Solhan İlçe Müftüsü Eyüphan Toprak Ramazan ayı münasebetiyle bilgilendirmede bulundu.

2 Nisan 2022 Cumartesi günü bu senenin Ramazan ayının başlayacağını hatırlatan Müftü Toprak,“Dolayısıyla ilk niyet ve sahurlarımızı da Cuma gününü Cumartesi gününe bağlayan gece eda etmiş olacağız. Cenab-ı Allah: Bakara süresinin 183. Ayet-i kerimesinde “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de oruç farz kılındı.” buyurarak Ramazan orucunun farziyetini haber vermiştir. Yüce Mevlamız bu mübarek ayı hakkıyla yaşamayı cümlemize nasip eylesin. Ramazan orucunun faziletini Efendimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selem "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." ifadesiyle ümmetine bildirmiştir.” dedi.

İNSANLARIN MELEKLEŞMEYE DAVET EDİLDİĞİ AYDIR RAMAZAN

Ramazan orucu vesilesiyle, yemekten, içmekten ve cinsel münasebetten, oruç boyunca uzak durması istenen Müslümanlar, aynı zamanda kavgadan, gürültüden, haksızlık yapmaktan, yalan söyleyip yalan ile amel etmekten, kin ve adavetten, kötü alışkanlıklardan, hâsılı, insanın insanlık derecesini düşürecek her türlü kötü halden de men edilerek adeta melekleşmeye davet edildiğini belirten Müftü Toprak açıklamalarına şöyle devam etti;Ramazan ayı hayatımıza yeni bir düzen vermemiz gereken, kötü alışkanlıkları terk edip, iyilik yapma hususunda birbirimiz ile yarışmamız gereken hayır ve hasenat ayıdır. Sahur, iftar, mukabele, hatim, teravih ve nice güzelliği ile Ramazan ayı gerçek manada bir bereket ayıdır.

RAMAZAN AYI KUR’AN AYIDIR

“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin.” (Bakara 2/185) Kur’an’ın indirildiği bir ayda en önemli görevlerimizden biri Kerim Kitabımızın hayatımızdaki yerini tekrar gözden geçirmek olmalıdır. Sadece okumakla yetinmemeli hayatımızın her alanında yaşatmaya gayret etmeliyiz.

RAMAZAN AYI İNFAK AYIDIR

Ramazan ayı aynı zamanda muhtaçları görüp gözetmemiz, fakirin, yetimin hamisi, kimsesizin kimsesi olmamız gereken rahmet ayıdır. Bu mübarek ay, zekât, sadaka, fitre, iftar ve diğer infak çeşitleri ile muhtaç kardeşlerimize yardımcı olmamız, onların yüzünü güldürmemiz gereken, en önemlisi de Rabbimizin bize bahşetmiş olduğu nimetlerin şükrünü eda etmemiz gereken bir aydır.

KADRİ YÜCE KADİR GECESİ 

Kur’an-ı Kerimin ifadesi ile bin aydan daha hayırlı olan ve kerim kitabımızın nazil olduğu Kadir Gecesi de Ramazan ayının değerine değer katan mübarek gecelerden biridir.

Sevgili Peygamberimiz; Ramazan ayında işlenen salih amellerin diğer zamanlarda işlenen salih amellere göre kat kat fazla sevaba vesile olacağını da ümmetine haber vererek bizi Ramazan ayında diğer zamanlardan daha fazla ibadet etmeye teşvik etmiştir.

Elbette Ramazan ayının faziletleri sadece saydıklarımdan ibaret değildir. Daha birçok güzelliği  barındırmaktadır Ramazan ayı.

BÜTÜN BU GÜZELLİKLERDEN MAHRUM KALMA TEHLİKESİ

Durum böyle olmakla beraber Ramazan ayının bu eşsiz güzelliklerinden mahrum olma tehlikesine de dikkat etmemiz gerekiyor. Nice oruç tutan insanın tuttuğu oruç sevabından mahrum kalacağını,  elinde sadece açlığın kalacağını haber veren Peygamber Efendimiz, “Kişi yalan söylemeyi ve yalan ile amel etmeyi terk etmediği müddetçe, Allah’ın onun aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur” buyurarak kâmil manada oruç tutmuş sayılmamız için diğer organlarımıza da oruç tutturmamız gerektiğini beyan etmiştir.”

BU ÜÇ ORUÇTAN ÇEŞİDİNDEN HANGİSİNE TALİP  OLMALIYIZ?

İmam Gazali’nin oruç tutanları üç mertebeye ayırdığını belirten Müftü Toprak, şöyle devam etti; Avamın Orucu: Bu oruç, mide ve tenâsül uzvunu şehvetten sakındırmaktır. Yani yemek, içmek ve cinsî münasebette bulunmaktan sakınmaktır.

Havass Orucu: Kulak, göz, dil, el, ayak ve sâir âzaları günahlardan uzak tutmaktan ibarettir.

Ahass'ul-Havass'ın Orucu: Kalbi, dünyevî düşüncelerden tamamen arındırıp Allah'tan başka her şeyi kalpten uzaklaştırmaktır.

Görülüyor ki gerçek oruç; sadece mideye değil diğer azalarımıza, hatta düşüncelerimize dahi tutturmamız gereken bir ibadettir. Yarın Rabbimizin huzurunda hangi orucun sevabını almak istiyor isek yeni başlamış olduğumuz Ramazan ayını o şekilde geçirmeye çalışalım. Unutmayalım ki Ramazanı gaflette geçirmek, zevkin, sefanın peşinde koşup namazdan, camiden, mukabeleden, teravihten ve infaktan mahrum olmak kişi için en büyük hüsrandır.

Yüce Yaradanımızdan oruçlarımızı kabul eylemesini, rahmet ayı olan Ramazan Ayını, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile kılmasını ve bu mübarek ayı sıhhat ve afiyet içinde tamamlamayı cümlemize nasip eylemesini niyaz ediyorum.”