunu haykırmaktadır: siyonist şer ittifakını gözlerinizde büyütmeyin! Evet bir avuç kahraman Gazze'de kıt imkanlarla siyonistleri ve emperyalistleri dize getirecek kahramanca bir mücadele sergilemektedir. Gazze direnişi, Allah-u Teala'nın zafer vaadine iman ederek yola çıktı. Ey Müslüman liderler ve özgür halklar, sizler de bu kahramanları örnek alarak bir araya gelip, siyonist işgal ittifakına karşı bir cephe oluşturabilirsiniz. Unutmayınız Allah-u Teala'nın vadidir. 'Nice az topluluklar, Allah'ın izni ile nice çok topluluklara galip gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir.' Bakara süresi 219 ayetine iman etmiş ve bunu hayatlarının tüm alanına sirayet etmiş bir topluluğun karşısında duramazlar. Soykırımın suç ortağı olan ABD başta olmak üzere zalim ve gaddar Batı devletlerine alternatif bir güç ortaya koymanın vakti gelip geçmiştir."
"HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarını destekliyoruz"
Son olarak dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden talepleri olduğunun altını çizen Berk, taleplerini şöyle sıraladı:
"Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden talebimiz şudur:
-siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz.
-Filistin devletinin tanınması ve Gazze'de katliamların durması için çaba sarf eden devletlerin ve uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz.
-HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarını destekliyoruz.
-Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeninden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararların pratikte yerine getirilmesi için siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmasını talep ediyoruz.
-HÜDA PAR'ın siyonist işgal ordusunun saflarında yer alıp Gazze'de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı olan siyonistlerin vatandaşlıktan atılması, müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması ve mal varlıklarına el konulmasına dair kanun teklifini destekliyoruz.
-HÜDA PAR'ın söz konusu kanun teklifine Meclis'te grubu bulunan veyahut bulunmayan tüm partilerin ve milletvekillerimizin destek vermesinin vicdani ve insani bir sorumluluk olduğunu hatırlatarak, destek vermelerini talep ediyoruz.
-Siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.
Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun."
Program yapıla dua ile sona erdi.