Eğitim-Bir-Sen Üniversite Şubesi, Bingöl Üniversitesi’nde Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu müdürünün, üyelere karşı baskı uyguladığını iddia ederek, yazılı bir açıklama yaptı.
Bingöl Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu müdürünün, üyelere karşı
baskı uyguladığını iddia eden Eğitim-Bir-Sen Üniversite Şubesi, yazılı bir
açıklama yaptı.
İddialarda şu ifadeler yer aldı:
“Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şükrü Bengü
hakkında üyelerimizden bir süredir ciddi şikâyetler tarafımıza iletilmektedir.
İlgili birimde üyelerimizle yaptığımız görüşmeler ve yaptığımız araştırmalar
neticesinde bu baskıların uzun süredir devam etmekte olduğunu ve süreklilik arz
ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Bu durum hakkında gerek idare ile ve gerek
kendisi ile defalarca görüşülmesine rağmen herhangi bir değişiklik olmamış,
ilgili yönetici baskıcı tutumundan vazgeçmemiştir. Bu durumda Eğitim-Bir-Sen
Bingöl Üniversitesi Şubesi olarak bu basın açıklamasının yapılması ihtiyacı
duyulmuştur.
SHMYO Müdürünün, keyfi uygulamalarına boyun eğmeyen personele yönelik
mobbing uygulaması, durmadan peş peşe soruşturmalar açtırarak bezdirme anlayışı
gütmesi, ceza verdirerek susturmaya çalışması, anayasal bir suç teşkil ettiği
kanunlarda açıkça beyan edilmektedir. Üstelik ilgili yönetici, bu baskı ve
zulme ulaşan keyfi hareketlerini açıkça ifade etmekten de geri durmamakta ve
korkusuzca(!) ilan etmektedir. Kendisine baskıcı fiillerinin suç olduğu ve buna
son vermesi gerektiği iletilmesine rağmen adı geçen müdür, bundan vazgeçmemiş,
aksine durumdan şikâyetçi olan çalışanlarına yönelik tutumunu artarak devam
ettirmiştir.
Hakkında akla ziyan uygulamaların ayyuka çıktığı SHMYO Müdürü Doç.
Dr. Şükrü BENGÜ, kendisiyle ilgili yasal olmayan uygulamalarından şikâyetçi
olan üyelerimizi susturmak amacıyla çeşitli bahaneler öne sürerek bazılarına
bir dönem içerisinde çeşitli gerekçelerle 7 adete varan cezalar verdirterek
üniversitedeki görevlerine son verilmesine neden olmuştur. Öyle ki; SHMYO
biriminde özellikle son bir yıl içerisinde ilgili müdürün baskıcı
uygulamalarından dolayı bazı kadın çalışanlar, ne yazık ki, psikolojik tedavi
görmek durumunda dahi kalmıştır.
Yasal olmayan benzer keyfi uygulamalarından dolayı daha önce görevli
olduğu birimlerde de hakkında şikâyetler bulunan ilgili müdür, uyarılara rağmen
SHMYO biriminde çalışan üyelerimize ve emrindeki diğer personellere yönelik
baskıcı tutumunu sürdürmekte ve bundan dolayı hakkında herhangi bir yasal işlem
yapılmamaktadır. Bu yönetici kime ve neye güvenmektedir? Bir kamu kurumu olan
üniversitede çalışan ve kendisinin keyfi tutumuna boyun eğmeyen kamu
personellerini çeşitli isnatlarla baskılayan ve mobbing uygulayan, bunun
yanında açıkça işlerine son vereceğini ve yapacaklarının da hiç kimsenin engel
olamayacağını övünerek her ortamda konuşmaktan geri durmayan bu müdürün arkasında
kim ve kimler bulunmaktadır? Bu kişi anayasal bir kurumda, kamu personellerine
yönelik böyle bir tavrı neye dayanarak sürdürmektedir? Kendisinin keyfi
uygulamalarına karşı çıkan personellere yönelik açıkça tehditleri, kendi
ifadesiyle bazı siyasi erklerden aldığı güç ile yaptığı ve dolayısıyla
yönetimin de kendisine bir şey yapamayacağı iddiası doğru mudur? Eğer doğru ise
biz de kanunların bize verdiği sendikal güce dayanarak soruyoruz: Siyasi
erklerin başka bir işi kalmadı mı ki, böyle bir müdürün keyfi ve baskıcı
uygulamalarına sahip çıkmaktadır? Bu kişi hakkında onca suçlamaya rağmen
şimdiye kadar neden yasal bir işlem yapılmadığını, yönetimin bu yaşananlardan
haberdar olup olmadığını merak ediyor ve bu durumu kamuoyunun bilgisine sunmayı
bir görev addediyoruz.”denildi.