Düzenlenen programa İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Yanılmaz, okul idaresi, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı. Saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlayan program okul Müdürü Mikail Azak’ın açılış konuşması ve müdür yardımcısı Mehmet Mahşuk Uslu’nun okuduğu şiirle devam etti.

ÖMER SEYFETTİN, SİZLERLE YAŞASAYDI BU ÇATI ALTINDA BİRÇOK YENİ HİKAYEYE İMZA ATARDI

“Bir parçası olmakla iftihar ettiğimiz bu büyük ailenin ferdi olarak bir araya gelmenin bahtiyarlığı içerisindeyiz” diyerek açılış konuşmasını yapan okul müdürü Mikail Azak, “Bir eğitim öğretim yılının son haftalarına girdiğimiz bu süreçte birçok hikaye sığdırdığımız bir yılı geride bırakmak üzereyiz. Büyük yazar Ömer Seyfettin, sizlerle yaşasaydı bu çatı altında birçok yeni hikâyeye imza atardı. Mesela arkadaşının yırtık ayakkabısını dert edinip ondan habersiz aldığı hediyeyi bizim üzerimizden, sağ elin verdiğini sol elin görmediği kızımızın hikayesini de yazardı. Kendisine verilen maddi imkânı benden daha muhtaçları var deyip arkadaşının nefsini nefsine tercih eden kızımızın hikayesini de yazardı. Bulduğu emaneti sahibine ulaştırmanın derdini yaşayan yürek için de birkaç satır elbette yazılırdı. “Haksızlık, yanlışlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Sözünü şiar edinip gördüğü yanlışları beraber nasıl düzeltiriz diye dert edinen kocaman yürekleri de yazardı. İşte bizi aynı çatı altında buluşturan bu okullar bunun için var. Eğitimin nihai hedefi de budur zaten... Bu okullar ezeli ve ebedi önderimiz Hazreti Muhammed’in bize miras bıraktığı emanetlerin insan karakterinde ete kemiğe büründüğü yerlerdir. Bu okullar, “anne süte, su katma halife bilmezse de Allah biliyor” misyonunu şiar edinmiş, asımın nesline talip okullardır. Bu okullar “kenarı Dicle'de bir kurt kaparsa koyunu, adaleti ilahi Ömer'den sorar bunu” vasiyetini vicdanının adalet terazisine insanlık için koymuş eşsiz okullardır. Bu okullar, Nizamül mülkün eğitim müfredatını yani matematikle kuranı, fizikle hadisi, yani aklın nuru fen ilimleri ile kalbin nuru din ilimlerini aynı ruhta mezcedmiş okullardır. Bu okullar Şeyh Edebalinin büyük çınar Osmanlı devletinin çekirdeği olan Osman beye ilk ve son dersini, Akşemseddin’in Fatih Sultan Mehmet’e katre katre zerkettiği ilimleri miras edinmiş okullardır. Bundan dolayıdır ki, temsilcisi olduğumuz bu ağır misyonu omuzlarken, az önce saydığımız karakterlere ait örnekleri sizin dünyanızda gördükçe mutlu olduk, sevindik ve bu misyona yakışmayan tavırları da gördükçe kızdık, öfkelendik. Çünkü öğretmen annenin şefkatini, babanın endişesini taşır. Öğretmenin sevincinde de öfkesinde de anne-babanın hissiyatı vardır. Bugün bir yıla yakın yaşadığımız bu duyguları hatırlama, hepinizin şahsında bir adım öne çıkmış öğrencilerimize çam sakızı çoban armağanı temsili ödül verme, onure etme ve artık annelerine emanet etme vakti gelmiş 12'ci Sınıflarımızla vedalaşma amacıyla buradayız. Öğretmenlerimizin şahsında tüm on ikinci sınıflarımıza bundan sonraki hayatlarında yukarıda misyonuna, vizyonuna vurgu yaptığımız bu okulun ruhunu unutmadan yaşamalarını, onlara son dersimizin, son tavsiyemizin bu olduğunu belirtmek isterim. Burada geçirdiğiniz zaman içerisinde şahsım ve öğretmenlerimden sizi kıran, üzen hallerimiz için haklarınızı helal etmenizi varsa bizim haklarımızın da sizlere helal olduğunu bilmenizi isterim. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla, hürmetle selamlar daha mutlu daha huzurlu, daha başarılı bir gelecek dilerim” dedi.

DAHA GÜZEL YERLERE GELMEK İÇİN GEÇMİŞTE Kİ HATALARINIZI BIRAKIP YENİDEN BİR YOL ÇİZİP DEVAM ETMENİZ GEREKİR

Ali İhsan Yanılmaz yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı. “Böyle günler biraz duygulu olur. Geçen sürenin kıymetini belki bildik, belki de bilmedik ama son güne geldik. Zaman zaman öğretmenlerimiz uyarmışlardır sizleri. Yapmayın çocuklar biraz daha gayret gayret diye ve sonuna geldik. Şöyle geriye doğru baktığımızda mutlaka üzüldüğümüz, pişman olduğunuz çok noktalar olacak. Yine de geriye dönüp kalmak değil de bundan sonra ki yaşamınızda daha güzel yerlere gelmek için o geçmişte ki hatalarınızı bırakıp yeniden bir yol çizip devam etmeniz gerekir. İmam hatipli bütün kızlarımızdan memnunuz. İnanç konusunda biz kendi gençliğimizde bazı bilgileri alamadık ama eskiden imam hatip yoktu. Sadece Kur’an kurslarına giderdik o da her çocuğa nasip olmaz. Belki imkanı olmaz, yetişemezdi onlara ama bugün Allah'a çok şükür Türkiye’nin her tarafında İmam Hatipler dolu, İmam Hatip ortaokulları dolu. Sizler buraya tercihle geldiniz bundan sonraki yapacağınız tercihi yine sizler belirleyeceksiniz. Başta okul idaresinde bulunan arkadaşlarıma daha sonra siz değerli öğretmenlerime teşekkür ediyorum. 12 inci sınıfta olan genç kızlarımızın Allah yolunuzu açık etsin, inşallah bu üniversite sınavından sonra da müjdeli güzel haberler alırız. Hepiniz Allah'a emanet olun.”

BİR YANIMDA BİR DAHA GELEMEYECEK OLMANIN ÜZÜNTÜSÜNÜ TAŞIRKEN BİR YANIMDA DA BİRİNCİ OLARAK MEZUN OLMANIN GURURUNU YAŞIYORUM

Okul birincisi olan Hayrunnisa Çiftçi yaptığı konuşmada, “Lise adı altındaki o dört güzel yılın sonuna tanıklık ediyoruz. Sözde sadece sayıdan ibaret gözüken, özünde ise aynı çırpıda ifade edilemeyecek bir süreci ufaktan sindirmeye başlıyoruz. Henüz okula tam olarak veda etmedik, henüz üniversiteye somut bir adım atmadık. Bu adımımızı attığımızda liseye veda kavramını içimizde buram buram hissetmeye başlayacağız. Ben inanıyorum ki yıllar geçse de bu aileyi, dostlarımızı, hocalarımızı gülümseyerek hatırlayacağım. Ve yıllar geçse de bir hocamızın ‘Ailelerin gözünde çocukları nasıl büyümezse öğretmenlerinin gözünde de bazen öğrencileri öyle büyümez’ sözünü hiç unutmayacağım. Bizim böyle eşine az rastlanır, bu işe inancımızı arttıran saygıdeğer hocalarımız vardı. Biz burada bir aileydik ve yıllar geçse de biz bu ailenin fertleri olarak kalacağız. Bu okulda okurken zaman zaman dersler den yorucu ödevlerden bitmek bilmeyen yazılılardan şikayet ettiğimiz oldu. O zamanlar bize okumanın değerini sonradan anlayacağımızı söyleyenler vardı, haklıydılar. Şimdilerde daha iyi anlıyorum samimi içten, mütevazi, güler yüzlü hocalarımızla bir liseden fazlasıydı burası. Bize rehberlik eden aklımıza bir şey takıldığında odalarına gidip rahatça danışabildiğimiz hocalarımızdı onlar. Solhan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin farkıydı, bu bizim şansımızdı. Buraya ilk geldiğim zamanlarda üst sınıflardan çok duyduğum bir söz vardı, eminim sizin aranızda da duyanlar çok olmuştur. O sözü sizinle paylaşmak istiyorum "Buraya isteyerek ya da istemeyerek gelseniz de buradan üzülerek ayrılacaksınız." Şimdi bu söze ben de katılıyorum bizden sonra bizim bıraktığımız sıraları dolduracak olan arkadaşlarım, oturduğunuz sıraların kıymetini bilin bugün burada hüzünlüyüz evet dört yılımızı uğurluyoruz ama Cahit Zarifoğlu'nun şu sözünü unutmayın arkadaşlarım "Hüzün içinde bize mutluluk getiren bir zarftır." Bugün burada hüzünlü bir bitişin yanında yepyeni bir başlangıç yapıyoruz aslında. Daha keşfedeceğimiz yerler yapacağımız işler ve aydınlatacağımız karanlıklar var. Bir yanımda bir daha gelemeyecek olmanın üzüntüsünü taşırken bir yanımda Birinci olarak mezun olmanın gururunu yaşıyor. Elbette ki bu birinciliğin tek muhatabı ben değilim, başta her türlü maddi ve manevi desteğini esirgemeyen her daim yanımda olan varlıklarından tarif edilemeyecek mutluluk ve güven duyduğum anneme ve babama, saygı değer hocalarıma, arkadaşlarıma ve bizi daha iyi standartlar altında geleceğe hazırlayan idaremizin her bir ferdine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Program başarı elde eden öğrencilere plaket, mezun olan tüm öğrencilere verilen mezuniyet belgesinin akabinde çekilen toplu fotoğrafla son buldu.