Bingöl Üniversitesi tarafından Türkiye'de ilki gerçekleştirilen 'Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı' açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Bingöl Balı, coğrafi işaret alarak pek çok ödüle de layık görülmüştür. Dünyadaki yarışmalarda bir birincilik, ikincilik gibi ödüller alıyor. ” dedi.
Bingöl'de ilk kez düzenlenen Uluslararası Bal Şurası ve
Fuarı'nın açılışı yapıldı. Bal Şurasının açılışına katılmak üzere Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Cevdet Yılmaz Bingöl'e geldi. İlk olarak Bingöl Valiliği'ni ziyaret
eden Yılmaz, ardından üniversitedeki bal şurasının açılışını gerçekleştirdi.
“ARTIK ULUSLARARASI BAL ŞURASI VE FUARI DÜZENLEYEN BİR ÜNİVERSİTEMİZ VAR”
Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı'nda konuşan Yılmaz, üniversitelerin
‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması’ alanında
pilot üniversite olan Bingöl Üniversitesinin bugün artık Uluslararası Bal
Şurası ve Fuarı düzenleyen bir üniversite olduğuna dikkat çekti. Yılmaz şunları
aktardı: “Değerli kardeşlerim, bal üreticisinden arıcılıkla ilgilenen bilim
insanına, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından belediyelerimize kadar bal
ürünlerinde katma değeri arttırmak için bir aradayız. Bu vesileyle bu
toplantıya Cumhurbaşkanımızın en kalbi selamlarını, sevgilerini iletmek
istiyorum. Arıcılık; insan sağlığına, üretime ve ülke ekonomisine katkıları ile
kıymetli bir tarımsal faaliyettir. Topraktan bağımsız oluşu ve diğer pek çok
sektöre kıyasla daha az iş gücüne ihtiyaç duyması ile kısa sürede emeği gelire
dönüştürülmektedir. Türkiye coğrafi yapısı, zengin florası ve iklim
özellikleriyle arıcılığa son derece elverişli bir konumdadır. Evliya Çelebi'nin
ovalarından bal akan topraklar olarak nitelendirdiği bal ormanlarımız geçmişten
bu yana arıcılığa beşiklik etmiştir. Dünyada bilinen ballı bitkiler florasının
yüzde75’ine sahip olan ülkemiz aynı zamanda dünya çam balı üretiminde yüzde
90'lara varan oranla en büyük payı almaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tarım Örgütü verilerine göre Türkiye, dünya bal üretiminde Çin'den sonra ikinci
sırada yer almaktadır. Ülkemiz bal arısı çeşitliliğine ve zengin arı ırklarına
sahiptir. Yaklaşık 9 milyon adet arılı kovanın bulunduğu ülkemizde arıcılık
sektörü bal, polen, propolis ve bal mumu gibi arı ürünlerinden 12 milyar lira
katma değer sağlamaktadır. Son yirmi yıla baktığımızda toplam 93 bin ton bal
ihracatı yapılmış ve 316 milyon dolarlık ihracat geliri elde edilmiştir.”
“ARICILIK, CUMHURBAŞKANIMIZIN ÖNCÜLÜĞÜNDE 2003 YILINDAN BU YANA DESTEKLENMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde arıcılığın 2003 yılından
bu yana desteklenmeye başlandığını dile getiren Dr. Yılmaz, bu vesile ile 1.2
milyar lira destekle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında
büyük artışların kaydedildiğini belirtti. Gelinen noktayı yeterli
görmediklerini ifade eden Yılmaz, “Katma değerli ürünlerle bu başarıyı
kutlamamız, bölgesel kalkınmaya ve ihracata arı ürünleriyle güç katmamız lazım.
Bingöl Üniversitemizde bir AR-GE merkezimiz var. Orada balla ilgili çalışmalar
yapılırken kozmetikten temizlik ürünlerine varıncaya kadar balı sadece bir gıda
olarak değil, sağlıktan yaşam şartlarını iyileştirmeye varıncaya kadar farklı
alanlarda yeni ürünlerle katma değerini yükseltmeye dönük çalışmalar yapılıyor.
İnşallah bu çalışmaların sonuçlarını da hep birlikte görürüz. Bu çalışmaların
sonucunda da tabi ki üreticilerimizin gelirinin ve refahının arttığını hep
birlikte görüp görmeyi arzu ediyoruz. Arıcılıkta sürdürülebilir üretim
yöntemleriyle bilinçli girişimcilerin desteklenmesine ve iklim dostu
uygulamalara önem veriyoruz. Bu amaçla bal, polen, arı sütü ve propolis gibi
arı ürünleri üretimini arttırmak ve kayıt altına almak, arı ıslah projeleri
başta olmak üzere arıcılık projelerini hayata geçirmek, bal üretim alanlarını
planlı bir şekilde çoğaltmak, kovan başı bal verimini yükseltmek, markalaşma ve
arıcıların refah düzeyini arttırmak için gayret gösteriyoruz. Biraz da
Bingöl'den bahsedelim. Bingöl ilimiz gerek üniversitemizin çabaları, gerek
Tarım ve Orman Bakanlığımız ile DAP ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin
destekleriyle bal üretiminde marka olma yolunda ilerlemektedir. Bu arada tabi
değerli vekilimiz Feyzi Bey’e gibi gönüllü elçileri de tanıtıma büyük katkı
sunuyorlar. Onlara da çok çok teşekkür ediyoruz. Güzel gönlünüz, el değmemiş
yaylaları ve doğasıyla geveni, kekiği, beyaz yoncası ve üçgül gibi zengin
florası ile arıcılar için adeta bir cennet konumundadır” şeklinde konuştu.
“BİNGÖL BALI’NIN ÜNÜ DÜNYAYA YAYILMIŞ DURUMDA”
Karakteristik tat ve aromaya sahip Bingöl Balı’nın ününün
dünyaya yayıldığına dikkat çeken Yılmaz,
“Bingöl Balı, coğrafi işaret alarak pek çok ödüle de layık görülmüştür.
Dünyadaki yarışmalarda bir birincilik, ikincilik gibi ödüller alıyor. Bakınız
tarım ve havza bazlı kalkınma alanında pilot üniversite misyonunu üstlenen
Bingöl Üniversitesi, arı ve arı ürünleri alanında ihtisaslaşmış tek
üniversitedir. Bingöl Balı’nın kalitesini ve güvenilirliğini, yerel ekonomiye
katkısını ulusal ve uluslararası anlamda tanınırlığını daha da arttırmayı
hedefliyoruz. Arıcılık işletmesi, polen, arı sütü ve bal mumu üretimi,
sertifikalı ana arı yetiştiriciliği ve arı zehri üretimine yönelik yoğunlaşmak
gerektiği ortaya konmaktadır. Bal Şurası'nın ülkemizin bal üretimini artırmak,
arı popülasyonlarını korumak, bal ve diğer arı ürünlerinin sürdürülebilir
üretimini ve pazarlamasını destekleyecek kapsamlı bir stratejik yol haritası
oluşturmak için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bal şurasında bal ürünlerinde
verimlilikten ihracata, markalaşmadan yerli türlerin korunmasına kadar geniş
bir alanda ortaya konacak politika önerilerini yakından takip edeceğiz ve
çıktılarını hep birlikte inceleyeceğiz. Uluslararası anlamda tecrübe
paylaşımının da çok kıymetli olduğunu vurgulamak istiyorum. Şura ve fuar
çıktılarının sürdürülebilir arıcılık faaliyetleri ve bölgesel kalkınma
açısından yol gösterici olacağına inanıyorum. Bingöl Uluslararası Bal Şurası ve
Fuarının organizasyonunda emeği geçen Bingöl Üniversitemiz başta olmak üzere
tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızla, sponsorlara, paydaşlara teşekkür ediyorum.
Bu arada Sütaş da teşekkür ediyoruz” dedi.
“SANAT VE KÜLTÜR, KALKINMANIN AYRILMAZ PARÇASIDIR”
5’inci Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali
yarışmacılarına tebrik eden Yılmaz, “Kalkınma dediğimiz kavram, ekonomik
gelişmeden daha geniş bir kavramdır. Kalkınmanın içinde ekonomi elbette önemli
bir yere sahip. Ekonomi gereklidir elbette ama yeterli değildir. Ekonominin
yanı sıra sosyal gelişim, çevre, yönetişim gibi konular olmadan tam anlamıyla
bir toplumun kalkınması mümkün değildir. Yine sanat ve kültür kalkınmanın
ayrılmaz parçalarıdır. Bu konularda da sadece metropollerde sadece belli
kesimler arasında sanat ve kültür faaliyetlerinin olması hiçbir şekilde kabul
edilemez. Sanatta da kültürde de tüm coğrafyaya, bütün kesimlere, özellikle de
dezavantajlı kesimlere ve coğrafyalara sanatın taşınması hem sanatın gelişimi
açısından son derece anlamlı olacaktır hem de bu yörelerin kalkınması anlamında
daha geniş anlamda daha müreffeh bir toplum olması anlamında son derece
kıymetlidir. Bu anlamda Bingöl'e, Şırnak'a, Hakkari'ye değişik illere giden
sanatçıları yürekten tebrik ediyorum. Keşke hepsi böyle yapsa. Sadece belli
illerde belli çevrelerle sınırlı kalmasınlar, inanın kendilerini de
zenginleştirmiş olurlar. Ülkemize de yeni değerler katarlar. Bunu yapan
sanatçılara da buradan selam olsun diyorum. Bu güzel organizasyonlara emeği
geçen herkesi tekrar tebrik ediyorum. Hepinize en derin saygılarımı,
sevgilerimi sunuyorum” şeklinde konuşmasını noktaladı.
Cumhurbaşkanı Yardımız Dr. Cevdet Yılmaz, konuşmasının akabinde 6. Geleneksel Bingöl Bal yarışmasında dereceye giren arıcılara ve 5’inci Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali’nde dereceye giren filmlere ödüllerini verdi.
Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı’nın açılış konuşmalarının ardından Yılmaz ve beraberindekiler bal fuarının açılış kurdelesine keserek, fuar alanında bulunan stantları ziyaret ettiler.