HÜDA PAR Bingöl İl Başkanlığı, Gazze’de işlenen soykırım ve katliamları telin etmek ve mazlum Filistin halkına destek için “Gazze’ye destek” sloganıyla yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi.
Gazze’de işlenen soykırım ve
katliamları telin etmek ve mazlum Filistin halkına destek için Cuma günü HÜDA
PAR İl Başkanlığı tarafından yürüyüş ve kitlesel basın açıklaması yapıldı.
Ulu Camii'den başlayan yürüyüş, Telekom Kavşağına kadar devam etti. Yürüyüş boyunca siyonist işgalcileri tel'in eden sloganlar atıldı.
Yürüyüşün ardından toplanan kalabalığa hitaben basın açıklamasını, HÜDA PAR İl Başkanı Refik Alpaya okudu.
Konuşmasına Hücurat süresi 15. ayeti okuyarak başlayan Alpaya, "İman edenler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. Aksa Tufanı operasyonu ile başlayan direnişin altıncı ayını doldurmak üzere olduğu bu mübarek günlerin, tüm ümmet için hayırlara ve kurtuluşa vesile olmasını dilerim. Sabırla direnişin, mal, can ve tüm imkânlarla yürütülecek ihlaslı mücadelenin zafer için zaruri olduğu bilinciyle yılgınlık ve gevşeklik göstermeden her hafta Aksa davası için ahde vefasını ilan edip yenileyen siz değerli kardeşlerimizi tebrik ediyoruz. Mescid-i Aksa'nın muhafızlarına, murabıtlarına, Gazze'nin kahraman mücahitlerine ve izzetli halkına selam olsun. Bir an olsun Aksa'yı, Gazze'yi, Filistinli mazlumları gündemlerinden düşürmeyen dert ve vicdan sahiplerine de selam olsun. Mübarek Ramazan ayında, siyonist vahşet ve soykırım hız kesmeden devam etmektedir. Tarihte eşine az rastlanır barbarca saldırılarda şehit sayısı 33 bine, yaralı sayısı ise 75 bine dayanmış bulunmaktadır. Refah'ta daracık bir alanda muhasara altında tutulan kardeşlerimizin topyekûn imhası için siyonist planlar, hazırlıklar yapılmaktadır. Neredeyse tüm bina ve tesislerin, altyapının tahrip edildiği Gazze'de muhasara, katliam, açlık ve kıtlıkla topyekûn bir halk soykırımla yok edilmek istenmektedir. Yok edilmek istenen sadece Filistinlilerin maddi manevi varlığı değildir. Siyonistler, işbirlikçileri, yardımcıları ve hamileriyle birlikte tüm Müslümanların varlığına, değer ve mukaddesatlarına kast etmektedirler. Zira bir İslam beldesine yapılan saldırı tüm ümmete yapılmış demektir. Hele hele mübarek kılınmış, ilk kıblemiz söz konusuysa buna karşı birlik halinde karşı koymak tüm Müslümanlar için şeri görevdir.” dedi.
“BAŞTA İSLAM ÜLKELERİNİN YÖNETİCİLERİ OLMAK ÜZERE ETKİLİ VE YETKİLİ TÜM UNSURLAR, BU MEKANİZMAYA DÂHİL EDİLMELİDİR”
Gazze, Aksa ve Filistin davasının
zalim ve emperyalistlerin insafına terk edildiğine değinen Alpaya, “Ancak ne
acıdır ki gelinen noktada Gazze, Filistin ve Aksa davası yalnız bırakılmıştır.
Tecrit, açlık ve katliam uygulamalarıyla soykırıma tabi tutulan kardeşlerimiz;
maalesef siyonistlerin, ortakları olan zalim ve emperyalistlerin insafına terk
edilmiştir. Gazze’ye gıda, su, ilaç gibi temel ihtiyaç malzemelerinin yeterli ve
düzenli şekilde ulaştırılması bile halen sağlanamamıştır. Yardım girişleri, siyonistler tarafından açık
ve pervasızca engellenmektedir. ABD ve işbirlikçilerinin havadan yaptığı
göstermelik onur kırıcı yardımlar, bu yardımlara ulaşmaya çalışanlara yönelik
katliamlar ve paraşütle atılan yardımlara ulaşmaya çalışırken denizde boğularak
veya ezilerek şehit olan kardeşlerimizin görüntüleri hala bizi harekete
geçiremeyecekse vay halimize! İnsani yardımların siyonist ve işbirlikçilerinin
inisiyatif ve izninden bağımsız şekilde sürekli ve yeterli sağlanması için
gerekli mekanizmalar Müslümanların ortak girişimiyle oluşturulmalıdır. Başta İslam ülkelerinin yöneticileri olmak
üzere etkili ve yetkili tüm unsurlar bu mekanizmaya dâhil edilmelidir. Refah'tan karayoluyla düzenli yardım
girişleri sağlanmalı, denizden ve havadan da yardım koridorları
oluşturulmalıdır. Bu mekanizma ve organizasyon için uluslararası bir konsey
veya yapı kurulmalıdır. Bunun
yapılmaması veya yapılamaması halinde asgari düzeyde bile yükümlülüğünü yerine
getirememiş, zillet ve meskenet damgasıyla damgalanmış birey ve topluluklar
olarak tarihe kaydedileceğimiz unutulmamalıdır. Bu aşamada siyonistlerle ticari
ilişkilerini kesmeyen, buna mazeret uyduran kişi, şirket, yapı ve devletlerin
başta Aksa ve Kudüs davası olmak üzere İslam'a ve Ümmete ihanet içinde
oldukları açıktır. Bizimle savaş halinde olan, kardeşlerimizi soykırıma tabi
tutanlarla hiçbir şey olmamış gibi ticaret yapmanın; hele hele onlara silah
yapımında kullanılan malzemelerin, yakıtın, gıda ve sair lojistik
malzemelerinin teminini sağlayan ticari ilişkilerin hiçbir mazereti ve
maslahatı olamaz. Tüm kamuoyu baskısına ve itirazlara rağmen siyonistlerle
ticaretlerini kesmeyenlere açık çağrımızdır; Bir an önce bu rezalete son verin!
Aksi halde bu ısrarınız ihanet olarak hanenize yazılacaktır. “ ifadelerini
kullandı.
“ATEŞKES GÖRÜŞMELERİ SİYONİSTLERİN VE HAMİSİ ABD'NİN İNİSİYATİFİNE TERK EDİLMEMELİDİR”
Siyonistlerin ve ABD'nin şeytanca
planlarına, diplomatik oyunlarına, zulüm ve katliamın devamı için oyalama
taktiklerine karşı uyanık ve bilinçli olunması gerektiğini vurgulayan
Alpaya,”Gazze'de kalıcı ateşkes için yapılan görüşmelerde sonuç alınamamıştır.
Siyonistlerin habis emellerini hayata geçirecek, Müslümanların zilletini ve
nihai noktada esaretini netice verecek, HAMAS ve direniş güçlerini tasfiye
edecek siyonist tezler şart olarak dayatılmaktadır. Bu şartlarla adil ve onurlu
bir ateşkes yapılamaz. ABD'nin geçen günlerde Birleşmiş Milletlere sunduğu ve
kabul edilen ateşkes tasarısı bu çerçevede siyonist hedeflere hizmet
etmektedir. Ayrıca Gazze'ye denizden yardım bahanesiyle ABD tarafından Gazze'de
yapılması düşünülen, kontrol ve idaresi siyonistlere verilmesi düşünülen iskele
veya limanın Gazze'de kalıcı işgale hizmet eden bir adım ve hile olacağı
unutulmamalıdır. Siyonistlerin ve ABD'nin şeytanca planlarına, diplomatik
oyunlarına, zulüm ve katliamın devamı için oyalama taktiklerine karşı uyanık ve
bilinçli olunmalıdır. Yapılacak ateşkes görüşmeleri siyonistlerin ve
işbirlikçisi, hamisi ABD'nin inisiyatifine terk edilmemelidir. Gazzeli,
Filistinli kardeşlerimizin izzet ve onurunu, varlığını garantiye alan kalıcı
bir ateşkes için ümmetin tüm imkanları seferber edilmelidir. Etkili bir kamuoyu baskısıyla diplomatik
girişimler başlatılmalı ve siyonist katliam ve abluka bir an önce sona
erdirilmelidir. HAMAS ve direniş güçlerinin tasfiyesine yönelik hiçbir anlaşma
kabul edilmemelidir. Aksa ve Kudüs davasının sadece Filistinlilerin değil tüm
Müslümanların derdi ve davası olduğu asla unutulmamalıdır. Bu mübarek ayda
yapılacak hayırlı işlerin affa ve mağfirete vesile olacağı bilinciyle
dualarımızla birlikte Gazze için daha fazla yardıma ve desteğe koşalım.
Siyonizme, zulme olan öfkemizi, boykotumuzu sabırla sürekli direniş haline
getirelim. Seçim veya diğer gündemler bizi asla Gazze'den, Aksa davasından
uzaklaştırmamalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ayının manevi ikliminin
mazlum Gazze'nin kurtuluşuna, ümmetin dirilişine, vahdetine vesile olması
temennisiyle Allah'ın selamı hepimizin üzerine olsun.” şeklinde konuştu.
Program, yapılan dua ile sona erdi.