25 Şubat-4 Mart "Dünya Kudüs haftası" dolayısıyla Türkiye geneli olduğu gibi Bingöl'de İTTİHADUL ULEMA ve Peygamber Sevdalıları Vakfı ortak basın açıklaması düzenledi. Merkez Dörtyol Saat kulesi önünde yapılan basın açıklamasını grup adına Peygamber Sevdalıları Vakfı Bingöl Temsilcisi Şefik Börü okudu.
Gerçekleştirilen ortak basın açıklamasında, Kudüs'ün ümmeti birleştiren en güçlü bağ olduğu her zaman ve zeminde imkanların seferber edilmek üzere Kudüs davasının gündeme getirilmesi gerektiği ifade edildi.
"Şanı Yüce Mevla'mıza, hamd u senalar; Resul-ü Zişan Efendimize salat ve selam olsun." ifadeleriyle başlanan açıklamada, ümmetin ilk kıblesi Kudüs'ün, on yıllardır ümmetin en şedit düşmanlarının esareti altında inlediği, siyonist katillerin kirli çizmeleri altında ezildiği belirtildi.
Hazreti Peygamber'in, topraklarında namaz kılıp Mirac'a yükseldiği Kudüs'ün yeni Selahaddinleri beklediğine işaret edilen açıklamada, "Gözlerini hasretle açmış, Selahaddinleri yetiştiren ümmetin cesur evlatlarına bakıyor. Yeni Selahaddinler ne zaman diye soruyor!" denildi.
"KUDÜS, YENİ SELAHADDİNLER NE ZAMAN DİYE SORUYOR"
Ümmetin ilk kıblesi olan Kudüs'ün on yıllardır ümmetin en şedit düşmanlarının esareti altında inlediği, siyonist işgalcilerin kirli çizmeleri altında ezildiği belirtilen ve ümmete seslenilen açıklamada şunlara yer verildi: Peygamber-i Ekrem'in topraklarında namaz kılıp Mirac'a yükseldiği Kudüs, yeni Selahaddinler bekliyor. Gözlerini hasretle açmış, Selahaddinleri yetiştiren ümmetin cesur evlatlarına bakıyor. Yeni Selahaddinler ne zaman diye soruyor! Ey Selahaddin'in çocukları! Ey Fatih'in çocukları! Ne zaman el ele verip atalarınız Selahaddinler gibi, Fatihler gibi İslam dünyasının başına çekirgeler gibi üşüşmüş Haçlı sürülerini, Siyonist barbarları defedeceksiniz? Geldikleri yere geri göndereceksiniz? Ey İslam ümmeti! Ey Müslüman halklar! Ey Kürtler, Türkler, Araplar, Farslar ve İslam ümmetinin diğer evlatları! Ey bu ümmetin âlimleri, hatipleri, aydınları, ümmetin kurtuluşunu dert edinmiş Müslümanlar! Kudüs'ün esareti ümmetin esaretidir. Kudüs'ün kurtuluşu ümmetin kurtuluşudur. Kudüs ümmeti birleştirecek en güçlü bağdır.
"KUDÜS'ÜN KURTULUŞU ANCAK ÜMMETİN VAHDETİYLE MÜMKÜNDÜR"
Kudüs davasının önemine de değinilen açıklamada, "Kudüs davası ümmetin ortak davasıdır. Ümmeti izzete götürecek, vahdeti sağlayacak, ümmetin en şedit düşmanını zillete mahkûm edecek davadır. Kudüs'e sahip çıkmak, Kudüs'ü gündeme getirmek, Kudüs'ün kurtuluşu için çalışmak bütün Müslümanlara farzdır. Kudüs ümmetin, namus davasıdır." İfadelerine yer verildi.
Kur'an'ın ifadesiyle ümmetin en büyük düşmanının siyonistlerin işgali altında bulunan Müslümanların ilk kıblesinin özgür kılınması Müslümanların boynunun borcu olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Her zaman ve her zeminde bütün imkânlar seferber edilerek Kudüs davası gündeme getirilmeli, halkımızda Kudüs bilinci oluşturulmalıdır. Selahaddin Eyyubi'nin torunları ve varisleri olarak Kudüs'ün kurtuluşu için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Bu dava Arapların, Türklerin, Kürtlerin, Farsların veya başka bir milletin davası değildir. Kudüs davası ümmetin tüm unsurlarının ortak davasıdır. Kudüs'ün kurtuluşu da ancak ümmetin vahdetiyle mümkündür." denildi.
Devamında İslam ülkelerinin yöneticilerine seslenilen ve siyonist işgal rejiminin Batı dünyasının bir projesi olduğuna değinilen açıklamada şunlar kaydedildi:
İslam dünyasının kalbine sapladıkları zehirli bir hançerdir. İslam dünyasını işgal etmek, zenginliklerini talan etmek, Müslüman halkları esir almak isteyen Batılı Haçlılar, Siyonist çeteyle Müslümanları bölmek, fitne tohumları ekmek için kullanmaktalar. Müslüman ülkelerin yöneticileri, İslam dünyasının gücünü zayıflatıp emperyalistler karşısında aciz bırakmaya çalışan bu ihanet şebekesiyle her türlü ilişkiyi sonlandırmalıdır. Müslümanların mukaddes ilk kıblesi Kudüs'ü işgal eden bu çeteyi tanımamalı, elçiliklerini ve tüm irtibat bürolarını kapatmalıdırlar. Bu terörist çeteyle siyasi, askeri ve ekonomik ilişki kurmak İslam dünyasına, Müslüman halklara ve Kudüs davasına ihanettir. Müslüman ülkelerin yöneticileri kendi halklarına bu ihaneti reva görmemeli, kendi geleceklerini de tehlikeye atan bu gaflete son vermeli!
“KUDÜS DAVASININ DOSTLARINI DOST, DÜŞMANLARINI DÜŞMAN EDİNİN"
Kudüs davasına sadece sözle değil, eylemlerle de sahip çıkılması gerektiğine dikkat çekilerek şu çağrılarda bulunuldu:
"Hangi kesimden, partiden, camiadan olursanız olun, Kudüs davasının ümmetin ortak davası olduğu bilinciyle hareket etmeli ve bu davaya katkı sunmalısınız. Liderleriniz ve yöneticileriniz üzerinde baskı unsuru olmaya çalışmalı, siyonist çete ile ilişkilerin sonlandırılması için gayret göstermelisiniz.Müslüman kardeşlerimiz! İlk kıblemizin, Mescid-i Aksa’mızın, kurtuluşu, ümmetin selameti için bu mukaddes davaya siz de omuz verin! Siyonist çeteyi ekonomik, siyasi ve her alanda boykot edin! Siyonist çetenin ürünlerini boykot edin, bu boykotu etrafınızda yayın, ailelerinize, dostlarınıza, komşularınıza bu konuda örnek olun. Siyonist katillerin silahlarına kurşun olmayın! Ürünlerini alarak onların cinayetlerine ortak olmayın! Müslüman kardeşlerimiz! Dostluklarınız, düşmanlıklarınız Kudüs davası eksenli olsun. Kudüs davasının dostlarını dost, düşmanlarını düşman edinin. Kudüs’e ihanet edenlerin ümmete de ihanet ettiğinin, Kudüs işgalcileriyle iş birliği içinde olanların İslam düşmanlarıyla iş birliği içinde olduğunun farkında olun."