Üç Aylar ve Regaip Kandili yaklaşması münasebetiyle İlçe Müftüsü Eyüphan Toprak vatandaşların  bu günlerin nasıl değerlendirilmesi konusunda bazı açıklamalarda bulunarak bilgilendirme yaptı.

Müftü Toprak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.

“İslâm dünyasında her yıl manevî bir iklimin hüküm sürdüğü ve ramazan bayramıyla sona eren üç aylar, Müslümanlara dinî hissiyat ve ibadet yoğunluğu eşliğinde gündelik hayatlarını sorgulama, yenileme ve zenginleştirme fırsatı sunmaktadır. Üç ayların faziletine dair Hz. Peygamber’den nakledilen rivayetlerin yanı sıra dinî kültürde mübarek sayılıp kutlanan Regaib, Mi‘rac, Berat ve Kadir gecelerinin bu aylarda yer alması üç aylara ayrı bir önem verilmesine, ibadet, dua, zikir ve hayırlı işlerle daha fazla meşgul olunarak dinî duyarlılığın daha yoğun olarak yaşanmasına zemin hazırlamıştır. 

2 Şubat Çarşamba günü Receb ayına kavuşmuş olacağız. Perşembeyi Cumaya bağlayan gece ise Regaib Gecesini idrak edeceğiz inşallah. Peygamberimiz (s.a.s), çok kıymetli ve faziletli olan bu mevsime ulaştığında Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyaz ederdi:  “Allah’ım, Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır.” ( Taberânî, Mu’cemü’l-evsat, IV, 189.)

Hicrî takvime göre yedinci ay olan recebin ilk perşembesini cumaya bağlayan geceye reğaib gecesi denmiştir. Sözlükte “kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış” anlamındaki rağiben nin çoğulu olan reğaib kelimesi hadis ve fıkıh literatüründe “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel” anlamındadır.

Reğaip kandili gecesi özelinde ve genel olarak kandil geceleri hakkında, dini bir dayanağı bulunmadığı halde bir kısım ibadet, dua ve zorunlu bir sayıya dayanan zikir ve ritüellerin bu gecede icra edilmesi ile alakalı söylentiler, İslam'ın önemsediği sahih rivayet anlayışından uzaktır. 

Kandil gecelerinin tamamında bizlere düşen, samimiyetle ibadet etmek, Nefis muhasebesi yapmak, Kur'an okumak, varsa kaza ya kalan namazlarımız onları eda etmek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, günahların kirlerinden arınıp ramazan ayı için manevi bir hazırlık yapmak, mümkünse akşam yatsı ve sabah namazlarını camide cemaatle birlikte eda etmek, bolca peygamberimize salat ve selam okumak, geceyi evimizde geçireceksek ev halkı ile birlikte ibadet, dua  ve nasihatlerle geceyi ihya etmek, Camilerde uygulanacak vaaz ve İrşad programlarına katılmak, ve bizler için bir rehber konumunda olan Kur'an-ı kerim-i okuyup anlamak onun müzakeresini yapmak ve o ilahi mesajları hayatımızın tümüne tatbik etmek. Ebû Hüreyre (r.a) den rivayet edildiğine göre, Resûlullah  (a.s) şöyle buyurdu:

“Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında müzakere ederlerse, Üzerlerine sekînet iner, onları rahmet kaplar ve melekler etraflarını kuşatır. Allah Teâlâ da o kimseleri kendi nezdinde bulunanların arasında anar.”  (Müslüm zikr 38.Ebû Dâvûd, Vitr 14; Tirmizî, Kırâat 12; İbni Mâce, Mukaddime 17.)

      Yukarıda zikredilen hadis bağlamında topyekun Allahın evi olan camilere gidip cami, cemaat, vaaz ve nasihatten, okunan Kur'an ve dualardan nasibimizi almalıyız.

       Bu vesile ile üç aylar ve reğaib kandilinin hakkımızda hayırlı olmasını cenabı Allahtan niyaz ediyorum. Bu gecenin bizlere ve bütün Müslümanlara sağlık, sıhhat ve huzur getirmesini, İslam beldelerinde dökülen kanların son bulmasını, bir musibet gibi üzerimize çöken bu salgın hastalığın bir an önce nihayete ermesini rabbimizden diliyoruz.

     Bütün rağbetmiz mevlamıza olsun. Hepimizin Reğaib gecesi kutlu olsun.”