Özgür-Der Bingöl Şube Başkanı Yusuf Boğatekin’in sunumuyla “Ailenin İnşası ve Örnek Aile” konulu seminer gerçekleşti.
Özgür-Der Bingöl Şube Başkanı Yusuf Boğatekin, dernek binasında düzenlenen seminerde “Ailenin İnşası ve Örnek Aile” konusunda sunum gerçekleştirdi.
Sunuculuğunu Erhan Ozan’ın yaptığı program, Nurullah Hekimoğlu’nun okuduğu Furkan Suresi 68 ile 77. Ayetlerinin tilaveti ile başladı.
Katılımcıları selamlayan Yusuf Boğatekin; “Her çağın kendine özgü şartları ve bu şartların doğurduğu sorunları vardır. Günümüzde de yığınla meselenin başucumuzda bizi beklediğini görmekteyiz. Günümüz dünyasında ailenin dolayısıyla bütün insanlığın sürüklenmekte olduğu uçuruma dikkat çekmek ve çareler aramak artık kaçınılmaz bir hâl almıştır. Son yıllarda toplumun gündeminde en fazla yer alan konulara baktığımızda bunların başında aile gelmekte ve aile ile ilgili seminerler, konferanslar, paneller, sempozyumlar vb. programların arttığına şahitlik etmekteyiz. Çünkü bir yara var ve bu yaranın aciliyetle tedavi edilmesi gerek. Bizim de bu konuyu gündemleştirmemizin sebebi; Modern dünyada yaşayan, fakat modern dünyanın verili değerlerine teslim olmayan bir nesil nasıl inşa edilir, bu konuda ailenin üstlenmesi gereken rol ne olmalıdır ve ailelerimizin model aile olması için neler yapılmalı, yaşanan aile sorunlarının çözümüne nasıl katkı sunabiliriz?” gibi sorularla konuşmasına giriş yaptı. Ardından “Bu önemli bir sorumluluktur. Ve bu sorumluluk sadece ailelere ait değildir. Fertten devlete kadar tüm kişi, kurum ve kuruluşların da imkân ve yetkileri oranında mesuliyetleri vardır.” dedi.
Yusuf Boğatekin, sözlerine şöyle devam etti: “İslam dünyası ve Müslüman fert olarak inanılmaz bir kuşatma altındayız. Yaşadığımız çağda inanılmaz bir tufan ve tuğyan var. Bu tufandan kurtulmanın yolu Nuh’un gemisine binmektir. Bu çağda Nuh’un gemisi evlerimizdir. Tufan ve tuğyanlar arasında yok olmamak için evlerimize sığınmalıyız.”
Hz. Peygamber vahyi ilk aldığında sokağa değil eve döndü. Çünkü ev “Nereden başlamalı?” sorusunun tam cevabıdır. Hz. Peygamber de oradan başladı. Hz. Musa döneminde Firavun’un zulmü annelerin rahmine kadar uzandığında ne yapılmalı? sorusuna vahiy şöyle cevap verir: “Derken Musa ve Kardeşine şöyle vahyettik: Şehirde toplumunuz için bazı evleri karargâh edinin; kendi evlerinizi ise ibadethaneye dönüştürerek ibadetinizi eda edin! Ve (bunu yaparsanız, o zaman) müminleri (zaferle) müjdele!” (10:87) anlayışı bizim için ailenin değerini ortaya koymaktadır. Kendi evlerimiz bizleri kötülüklere karşı koruyan bir kalkan mıdır? Evlerimizin yüklenmiş olduğu misyon tam olarak neye karşılık geliyor? dedi.
Boğatekin Modern toplumda model aileyi kurma çabalarımızda önemsememiz gereken bazı hususlar hakkında ise şunları söyledi: “İçinde yaşadığımız toplumda gerek kendi ailelerimizde gerekse de çevremizdeki ailelerde ciddi problemler yaşandığına şahit oluyoruz. Aile içi huzursuzluk ve boşanmalarda ciddi artışlar gözlemleniyor. Hatta İslami camia mensubu insanlarda bile boşanma vakalarının artışı durumun vahametini anlamak adına kaygı verici.”
“Bugün aileyi tehdit eden unsurlar nelerdir ve bu tehditlere karşı ne tür çözümler üretebiliriz?” sorusu için ise;
Değişimi Kendimizden ve Ailemizden Başlatmak: Başımızı nereye çevirirsek çevirelim bir sorunla karşılaşıyoruz; ticarette, eğitimde, ulaşımda, ilişkilerde… En çok da AİLE’de. Herkesin adaletten, ahlaktan uzaklaştığından şikâyet ediyoruz. Sistemi eleştirmekle yitiriyoruz ömrümüzü. Sorunlarımızı konuştuğumuz zaman kendimizden değil dışarıdaki toplum, ülke ve dünyanın durumundan yakınıyoruz. Şu anda herkes dünyanın gidişatından şikâyetçi ama bu işler sadece şikâyet ederek çözülmüyor. Bizden öncekiler demişler ki önce kendin, sonra ailen düzelmedikçe ideal bir toplum beklentin mümkün olmayacak.
Zamanın Ruhuna Uygun Eğitim: Çocukların duygu, düşünce ve davranış biçimlerinin şekillenmesinde kritik öneme sahip olan yaş aralığı ulus devletlerde zorunlu eğitim yaşı olarak kabul ediliyor. Çocuklarımızı şekillendirmeye çalışan bir sistemle karşı karşıyayız. Dolayısıyla Müslüman ailelerin alternatif eğitim ortamları oluşturmaları gerekmektedir. Çocuklarımızın iyi bir okul kazanmaları için harcadığımız gayreti, iman ve ahlaklarını inşa etmek, muhafaza etmek için de harcamalıyız.
Anne/ Baba Sorumluluğu: Aile inşa edilirken sorumluluklar paylaşılmalıdır. Yalnızca anne odaklı aile inşası beklemek yanlıştır. Erkeğin görevi sadece geçim sıkıntısı ile dünyevi telaşlarla koşuşturma olmamalıdır. Bir çocuğun sağlıklı olarak yetişebilmesi için ne tek başına kadın ne tek başına erkek yeterlidir. Bunun için sağlam bir aile yapısı oluşturmalıyız. Ailelerimizi Müslüman aile olarak adlandırmakla, çocuklarımıza İslami isimler vermekle Müslüman aile olunmuyor. Sorumluklarımız bitmiyor. Ebeveynler olarak genellikle hatalarımızı kabul etmiyoruz. Bugün toplumda olduğu gibi ailede de insanın hatasını kabul etmemesi ciddi bir sorundur. Hâlbuki bir insanının hatasını kabul etmesi kendisine değer katar ve başkaları tarafından daha çok sevilmesini sağlar.
Sosyal Medyanın Kullanımı: Modern dünyada yaşayan fertler olarak kendimizi iletişim araçlarına kaptırmış durumdayız. En mutlu ve en mutsuz anlarımızda bile yanı başımızda hiç eksik etmediğimiz kitle iletişim araçları bugün hayatımızı kuşatmış durumda. Günlük yaşamımızın vazgeçilmezlerinin en başında onlar geliyor. Onsuz bir hayat düşünemiyoruz. Uyku saatleri hariç, diğer saatlerin neredeyse tamamında televizyon, internet ya da bir cep telefonu mutlaka yer alıyor. Özellikle sosyal medyada sanal hayatlar ortaya koyuluyor. Bundan etkilenen insanlar kendi evliliklerinde de benzeri şeyleri görmek istediklerinde ortaya sorunlar çıkıyor. Sosyal medya neredeyse mahremiyet diye bir şey bırakmamakta. Mahremiyetimizi ve bedenlerimizi ifşa etmeye çalışan hayat tarzlarına karşı, takva elbisesini kuşanarak iffet zırhıyla müminlerin birbirini kuşatması, birbirlerini koruması gerekiyor.
Aileyle Beraber Zaman Geçirme: Modernitenin getirdiği temel sorunlarımızdan biri de zamandır. Ailemize yeterince zaman ayıramıyoruz. Ailenin beraber zaman geçirmesi ve zamanın süresinden çok bu beraberliğin nitelikli olması aileye ayrı bir aidiyet katar. Toplumda ciddi bir gerginlik hâkim. Biraz sükûnete ihtiyacımız var. Herkes çok yoğun olduğunu söylüyor. Zaman problemi yaşanıyor. Ne yaparsak yapalım her şeyi düzeltemeyeceğimize göre önceliklerimizi belirlemeliyiz.
Aile içi istişare ve İletişim: Maalesef ailelerimizde yaşadığımız sıkıntıların temelinde nitelikli bir istişari mekanizmanın olmaması temel etkendir. Peygamberimiz (a.s.)ın Hudeybiye anlaşması gibi hayati bir konuda Ümmü Seleme annemizle istişare etmesi örnek teşkil etmelidir. İstişare anlayışını ailemizde geliştirmeliyiz. Bizlerde aile içinde haftalık yada aylık periyotlarla gündemli istişari zeminler oluşturmalıyız. Ailemizin durumunu ve geleceğini konuşup birbirimizi hayra sevketmeliyiz. Sağlıklı bir iletişim zemininin oluşabilmesi için eşlerin birbirleri ile kuracakları ilişki merhamet temelli olmalı. Eşler birbirlerini eksikleri ve zaafları üzerinden yargılamamalı. Karşılıklı saygı üzerinden birbirlerini tamamlayacak bir anlayışa sahip olmalılar.
Rol Model Sorunumuz: Bugün yaşadığımız en büyük sorunlardan biri model olamama problemidir. Yetiştireceğimiz çocuklarımıza sürekli geçmişten modeller sunmak onları tatmin etmeyebilir. Dolayısıyla kendimiz rol model olmalıyız. Rol modellerimizin sayılarını arttırarak toplumda görünür kılmalıyız. Bugün bizim model aldığımız kimse var mı? Varsa özellikleri nedir? Yada kimse bizi model alıyor mu? Aile olarak örnek bir aile miyiz? sorularını gündemimize alıp kendi eksik ve zaaflarımızı tespit etmeliyiz. Evlilik ve Aile Kurma: Aile kuracak kişi evlilikten ne beklediğini, evliliğe ne anlam yüklediğini bilecek. Kendini tanıyacak, bilecek. Nasıl birini istediğini bilecek. Olmasını muhakkak istediği ve istemediği şeyleri bilecek. Bu konuda net olunmalı. Evlilikte olmazsa olmaz temel şart, Allah’ın rızasıdır. İslami olarak kriter; iman ve iffet/ahlaktır. Rasulullah Efendimiz (s) bir hadisinde şöyle diyor: ‘’Bir insanla dört nedenden dolayı evlenilir. Soyu, zenginliği, güzelliği ve imanı için. Siz imanı için olanı tercih ediniz. Bu sizin için daha hayırlıdır.’’ Eş seçimi yapılırken seçeceği eşin ailesini de iyi bilmeli. Kültürel olarak kendi ailesine paralel, denk bir aile olmasına özen göstermeli. İçinde yetiştiği aileye iyi bakılmalı. İnsan ailesini yansıtır.
Örnek aile ile ilgili olarak, Ali İmran süresi 33. ayet üzerinden seçilmiş olan Hz. İbrahim ve ailesi ile İmran ve ailesinin sahip oldukları özellikleri vurgulayarak o modelleri günümüze taşımanın nasıl olması gerektiğini ve önemini vurgulayarak sözlerini tamamladı.
Program katılımcıların soru ve katkıları ile nihayete erdirildi.