Sessiz Yürüyüşün 6'ncı haftasında, sağlık çalışanları öncülüğünde yapılan "Sessiz Yürüyüş" ülke çapında 40'tan fazla ilde aynı anda gerçekleştirildi. Bu kapsamda Bingöl’de hekimler ve sağlık çalışanları, soykırım ve işgale karşı yürüdü.
Bingöl Merkez Ulu Camii önünden PTT
Kavşağına doğru yürüyen sağlık çalışanları, yürüyüş sonunda basın açıklamasında
bulundu.
Psikiyatri uzmanı Veysel Güleç'in
okuduğu basın açıklamasında, yaşanan zulme karşı normalleşilmemesi ve
alışılmaması gerektiği vurgulanırken; Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler,
Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri ve NATO' ya çağrıda bulunuldu.
Güleç, "İşgal altındaki
yeryüzünden Özgür Gazze'ye selam olsun! Hekimler ve sağlık çalışanları olarak
beyaz önlüklerimizle başlattığımız 'Sessiz yürüyüşümüz 6'ncı haftasında!
Türkiye'de İstanbul Ankara İzmir başta olmak üzere Edirne'den Kars'a 40'tan
fazla şehirde aynı anda Filistinli masumların sesi olmak için, siyonist
işgalcilerin katliamını duyurmak ve bu zulme engel olmak için, vicdanlı
kalabilmenin hâlâ mümkün olduğunu haykırmak için buradayız!" dedi.
İşgalci siyonistlerin, katliamlarında hiçbir kural ve ahlaki sınır taşımadığına işaret edilen açıklamada, "Geçtiğimiz hafta Han Yunus kentine yapılan saldırıdan sonra yaralılar Naser Hastanesi'ne getirildi. İşgalciler hemen bir gün sonra Naser Hastanesi'ni bombardımana tuttu. israil, Gazze'deki bombardımanında Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın bir çalışanını öldürdü. Fransa hükümeti veya herhangi bir uluslararası yapıdan hala tek bir açıklama gelmedi. Ayrıca Filistin'in işgal altındaki diğer toprakları olan Batı Şeria ve Kudüs'te de israil ve yasadışı Yahudi işgalcilerin saldırılarında 301 Filistinli öldürüldü. İnsanlığın çiğnendiği bu katliamda kimlerin hangi tarafta durduğunu görüyoruz. Mesele kendi çıkarları olunca insanlık ve özgürlük dersi verenler, Gazze'deki vahşeti hangi vicdana sığdırabiliyorlar? israilin Gazze'ye uyguladığı bu soykırımın sesini kısmak için işbirlikçi Yahudi lobisi; Facebook, İnstagram ve diğer sosyal medya ağlarında Gazze'de yaşananları aktaran paylaşımlara erişim kısıtlaması getirdi. Bu zulmü duyuran birçok sosyal medya hesabı haksız yere kapatıldı. Erişim kısıtlamasına gitmeyen Twitter'ı da hedef alan, başta Disney olmak üzere eli kanlı işbirlikçiler, Twitter'a dava açarak bu zulmün duyulmasını engellemeye çalışmaktadır." ifadelerini kullandı
"İSRAİLİN EN BÜYÜK DÜŞMANI GERÇEKLERDİR"
"Gerçekleri gün yüzüne döken
gazetecilerdir. 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 98 gazeteci öldürüldü" diyen
Güleç, "israilin en büyük düşmanı gerçeklerdir. Gerçeğin temsilcileri
basın mensupları ve gazetecilerdir. israil onlarca yıldır gazetecileri hedef
almaktayken, sadece 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 98 gazeteci öldürüldü. Nerede
basının özgürlüğü, nerede dokunulmazlık? Dünyada hâkim güç olarak görünenlerin
samimiyetini işte buradan okuyabilirsiniz. Gazze halkı; hayranlık verici
dirayeti, adanmışlığı, sabrı ve cesareti ile dünyanın geri kalanına 'kalp
masajı' yapıyor. İnsanlık derin uykusundan uyanıyor! 8 milyar insan, bir grup
azgın işgalcinin pervasızca sürdürdüğü soykırıma daha fazla seyirci kalamaz!
Durumu kritik 5 bin yaralının acilen tahliye edilmesi için Refah Sınır Kapısı
derhal açılmalıdır! Refah sınırında utanç tümörleri gibi bekleyen insani yardım
tırlarının acilen Gazze içine geçişi sağlanmalıdır. 7 Ekim'den bu yana
Gazze'de; işgalci siyonist israil saldırılarında şehid olanların ve kayıpların
sayısı 27 bini geçti! 8 bin çocuk öldürüldü! 6 bin 200 kadın öldürüldü! 310
sağlık çalışanı, 97 hekim öldürüldü! Şifa Hastanesi Başhekimi, el-Awda
Hastanesi Müdürü dahil 99 hekim ve sağlık çalışanı işgalciler tarafından
tutuklandı. Hastanelerden, ailelerinin yanından gözaltına alınıp kıyafetleri
zorla çıkartılarak elleri bağlı şekilde bilinmeyen yerlere götürülüp alıkonulan
sivillerin katledildiği haberleri geliyor! İşgal güçleri insanlığa ait tüm
değer ve sınırları çiğneyerek katliamlarına devam ediyor." ifadelerine yer
verdi.
Açıklamasında, Gazze'deki büyük yıkıma da yer veren Güleç "52 bin 600 konut, 282 okul ve üniversite, 126 hükümet binası, 112 cami, 90 okul ve üniversite binası, 23 Hastane, 53 sağlık ocağı bombalarla tamamen yıkıldı! 102 ambulans imha edildi! 254 bin konut, 200 cami, 3 kilise, 140 sağlık kuruluşu hedef alındı, tahrip edildi ve kullanılamaz durumda! Enkazlar kaldırılamıyor, yaralılara ulaşılamıyor! 7 bin kişi hala kayıp! Kayıpların yüzde 70'i çocuk ve kadınlardan oluşuyor! Gazze Şeridi'nde yerinden edilen 1,9 milyon Filistin halkı; barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor! 355 bin kişi çeşitli bulaşıcı hastalıklara yakalandı! Bin 34 çocuk kanser veya diyaliz hastası, 10 bin kanser hastası, 45 bin hamile ve 68 bin emziren kadın bakıma muhtaç halde, kansızlık, kanama ve ölüm riskiyle karşı karşıya! Hastaneler zorla boşaltıldı, artık neredeyse hiçbir sağlık hizmeti verilemiyor. 53 bin yaralı var! Çok Acil tıbbi müdahale yapılmazsa 5 bin yaralı için artık çok geç kalınmış olacak!" ifadelerini kullandı.
"KANIKSAMAYACAĞIZ! NORMALLEŞTİRMEYECEĞİZ! SİNDİRİLMEYECEĞİZ!"
Bu dehşet tabloyu seyreden Dünya
Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri ve
NATO'ya seslenen Güleç, şöyle konuştu:
"İnsan hakları ve uluslararası hukuk kuralları açıkça ihlal ediliyor. Binlerce sivil, kadın ve çocuk acımasızca katlediliyor. Dünyadaki bütün uyarı, yürüyüş, eylem, protesto, kınamalara rağmen israil pişkince ve göz göre göre savaş suçu işlemeye devam ediyorken; insanlıktan, vicdandan, hak ve hürriyetten ve ırkçılık karşıtı söylemlerden bahsettiğinizde samimiyseniz, bu zulmü durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz? Elbette gün gün kaydettiğimiz bu savaş suçları bir gün karşınıza gelecek, dünyada ve ahirette bu zulmü işleyenlerden ve destek olanlardan hesabı sorulacaktır. Bugün 23 Aralık, Rim yavrumuzun doğum günü, yaşasaydı bugün 4 yaşına basacaktı, ama işgalciler tarafından öldürüldü. Rim ve vefat eden diğer bütün çocuklarımız adına, bugünü Dünya Şehit Çocuklar Günü olarak kabul ediyor ve her yıl bu katliamı hatırlamak adına tarihe not düşüyoruz. Buradan tüm dünyadaki hekimler, sağlık çalışanları ve vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz! Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sindirilmeyeceğiz! Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız." dedi