HÜDA PAR, Gazze’de işlenen soykırım ve katliamları telin etmek ve mazlum Filistin halkına destek için Cuma günü Bingöl Ulu Camii önünde kitlesel basın açıklaması yaptı.
Gazze’de işlenen soykırım ve katliamları
telin etmek ve mazlum Filistin halkına destek için Cuma günü HÜDA PAR
tarafından kitlesel basın açıklaması yapıldı.
Burada bir konuşma yapan HÜDA PAR Bingöl Belediye Başkan Adayı Yunus Emiroğlu, Gazze’de işlenen soykırım ve katliama sessiz kalanları sert sözlerle eleştirdi.
GAZZE DÜŞTÜĞÜNDE BİNGÖL, ADANA VE DİYARBAKIR DA DÜŞECEKTİR!
Emiroğlu, “Aziz Kardeşlerim, 4 ayı
aşkın bir süredir; gözümüz, kulağımız, kalbimiz Gazze’de. Aslında bu, 4 ay önce
7 Ekim’ de başlayan bir süreç değil. Tam 75 yıldır Filistin coğrafyasında
kesintisiz bir işgal, bir katliam, bir soykırım yaşanmaktadır. İlk gün de
söyledik şimdi de söylüyoruz, Filistin'deki mücadele Hamas ve İsrail’in
arasındaki bir mücadele değildir. Bu mücadele Araplarla, Siyonistlerin
arasındaki bir mücadele değildir. Bu mücadele Mescid-i Aksa’nın ve Kur’an’ın
ifadesiyle ‘etrafı mübarek kılınmış ‘Kudüs coğrafyasının; kutsiyetini,
hürriyetini, özgürlüğünü elde etme mücadelesidir. Bu mücadele Müslümanlarla
Siyonistler ve onların arkasındaki küresel emperyal güçler arasındaki bir
mücadeledir.” dedi.
Bütün bunlar olurken sözde medeni dünya sessiz. Sadece sessiz değil işlenen bu katliama alenen destek vermekten de geri durmadı. İki milyarı aşkın İslam dünyasından bir tek ses duydunuz mu? ‘Sokaklara indik, dua ettik, boykot çağrısı yaptık ve protesto gösterisi yaptık’ bu mu yani? Bütün mesele bu mu? Bunlar değersiz değil. Elbette, şu bir araya gelmemiz kıymetlidir. Siyonistlerin mallarını boykot etmek kıymetlidir. Ama bunlar yetersiz. Biz konuşmakla zaman geçirirken, onlar katliamlarına devam ettiler ve ediyorlar. Bu meselenin üç kritik boyutu vardır; bu bir iman meselesidir, bu mesele bir güvenlik meselesidir. Gazze düştüğünde Bingöl de düşecek. Adana düşecek, Diyarbakır düşecektir. Buna emin olabilirsiniz. Çünkü Siyonistlerin, ‘arz-ı mev’ud’ diye bir hedefi vardır. Bu bir insanlık meselesidir. Dünya buna sessiz maalesef. Biz fert olarak, Müslüman olarak, İslâmî oluşumlar olarak elbette boş durmayacağız Gazze’yi gündemimizden düşürmememiz lazım. Şimdi bir seçim sürecine girdik. Ama başta da bu süreç başladığında defaatle söyledik; hiçbir şey Gazze’yi bizim gündemimizden düşürmemelidir. Çünkü bu mesele hepimizin meselesidir. Bu gemi battığında hepimiz bundan zarar göreceğiz.
HANGİ SİYASÎ İKBAL SİZİN BUNA İLİŞKİN ADIM ATMANIZI ENGELLİYOR?
Emiroğlu, bu topraklarda bu süreçle
beraber yeni bir bağımsızlık mücadelesi ihtiyaç olduğunu belirterek
“Türkiye’den büyük bir beklenti var. Dünyanın, İslam dünyasının gözü kulağı
Türkiye’de. Bir büyükelçiyi bile gönderemedik. Kendileri gitti. Ticaret adı
altında hâlâ bizim ülkemizden, bizim limanlarımızdan oraya malzeme götürülüyor.
Şimdi soruyorum; vicdanınız sızlamıyor mu, utanmıyor musunuz? Refah’ta
kundaktaki bebekler katledilirken, insanlar açlıktan kırılırken siz ticaretiniz
için buradan Müslümanların memleketinden gemilerle işgal altındaki topraklara
gıda malzemesi, giyim malzemesi lojistik göndermekten utanmıyor musunuz? Hangi
siyasî ikbal sizin buna ilişkin bir adım atmanızı engelliyor. Vallahi Allah’ın
hesabı çetindir. Ne diyorlar, bunun bedelleri olur. İsrail’e karşı durursak
bunun bedeli olur. Siyasi ilişkilerimiz kesersek bedeli olur. Şöyle yaparsak
bedeli olur. Yok ya siz bedelsiz bir şey mi istiyorsunuz? Böyle bedel ödemeden
kim kime bir şey vermiş. Bak adamlar nasıl bedel ödüyor. Macron, Biden ve bütün
Avrupa ülkelere Tel Aviv’ e gelip Netanyahu’nun yanında fotoğraf vermediler mi,
en açık bir şekilde bütün desteklerini ifade edeceklerini söylemediler mi? Niye
onlar bunu yaparken biz bedel ödemekten korkuyoruz. Bu mesele bir kez daha
gösterdi ki bu topraklarda yeni bir bağımsızlık mücadelesi verilmesi gerekiyor.
Eğer bizim ekonomimiz küresel emperyal güçlere bağlıysa, eğer bir adım
atacağımız zaman başımıza bir şey geleceğinden korkuyor, elimiz kolumuz
bağlandığı için bir şey yapamıyorsak, öyle bağımsızlık teraneleri okumayın.”
ifadelerinde bulundu.
DAHA NE ZAMANA KADAR BİR ARAYA GELECEKSİNİZ?
İslam İşbirliği Teşkilatı’na seslenen
Emiroğlu, Doğu Türkistan’daki zulme de değindi: “Aziz Müslümanlar, sadece
Türkiye değil, İslam dünyasından hâlâ tek bir ses yok. Daha ne zamana kadar bir
araya geleceksiniz. Hani sizin İslam İşbirliği Teşkilatınız? Niçin güçlü bir
adım atamıyorsunuz? Bu kadar mı bağımlısınız? Sadece Filistin’de değil, Doğu
Türkistan’da on yıllardır Çin zulmü altında inim inim inlemektedir. Ben
Filistin’ e sahip çıktığım kadar Doğu Türkistan’a kadar sahip çıktım çıkarım.
Aziz Müslümanlar, biz boykota devam edeceğiz, Gazze’yi gündemimizden
düşürmeyeceğiz, bizi idare edenlere de mutlaka bunu soracağız; ya harekete
geçersiniz ya da harekete geçersiniz. Mademki bu millet size yetki verdi, sizi
lider seçti. Niçin Müslümanların canı malı kanı akıtılırken sessiz kalırsınız?
Hiçbir siyasî ikbal, Filistin’de öldürülen çocuklardan daha değerli değildir.
Hepimiz öleceğiz ve hesap vereceğiz. Bütün kardeşlerimize şunu söylüyoruz,
Allah için bu dünyadan ibaret görmeyin bu hayatı. Hesabımızı kitabımızı iyi
yapalım. Bir tedbir alalım ki, bir sonraki saldırı da daha güçlü duralım.
Bakın, dünyanın dört bir tarafından insanlar sokaklara indi ve inmeye devam
ediyorlar. Çünkü bu bir insanlık meselesidir aynı zamanda. Çok büyük bir
musibetle karşı karşıyayız. Çok büyük bir imtihanla karşı karşıyayız. Eğer ben
Müslümanım diyen bir kişi başını akşam yastığa rahat koyabiliyorsa kendinden
utanmalıdır.” dedi.
45 GÜNDÜR KANUN TEKLİFİ KOMİSYONDA BEKLİYOR!
Türkiye’de çifte vatandaşlığı bulunan
İsraillilere değinen Emiroğlu, haklarında gereken işlemlerin başlatılması
gerektiğini belirtti: “Biz vatandaşız, bizim gücümüz belli. Çıkarız konuşuruz,
yürüyüş yaparız, boykot yaparız, hükümeti bir şeylere teşvik ederiz.
Yılbaşından önce bir kanun teklifi verdik meclise, çifte vatandaşlığı olan
Siyonistler de dahil Türkiye vatandaşı olan savaş başladığında buradan
Filistin’e gidip kardeşlerimizi katledenlere soruşturma başlatın, işlem yapın,
bunları cezalandırın ya da sınır dışı edin. 45 gündür kanun teklifi komisyonda
bekliyor. Ben iktidar değilim. Ama ülkeyi yönetenlere şunu söylüyoruz; biz
sizin iyiliğinizi istiyoruz, Allah için bu zulme sessiz kalmayın. Bu bedel
neyse, bu halk bu bedeli ödemeye hazır. Korkmayın, cesur olun. Şimdi aziz
kardeşlerim, belki de diyorsunuz ki hamaset dolu sözler söylüyorsun. ‘Konuşmak
kolay’ doğrudur. Ben vatandaşım, bir siyasî partinin yetkilisiyim, burada çok
farklı siyasi partilerden kardeşlerimiz var. Bu siyaset üstü bir meseledir. Biz,
hepimize bu sorumluluğu hatırlatarak. Yarın ahirette hesabımızı kolaylaştırmak
istiyoruz.” dedi.