Bingöl Üniversitesi bünyesinde 14 öğrenci kulübü, Gazze’de yaşanan vahşeti telin etmek için toplu basın açıklaması düzenledi.
7 Ekim’den bu yana siyonist işgal rejiminin yaptığı vahşet,
soykırım ve insanlık suçuna karşı, Bingöl Üniversitesinde bulunan 14 kulüp,
merkezi kafeteryanın önünde ortak basın açıklaması düzenledi.
Düzenlenen etkinlikte Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, Öğr. Görevlisi Yasir İnceler, Dr. Öğr. Üyesi Ali Çelik ve Doç. Dr. Hüseyin Çaldak açıklamalarda bulundu.
3 ayrı dilde okunan basın açıklamasından sonra Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, yaklaşık 40 bin insanın öldüğü ve ölmeye devam ettiği bir coğrafyanın olduğunu ve insanlığın yapılan katliama sessiz kaldığını belirterek, "Yaklaşık 40 bin insanın öldüğü ve ölmeye devam ettiği bir coğrafya var. Gazze, şimdi Refah, sanırım 70 binin üzerinde de yaralı var. Resmi kayıtlar, muhtemelen gayri resmi kayıtlar da bundan çok daha fazla. Ama insanlık susuyor, son zamanlarda öğrenciler sesini duyuruyor. Biz de öğrencilerimizin yanında olduğumuzu, zulmün karşısında olduğumuzu, gariplerin çaresizlerin yanında olduğumuzu ifade etmek için buradayız. Şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyoruz. Hasta olanlara, yaralı olanlara şifalar diliyoruz. İnsanlığı da bu zulmün durması için karşı durmaya davet ediyoruz. Zulmün bir an önce durması, insanlardan da sessiz kalmaması ve çaresiz insanların yanında olmasını diliyoruz. Hepinize sevgiler saygılar.” şeklinde konuştu.
“FİLİSTİN YANLIZ DEĞİL”
Filistin'in yalnız olmadığının altını çizen Doç. Dr.
Hakan Keçeci, “İnsanlığı bir kenara koydular. Resmi rakamlara göre 35 bin kişi katledildi.
Başta Amerika, İngiltere ve ona destek olan ne kadar adi ülke varsa hepsini
kınıyorum. Hiç kimse yalnız değil. Gazzeli kardeşlerimizin arkasında Türkiye,
İslam âlemi var. Ama bir araya gelemiyoruz. Ancak böyle toplantılarla bir araya
geliyoruz. Lütfen sizden rica ediyorum. Kardeşlerimizi yalnız bırakmayın. Ne
kadar toplantı varsa, ne kadar boykot varsa hepsini yapmamız lazım. Bu alçaklar
anlamıyor, anlamaya da hiç niyetleri yok. O yüzden bir an önce barışı
sağlayacak adımlar atılmalı. Bakıyorsunuz Amerika'da Müslüman olmayan vicdanı
olan insanlar çıktı. Resmen bu alçakların yüzüne haykırıyor. Ama bunlar insan
değil. Yoldan çıkmış, yoldan çıkmış canilerden. Yüce Allah bunları yerle bir
etsin inşallah. Katılan arkadaşları da tebrik ediyoruz. Tekrar söylüyorum,
Filistin yalnız değil arkadaşlar.” dedi.
“BOYKOTA DEVAM ETMELİYİZ”
Doç. Dr. Hüseyin Çaldak, “Ben sadece şunu söylemek
istiyorum; Bingöl Üniversitesi gibi bir yerde hala biz bu malları satacak ve
satan kantinlerimize bir şey diyemiyorsak da düşünmemiz gerekiyor. Konuşmaktan
önce idarecilerimiz burada. Neden buna müdahale edilmiyor. Ve elbette onlar da
hassastır, kantinciler. Neden satıyorlar? Öğrencilere gelelim, arkadaşlar açık
söylüyorum. Böyle yerlerde oturmayın, yemeyin, içmeyin. Kola içmeyince, cips
yemeyince ölmeyiz.” İfadelerini kullandı.
“KUDÜS BİR KIBLE MEVZUSUDUR BİZİM İÇİN”
Ebu Ubeyde'nin o duasına iştirak ettiklerini söyleyen
Öğr. Görevlisi Yasir İnceler, "Ey iman edenler, bir birlikle
karşılaştığınızda, bir toplulukla karşılaştığınızda, sebat edin ve Allah'ını
çok çağırın ki kurtuluşa eresiniz."
İşte şu anda Gazze'de, Kudüs'te, Filistin'de bu sebatı görüyoruz. Ve
yine zalimin zulmüne karşı sabrın zirvesindeki Müslüman, ahlakıyla mukabele
eder. ilk kıblemiz, üçüncü mescidimiz, Mescid-i Aksa'dır. Dolayısıyla Kudüs,
bir kıble mevzusudur bizim için. Sadece bir toprak mevzusu değildir. Bunun
şuuru ile hareket etmek lazım. Biz inanıyoruz ki tekrar etmek istiyorum. Ebu
Ubeyde'nin o duasına bizler de iştirak ediyoruz. Kudüs'te İslam ve ümmetinin
milyonlarla birlikte kılacağı namazlar o namazın imameti inşallah bu sokakların
insanlarına büyüklerine nasip olacak. Bu mücadeleye dua etmek, alkış tutmak, bu
tarz eylemlere katılmak bizim boynumuzun borcu değil mi kardeşlerim? Şöyle
diyoruz: Ey Aksa sen oradan kıracaksın zincirini. Biz de buradan kıracağız. Ve
bir gün gelecek muhakkak ellerimiz kavuşacak. On milyonluk israil karşısında
iki milyarlık İslam âlemi hala ebabil bekliyorsa düşünmek lazım. Bu ülkenin bir
büyük siyasetçisi. İsrail laftan anlamaz demişti. Ve görüyoruz. HAMAS'ın bütün
şartları kabul etmesine rağmen siyonistler saldırı düzenliyor. İsrail laftan
anlamaz. Ey Kudüs, Ey Mescid-i Aksa, Ey Filistin, seni yok sayacaklar, onlar
yok saydıkça sen var olacaksın.” İfadelerine yer verdi.
“GÖNÜL COĞRAFYAMIZDA GAZZE'DE, SİYONİSTLER TARAFINDAN BİR SOYKIRIM İŞLENİYOR”
Siyonistlerin insanlık onurunu ayaklar altına aldığına
değinen Dr. Öğr. Üyesi Ali Çelik, “Değerli kardeşlerim, bu anlamlı
şahitliğinizden dolayı sizleri tebrik ediyorum. Yıllar sonra Bingöl
Üniversitesini düşündüğünüz zaman bu anınızı, anlamlı olarak göreceksiniz,
değerli olarak göreceksiniz. Bu anları çoğaltmak azminde olmalıyız. Hayata
anlam katmanın önemli yollarından bir tanesi, anlamlı anlar oluşturmaktır.
Örneğin mazlumların sessizliğine ses olmak. Hazreti Ali, "dünyadaki en
sağır edici ses bir mazlumun suskunluğuna ses olmaktır" dedi. Hemen yanı
başımızda, gönül coğrafyamızda Gazze'de siyonistler tarafından bir soykırım
işleniyor. Gönül coğrafyası olduğu zaman onların kalp seslerini, soluklarını
hissedebiliyoruz. Bu kadar yakın görebiliyoruz. Bebekler öldürülüyor,
hastaneler yok oluyor. İnsanlık onuru ayaklar altına alınmış. Dünya maalesef
bunu sessizlikle takip ediyor. Hepimiz bu soykırımın görgü tanıklarıyız.
Değerli arkadaşlar görgü tanığı olmak bir tercih meselesi değildir. Bir olay
vuku bulunur ve siz kendinizi içinde bulursunuz. Ya mahkemede üç maymuna oynar,
görmedim, duymadım, bilmedim dersiniz. Ya da dosdoğru bir şahitlik ortaya
koyarsınız. Peki, bir de Mahkeme-i Kübra'yı düşünün. Bu mahkemede hesaplar seri
bir şekilde görülmekte, vücut azaları kişinin aleyhine şahitlik yapmaktadır. Ne
yapmalıyız peki? Fiili olarak boykot yapılabilir, protestolar yapılabilir,
sosyal medya güçlü bir şekilde kullanılabilir, şiir yazılabilir. Şiir yazıldığı
zaman tarihe not düşülmüş olur. Kalbi olarak dua edilebilir. Ve Allah'ın
görünmez ordularının yardım ettiği Gazze ehline, şehit olarak bedel ödeyerek
mücadele veren Gazze ehline, bizler de şahit olmalıyız. Dosdoğru şahit
olmalıyız. Şahitliğimizi de bu tarz eylemlerle ortaya koymalıyız.” dedi.
Program yapılan dua ile sona erdi.