Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Bingöl İl Temsilciliği, Mekke'nin fethinin 1388. yıldönümü nedeniyle “Mekke fethinden Kudüs Fethine” adlı konferans düzenledi.
Bingöl'de Türkiye Gençlik Vakfı
(TÜGVA) İl Temsilciliği tarafından "Mekke fethinden Kudüs’ün fethine"
konferansı düzenlendi.
Belediye konferans salonunda düzenlenen etkinlik, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Açılış konuşmasını yapan TÜGVA Bingöl Lise Koordinatörü Muhammed Bayşu, “Filistin’i unutturmamak ve de gündemimizde diri tutmak gerekir. Bizler, Türkiye Gençlik Vakfı olarak 7 Ekimden bu yana yapılan soykırıma karşı bütün birimlerimizle her platformda Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya çalıştık ve de kardeşlerimizin sesini tüm dünyaya duyurmaya özen gösterdik. Tabi bunların yeterli olmadığını gayet iyi biliyoruz. Bizler, seferimizi icra etmeye çalışıyoruz. Müslümanlara zaferi bahşedecek olan Allah’tır.” dedi.
Kudüs’ e giden yolun fedakârlıklar ve Mekke, Medine sürecini doğru anlamaktan geçtiğini ifade eden Dr. Sertaç Tekdal, “Kudüs, Mekke ve Medine birbirinden ayrı düşünülemez. İşte Miracın gerçekleştiği, peygamberlerin ayak izninin olduğu bir Kudüs'ten bahsediyoruz, bir Mescid-i Aksa'dan bahsediyoruz. Dolayısıyla Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya da aynı önemin, aynı özlemin gösterilmesi gerekir. Kudüs, bir turnusol kâğıdıdır. Gerçekten insanları, toplumları, halkları tam olarak ortaya koyan bir turnusol kâğıdıdır. Kimin yüreği gerçekten Kudüs'le beraber, Mescidi Aksa'yla beraber? İşte Kudüs, Mescid-i Aksa bunu çok güzel ortaya koymuş. Zira Kudüs ve Mescid-i Aksa, bir inanç meselesidir. Kudüs ve Mescid-i Aksa'dan bigane kalmak, inancın zafiyetinin bir göstergesidir. Bu nedenedir ki, hepsi kutsallarımızdır ve hepsine aynı derecede sahip çıkmak, hepsi için yüreklerin çarpması gerekmektedir. Bakınız, Kudüs ve Mescid-i Aksa bu anlamda bugün bir adım daha öndedir. Neden biraz daha öndedir? Zira bir aile ortamında bir evlat hasta ise anne ve baba o evlada daha fazla ehemmiyet gösterir. Daha fazla dikkat eder. İşte Kudüs, Mescid-i Aksa bugün hasta evlattır. Mekke ve Medine bugün bir Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi değildir elbette. Tam olarak bir tevhid mekânı da değildir maalesef. Yani tevhid mekânı olarak hakkıyla o tevhid gerçeğini, tevhid mücadelesini de birçok hakkıyla icra edemese de yine bir Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi değildir. Dolayısıyla bugün yaralı olan, hasta olan evlat Kudüs ve Mescid-i Aksa ve bu nedenledir ki oraya çok daha farklı bir önem ve bir ehemmiyet göstermek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“BUGÜN KUDÜS'TE VE MESCİD-İ AKSA'DA, GAZZE'DE O YİĞİTLER EN DEĞERLİ OLANLARI FEDA OLUYORLAR”
Müslümanların, kendileri için en değerli olanı feda etmeden fetihleri göremeyeceğini belirten Tekdal, “Mekke'nin fethi diyoruz ama Mekke'nin fethinin gerçekleşme sürecine baktığımız zaman öncesinde bir Medine'nin inşa süreci vardır. Yesrip'ten Medine'ye dönen bir şehir, bir medeniyetin inşası, bir devletin gerçekleşmesi vardır. Ama bunun da öncesinde bir hicret vardır. Yani hicret gerçekleşmeden Medine, Medine inşa edilmeden de Mekke'nin fethi gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla biz hicret derken bunların hepsi nebevi eğitimle gerçekleşen, Allah Resulü'nün eğitiminden geçmiş ashab-ı kiramın bize bıraktığı bir miras. Başta Allah Resulü ve akabinde ashab-ı kiramın bizlere bırakmış olduğu bir miras. Evet, hicretle başlıyor dedik. Müminler, kendileri için en değerli olan her neyse onları feda etmeden daha güzeline ulaşamazlar. Daha güzeline kavuşamazlar. Bugün Kudüs'te ve Mescid-i Aksa'da, Gazze'de o yiğitler en değerli olanları feda ediyorlar. Ve inşallah onların bu mücadelesi bir gün onlara zaferi getirecektir. Bundan hiç şüphemiz yoktur. Bir gün Kudüs yeniden inşallah fethedilecektir. Bundan şüphemiz yok. Ama mühim olan, bizim bundaki katkımız nedir? Onlar zaten görevleri icra ediyorlar. Bizim burada o değerli mücadele edenlere bir katkımız var mıdır? Yok mudur? Bundan nasipleniyor muyuz? Nasiplenmiyor muyuz? Bütün mesele budur” dedi.
İlahi ve ezgi dinletisinden sonra program, dua ile nihayete erdi.