Bingöl Üniversitesi İlahiyat öğrencileri topluluğu, Erdemli Gençlik Kulübü ve Yaşayan Diller Topluluğun Filistin'e destek amaçlı kampüs önünde basın açıklaması düzenledi.
Bingöl
Üniversitesinde faaliyet gösteren öğrenci kulüpleri, 'Aksa Tufanı' temasıyla
Filistin’e destek amaçlı basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklaması metnini öğrenci kulüpleri adına Muhammed Emin Kara okudu.
Katılımcılara Mescid-i Aksa murabıtları! diye seslenen Muhammed Emin Kara, açıklamasında, "Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını görecekler." (Şuara / 227) Bingöl Üniversitesi hocaları, öğrencileri ve kıymetli Mescid-i Aksa murabıtları! Bir asırdan uzun bir süredir siyonist işgalci çetenin Filistin halkına ve topraklarına yönelik uyguladığı sistematik işgal ve katliam devam etmektedir. Topyekûn bir soykırım hedefiyle hareket eden işgalci siyonistler, her geçen gün işgali genişletmekte, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'yı necis postallarıyla kirletmekte, bu kutsal beldenin kutsiyetini hiçe saymakta ve adeta bütün bir İslam âlemine meydan okumaktadır. Filistin halkı, soykırım ve işgal karşısında meşru müdafaa hakkını kullanarak kendi topraklarını, vatandaşlarının canını ve İslam ümmetinin izzetini ve şerefini korumaktadır. Her gün şehit vermesine rağmen, direnişi cephe cephe büyüten Filistin halkının şanlı direnişini selamlıyoruz." dedi.
"FİLİSTİNLİ MÜSLÜMANLAR, İŞGALE KARŞI DİRENİŞLERİNDE YALNIZ BIRAKILMAMALIDIR"
Mazlum olmanın değil, zulme karşı
direnmenin erdemlilik olduğunu belirten Kara şu ifadelere yer verdi:
"Biliyor ve inanıyoruz ki mazlum olmak erdem değildir, zulme karşı
direnmek erdemdir! Erdemli Filistin halkının haklı mücadelesinde muvaffak olması
için dualarımızı gönderiyoruz. Yüce Allah yardımcıları olsun, onları muzaffer
kılsın! Filistin halkı, yalnızca kendi topraklarını savunmamaktadır. İslam
ülkelerinin izzetini ve şerefini de savunmaktadır. Hal böyleyken Müslümanların
resmi-sivil tüm unsurları ekonomik, askeri ve manevi olarak Müslüman
kardeşlerinin yanında yer almalıdır. Filistinli Müslümanlar, işgale karşı
direnişlerinde yalnız bırakılmamalıdır. Aksa Tufanı olarak bildiğimiz bu süreç
yani israil saldırısı olmadan ilk kez bir taarruz olması, birçok ilki
barındırmaktadır. İlk defa bir operasyona yahut saldırıya karşılık olarak
değil; doğrudan ilk kapsamlı saldırı hareket tarafından yapıldı. Gazze'ye giriş
kapısının kontrolünün alınması, yerleşim yerlerindeki kontrolün sağlanması,
Yahudilerin yaşadığı yerlerde kontrolün sağlanması bunu göstermektedir. Hareket
bu saldırı için çok yoğun bir mühimmat kullandı. israilli yerleşimciler
bölgelerini hızlı bir şekilde terk etmeye başladı."
Bu savaşın işgal topraklarında yaşayan herkes için bir değişimin başlangıcı olduğunu kaydeden Kara, "Bu savaş israilde yaşayan herkes için bir değişimin başlangıcıdır. Bundan sonra nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar tüm siyonistler bu endişeyi taşıyacaklardır. Aksa Tufanı; MOSSAD ve israil için çok büyük bir prestij kaybı oldu. Çizmeye çalıştıkları imaj, verdikleri büyük güvenlik zafiyeti nedeniyle yerle bir oldu. Bu görüntüler aksi bir dalga oluşturma ihtimali barındırsa da israil komutanları dâhil bu görüntülerin verilmesi, Filistin direnişi adına büyük bir zaferdir. İlk kez Filistinliler israile büyük bir aşağılanma hissi yaşatıyor. israil 1973 sonrası en büyük şoku yaşıyor demek daha doğru olur." ifadelerini kullandı.
"SİYONİSTLER İÇİN ÇOCUK, KADIN VE SİVİL EDEBİYATI YAPMAK VİCDAN YOKSUN SİYONİST SEVİCİLERİN İŞİDİR"
HAMAS'ın hedefinde sivillerin değil,
işgal edilmiş Filistin topraklarının olduğunu söyleyen Kara, "Hedef
alınanlar sivil değil, hepsi asker hükmünde olan silahlı yerleşimcidirler.
Söylem olarak burada yaşayan hiç kimsenin sivil olmadığının altını defaatle
çizmek gerekir. Dolayısıyla ölen siyonistler için çocuk, kadın ve sivil
edebiyatı yapmak vicdan yoksun siyonist sevicilerin işidir. Onlara kulak
vermemek ve prim vermemek lazımdır." dedi.
Kara, açıklamasına şöyle devam etti: "Filistinlilerin meşru müdafaa hakkı olduğunu, israile yönelik saldırıların meşru olduğunu belirtmek gerekir. Görüntülerde yıkılan duvarlar, ele geçirilen tanklar var. Filistin toprakları üzerinde bunların neden var olduğunun üzerinde ayrıca durmak gerekir.
Yaşananları sadece Gazze'ye de sıkıştırmamak gerekir. Kudüs, 48 toprakları, Batı Şeria, diaspora, Doğu Akdeniz derken Filistinlilerin yaşadığı tüm topraklarda ve ilgilendiren konularda kapsamlı hak ihlalleri olduğunu muhakkak belirtmek gerekir. Yaşananlar 2021'in devamıdır. Savaşların mutlak kazanan ve kaybedeni olmaz; ancak ivme ve psikoloji olarak Filistin bu sefer önemli bir adım daha attı. Şimdi birileri çıkmış direniş cephesi niye saldırdı diyor, HAMAS'ı terörist olmakla suçluyor. Yaptığınız ayıptır, aymazlıktır, art niyettir; sadece Batı Şeria içinde son bir sene içinde nelerin yapıldığı aşikârdır. Huwarada adlı belde komple yakılmaya çalışıldı. Cenin kampının hali ve dramı ortadadır. Nablus'ta her gün gençler öldürülüyor. Yenilenen Filistin mukavemeti, bu baskılara cevap veriyor. Savaşın süreceği göz önünde bulundurulursa; çağrılar, metinler, davetler, söylemler ve alınacak aksiyonlar için doğru bir ifade ediş rüzgârın yönünü bu tarafa doğru tutacaktır."
Siyonist işgalcilerin işgal ettikleri Filistin topraklarında defolmaları gerektiğine vurgu yapan Kara, "Siyonist çete, işgal ettiği Filistin topraklarından defolmalıdır. İşgalci çeteyi, gelinen aşamada katliamcı ve işgalci uygulama ve politikalarından vazgeçmesi, Gazze'ye uyguladığı ambargoyu kaldırması ve yeni bir katliama girişmemesi konusunda uyarıyoruz. Bingöl Üniversitesi İlahiyat Öğrencileri, Erdemli Gençlik ve Yaşayan diller kulüpleri olarak Filistin'i, Başkenti Kudüs olan Doğusu ve Batısıyla bölünmez bir bütün ve İslam'ın mukaddes toprakları olarak görüyoruz. İslam Dünyasını, işgal altında olan ilk kıblesi için bütün ayrılıklarını bir kenara bırakmaya, Filistin'e sahip çıkmaya ve kardeşlerinin yanında durmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki Siyonizm, İslam Dünyası'nın bağrına saplanmış zehirli bir hançerdir." şeklinde konuştu.
Program Muhammed Demir'in okuduğu dua ile sona erdi.