Bingöl Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Abdullah Bedeva İslam'da iş ve ticaret ahlakı konusunda açıklamalarda bulundu.
Dr. Abdullah Bedeva, işveren ve işçilerin hakkı gözetmesi
gerektiğine vurgu yaparak dürüst tacirlerin efendimizin müjdesiyle ahirette
Sıddıklar ve şehitlerle beraber olacağını hatırlattı.
Ticarette adalet ve dürüstlüğün önemli olduğunu söyleyen
Bedeva, dürüst olmayanların kazancına haram bulaşacağı ve ahirette sorumluluk
oluşturduğunu, buna karşın dürüst çalışanların ise Hazreti Peygamberin
(Sallallahu Aleyhi Vesellem) müjdesiyle ahirette şehitler ve Sıddıklarla
beraber olacağını hatırlattı.
"İNSAN HANGİ
DAVRANIŞLARDA BULUNURSA BULUNSUN MUTLAKA ONUN KARŞILIĞINI GÖRECEKTİR"
İnsanoğlunun geçimini sürdürebilmesi için her zaman
çalışmaya ihtiyaç duyan bir varlık olduğunu dile getiren Bedeva, "Bu
çalışmalarını sürdürürken de belli prensipler ve kurallar çerçevesinde yapması
gerekir. Yüce Allah Kuran-ı Kerim'in Hud suresi 115'inci ayetinde, '… Allah,
güzel iş yapanların ödülünü zayi etmez.' buyurmaktadır. Yani burada verilen
mesaj, kişinin yaptığı güzel işlerin karşılığını Allah her zaman verecektir.
Yine Allah-u Teala Necm suresi 39'uncu ayette ise, 'İnsan için yalnız kendi
çalıştığının karşılığı vardır.' buyurmuştur. Dolayısı ile insan ne yaparsa
yapsın, çalışırken hangi davranışlarda bulunursa bulunsun mutlaka onun bir
karşılığını görecektir." dedi.
Bedeva, "Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi
Vesellem), 'Veren el alan elden üstündür.' Buyurarak çalışmanın önemine vurgu
yapmaktadır. İnsanlardan bir şeyler talep eden bir kişiye Resulullah
(Sallallahu Aleyhi Vesellem) o şahsa gidip çalışmasını emretmesi de Resulullah
(Sallallahu Aleyhi Vesellem) insanların çalışması gerektiğini ve çalışmanın
önemine vurgu yaptığı bir diğer husustur. İslam insanı çalışmaya sevk ederken
belirli kurallar belirliyor. İnsan çalıştığının karşılığını tam olarak
alabilmesi için İslam'ın belirlediği kurallar çerçevesinde çalışması ve o
kurallara uyması gerekiyor." dedi.
İslam dini de bu kuraların çerçevesini belirlemiş ve ona
göre davranılmasını emretmiştir. Öncelikle burada İslamiyet'in üzerinde
hassasiyetle durduğu konulardan bir tanesi adalettir. Haksızlık ve zulüm
yapmamak suretiyle çalışmalarını sürdürmektir. Kamu sektöründe amir statüsünde
olan kişilerin kendi mahiyetinde çalışanlara iş dağılımı yaparken veya işlerin
işleyişi konusunda bir alan açarken onlar arasında ayrım yapmamak, onlara
zulmetmemek ve haksızlık yapmamak konusunda hassasiyetle davranması gerekir.
Yüce Rabbimiz 'adaletli olun, adalet takvaya en yakın davranıştır' şeklinde
ifade etmektedir. Bununla birlikte Hazreti Resulullah (Sallallahu Aleyhi
Vesellem) hadis-i şeriflerinde 'Kim bir kardeşinin canına ya da malına kast
etmiş ise dinar ve dirhemin geçerli olmadığı gün gelmeden helallik alsın, aksi
halde kıyamet günü onun iyi ameli varsa onun hissesinden haksızlık yaptığı
kimseye verilir, iyi ameli yoksa haksızlık yaptığı kimsenin günahını yüklenir.'
şeklinde uyarı yapmaktadır. Dolayısıyla işveren kişinin adaleli olması
gerekmektedir. Aynı şekilde özel sektörde de işveren kişilerin de çalıştırdığı
kişilere adaletli ve merhametli olması gerekir.
"İSLAMİYET,
ÇALIŞMA HAYATINDA DÜRÜSTLÜK VE GÜVENİLİRLİK KONULARI ÜZERİNDE HASSASİYETLE
DURMUŞTUR"
İslamiyet'in özellikle çalışma hayatında hassasiyetle üzerinde durduğu husus dürüstlük ve güvenilirlik konusu olduğunu söyleyen Bedeva, "Allah-u Teala Kuran'da, 'Sadıklara sadakatleri sebebiyle mükafat verecektir.' şeklinde bize buyurmaktadır. Yine Ebu Hureyre (Radiyallahu anh) tarafından nakledildiğine göre Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) şöyle buyurmuştur, 'iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, ihanet ile emanet bir şahsın kalbinde birlikte bulunmaz.' dolayısıyla gerek işveren gerek iş alan gerekse de başkalarının işini yapan kimselerin mutlak anlamda üzerinde durması gereken konulardan bir tanesi de dürüstlüktür. Çalışan bir şahıs yapacağı bir işi dürüst bir şekilde kendi işiymiş gibi yapması gerekir. Aksi halde dürüst yapmadığı bir işten elde edeceği kazanca haram bulaşır ve bu da İslamiyet'te yasaklanan bir durumdur." dedi.
"BİZİ ALDATAN
BİZDEN DEĞİLDİR"
"İŞLERİ YAPMAYIP MESAİ SAATLERİNE DİKKAT EDİLMEZSE O KAZANCA HARAM BULAŞTIRMIŞ OLUR"
Çalışma esnasında verilen işler ve mesai saatlerine dikkatin önemine vurgu yapan Bedeva, "Özellikle kamu sektörlerinde veya özel işlerde bize ayrılan belli süreler ve işler vardır. Bize ayrılan sürelerden kısıp yapmamız gereken işleri tamamlamazsak veya mesai saatlerine dikkat etmezsek bu durumda İslamiyet'in yasakladığı bir işi yapmış oluruz. Haliyle bu çalışma kapsamında alacağımız ücrete haram bulaşmış olur." dedi.
"İŞVEREN VE ÇALIŞANLAR YAPACAĞI HER İŞTE KENDİ İNANÇ DEĞERLERİNE HASSASİYETLE DİKKAT ETMESİ GEREKİR"
Karaborsacılık ve ihtikâr hakkında da açıklamalarda
bulunan Dr. Bedeva, "Yapacağımız işte veya ticaret hayatımızda
karaborsacılık ve ihtikâr da kaçınmamız gereken önemli bir husustur. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi Vesellem) karaborsa yapan için, 'Karaborsa yapan ne kötü bir
kuldur.' ifadesini kullanmıştır. Haliyle Müslüman olan bir kimse iş hayatında
gerek işveren gerek iş alan gerekse de özel işletme olsun yapacağı her işte
kendi inanç değerlerine hassasiyetle dikkat etmesi gerekir. Başkalarına zarar
verecek şeylerden kaçınarak o doğrultuda işini sürdürmesi gerekir. Resulullah,
(Sallallahu Aleyhi Vesellem) dürüst ticaret yapanların ve dürüst çalışanlara
özellikle vurgu yapmış ve dürüst çalışma konusunda hassasiyetle uyarılarda
bulunmuştur. Bunu da bilelim ki dürüst çalışan kişiler ahirette de şehitlerle
ve Sıddıklarla birlikte olacağını unutmayalım." ifadelerine yer verdi.
(İLKHA)