Bingöl Peygamber Sevdalıları, ‘Kasım Ayı Sahabe Ayı’ faaliyetleri kapsamında ‘Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar’ temalı bir program düzenlendi. Düzenlenen programda Ebu Ubeyde Bin Cerrah anlatıldı.
‘Kasım Ayı Sahabe Ayı’ faaliyetleri kapsamında Bingöl
Peygamber Sevdalıları, ‘Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar’ temalı programda Ebu
Ubeyde Bin Cerrah konulu etkinlik düzenledi.
Sunuculuğunu Ömer Alpaya’nın yaptığı etkinlik, Yunus
Kızılboğa’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Programda sinevizyon
gösterimi ve ezgiler seslendirildi. Peygamber Sevdalıları Vakfı Bingöl Bölge
Koordinatörü Şefik Börü’nün açılış konuşması yaptığı etkinlikte Şehitler
Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik konuştu.
“SAHABELERİN HAYATINDA KARANLIK DÜNYAMIZI
AYDINLATAN GÜZEL ÖRNEKLER VARDIR”
Peygamber Sevdaları Vakfı Bingöl Bölge Koordinatörü Şefik
Börü , “Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak 2015 yılında Kasım ayını sahabe ayı
olarak her yıl farklı sahabeler olmak üzere ‘Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar’
temasıyla sahabe hayatını işliyoruz. Tüm sahabe efendilerimizin hayatlarında
karanlık dünyamızı aydınlatan nice önekler vardır. Yaklaşık bin 445 yıl önce
dalgalanan İslam sancağını sahabeler, tabiinler, ettabiinler ve salih insanlar
aracılığıyla bizlere ulaştırmışlardır. Bizler de vakıf olarak inşaallah bizden
sonraki nesillere doğru bir şekilde bulanıklaştırmadan bu sancağı ulaştırma
gayreti içerisindeyiz. “ifadelerine yer verdi.
Programda konuşan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer
Çelik, “Allah Kur’an-ı Kerim'de sahabelerden razı olduğunu açıkça beyan
etmiştir. ‘Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır.’
Allah onların imanlarına şahitlik etmiş ve onların imanını tescillemiştir.
Onların Peygamber aşkını ve sevdasını tescillemiştir. Malını mülkünü her şeyini
muhacir kardeşleri için seve seve verdiklerini yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de
tescillemiş. Allah Resulü onlardan birini çağırdığında, onlar; ‘buyur, anam
babam sana feda olsun’ diyorlar. Böyle sıradan bir şey değil. Anam babam sana
feda olsun dediklerinde, anasını da babasını da kendisini de çocuklarını da feda
etmişler.” ifadelerini kullandı.
“EBU UBEYDE, EMNİYET VE TESLİMİYET NOKTASINDA
ÖNE ÇIKAR”
Çelik, “Ebu Ubeyde bin Cerrah (ra)’tan Allah ebeden razı olsun, makamını yüceltsin, bizi de onun yolundan ayırmasın. Lakabı, Emin-ül Ümme, (ümmetin emini) Hz. Peygamber, ‘her ümmetin bir emini vardır, benim ümmetimin emini de Ebu Ubeyde bin Cerrah’tır’ diyor. Bu sahabenin hayatında iki nokta göze çarpar, biri emniyet, diğeri teslimiyet. Hz. Peygamber ile beraber yapılan tüm savaşlara katılmış ve O’ndan hiçbir vakit ayrılmamıştır. Görevlerine baktığımızda bu sahabenin iki önemli görevi vardır, birincisi maliye bakanlığı, bu görevi Hz. Ebubekir döneminde icra etmiştir. Diğeri ise ordu komutanlığıdır.” diye belirtti.
“EBU UBEYDE BİN CERRAH ARAPLARIN İKİ DÂHİSİNDEN BİRİDİR”
Çelik, “Ebu Ubeyde 27 yaşına geldiği zaman İslam’ın
nuruyla aydınlanacaktı. Kendisi okuma yazma bilen ender insanlardandı.
Arapların şöyle bir deyimi var; ‘Arapların iki dâhisi vardır, biri Ebubekir,
diğeri ise Ebu Ubeyde bin Cerrah.’ Özellikle Mekke’de ilk iman eden ve Hz.
Peygambere ilk inanan sahabelerin hayatına baktığımızda istisnasız hepsinin
ortak özelliği; cahiliyede putlara tapmamışlar, içki içmemişler, kumar
oynamamışlar, zina etmemişler ve hepsi de Mekkeliler tarafından emin, dürüst ve
güvenilir insanlar olarak tanınmışlardır. Ebu Ubeyde bin Cerrah ta bunlardan
biridir. “dedi.
Mekke toplumunda iman edenlerin yaşadıkları zorluklara
değinen Çelik konuşmasına şöyle devam etti, “Mekke’de iman ettim demek, her
türlü çile, eziyet ve işkenceyi göze almak demektir. Bunun için Mekke, bağrında
münafık yetiştirmemiştir. İki çizgi var; hak ile batıl, iman ile küfür çizgisi.
İman eden o yiğitler bütün sıkıntıları göze alarak iman ettiler. Ebu Ubeyde de
babasının kendisinin iman ettiğini duymasından sonra diğer sahabeler ne kadar
çile, işkence ve eziyet çekmişse aynısını Ebu Ubeyde de çekmiştir.”
“ALLAH YÜCE KİTABINDA SAHABELERİ ÖVMÜŞTÜR”
Çelik, Bedir savaşından paylaşımlarda bulunarak,
sahabelerin Hz. Bilal’in Bedir savaşı için çağrısını duyduklarında yiğitlerin
Bedir savaşı için meydanlara çıktıklarını, o günün yev-mul Furkan, hak ile
batılın birbirinde ayrıldığı gün olduğunu, o gün, baba ile oğulun, kardeş ile
kardeşin, amca ile yeğenin, dayı ile yeğenin karşı karşıya geldiği gün olduğunu
ve bu savaşta Ebu Ubeyde’nin de babasıyla karşı karşıya geldiğini aktararak bu
savaşın iman savaşı olduğunu, hak ile batılı savaşı olduğunu belirtip kavmiyet
savaşı olmadığının altını çizdi. Çelik, “Allah Mücadele suresi 22’inci ayeti
kerimesinde şöyle buyuruyor, “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kavmin;
babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Peygamberine
düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin…” Allah yüce kitabında bunları
övmüştür.” İfadelerine yer verdi.
“İSLAM DİNİ
İNSANLARIN YÜREĞİNE KILIÇLA DEĞİL, ADALET VE SEVGİYLE GİRMİŞTİR”
Çelik, “Müslümanlar olarak İslam’ın bizden istediği ama
bir türlü yapamadığımız bir şey var. Bu din asla kılıçla hâkim olmamıştır. Bu
din asla kılıçla insanların yüreğine girmemiştir. Bu din adaletle, merhametle,
sevgiyle, aşkla insanların yüreğine girmiştir.” dedi.
Ebu Ubeyde’nin vefatı ile ilgili olarak Çelik, “Ebu
Ubeyde bin Cerrah veba salgınına yakalanır, hastalığı şiddetlenince etrafında
toplanan askerlerine diyor ki, ‘Benim yolum gözüktü, ben Allah’a ve Resulüne
doğru gidiyorum, yalnız size bazı nasihatlerim var; eğer yerine getirirseniz
dünyada da ahirette de mesud olursunuz. Namazı dosdoğru kılın, orucunuzu tutun,
Beytullah’ı ziyaret edin, zekatınızı verin, emirlerinize, amirlerinize itaat
edin, onlara isyan edip hainlik etmeyin, dünya sizi aldatmasın, dünyanın
peşinden koşmayın, şunu iyi bilin ki dünyada bir yıl da yaşasanız ölüm bir gün
gelip kapınızı çalacak.’ diye son sözlerini söylüyor ve vefat ediyor. Muaz bin Cebel
ebu Ubeyde’nin cenaze namazını yaşlı gözlerle kıldırıyor ve etrafındakilere
dönüp, ‘Siz şu an da öyle birinin namazını kılıyorsunuz ki vallahi şimdiye
kadar ne bunun gibi biri geldi ne de gelecek.’ İfadelerine yer verdi.